#UykusuzKapak
30 Eylül 2020 Çarşamba
26 Eylül 2020 Cumartesi
HENÜZ 27 YAŞINDAYKEN 1999'DA YAŞAMINI YİTİRMİŞ GENÇ KARİKATÜRCÜ: "ABDÜLMECİT ÖZBEK"
ABDÜLMECİT ÖZBEK'İ TANIR MISINIZ?
Karikatürcü kardeşimiz Abdülmecit Özbek 1999'da 27 yaşındayken çalıştığı yük gemisinin kazanı patlayınca yaşama veda etti.
Köyündeki harabe evlerini sıfırdan yapacak, böylece aklı yaşlı ana babasında kalmayacaktı.
Ayrıca sayemde tanıştığı çizgi film yapımını çok sevmiş, tüm birikimini bu amaçla bir stüdyo için harcamayı kafasına koymuştu.
Çoğu gemicinin çalışmaya korktukları eski gemileri tercih ediyordu çünkü onlar fazla ücret ödüyorlardı.
Yeni bitirdiğim Vasconcelos'un bu romanı bana kardeşimiz Abdülmecit'i hatırlattı.
Anısına selam yolluyorum.
MİZAHHABER'in sağ alt köşesinde yer alan uzun bir listede yitirdiğimiz mizahçıların, karikatürcülerin, komediyle-mizahla ilişkisi olmuş sanatçıların adları, doğum ve ölüm tarihleri yer alır. 1972 doğumlu Abdülmecit Özbek bu listede ölüm tarihi bile bilinemeyenler arasındadır. 14 Ocak 1999'da memleketi Samsun'un Çarşamba ilçesinin Kızılot köyünde toprağa verilmiştir. Ama yaşamını İtalya'da yitirmeden önce 10 gün yoğun bakımda kalmıştır.
Mustafa Bilgin'in bu yazısı sonrası Cihan Demirci arşivini gözden geçirdi ve arşivinden Karikatürcüler Derneğinin Şubat 1999 bültenine ulaşarak, Abdülmecit'in ölüm haberini ve onunla ilgili bültenin 4. sayfasındaki yazıyı MİZAHHABER'de sizlerle paylaşmak istedi. 2007 yılından beri pek çok badireye rağmen, 14 yıldır yayınını sürdüren Mizahhaber, mizahçılarla ilgili bir bilgi kaynağı yaratmak için 1 Temmuz 2007'de yola çıkmıştı zaten.
Hemen altta paylaştığım ise bültenin 4. sayfası ise Abdülmecit Özbek'le ilgili bilgiler içeriyor. Sevgili Mustafa Bilgin, bugün yazdığı bir yazıyla bu haberi yapmamıza ve genç yaşta talihsiz bir kazayla yaşama veda etmiş bir çizeri anmamıza vesile oldu, kendisine teşekkür ediyor, 27 gibi gencecik bir yaşta bir gemi kazasına kurban giden emekçi çizer Abdülmecit Özbek'i de sevgiyle anıyoruz, ruhu şad olsun...
CİHAN DEMİRCİ-MİZAHHABER
(KAYNAK: Cihan Demirci Mizah Arşivi)
SİLİVRİ'DE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TARAFINDAN YAPILAN BİR OKULA USTAMIZ OĞUZ ARAL'IN ADI VERİLDİ..
![]() |
Başlık ekle |
CİHAN DEMİRCİ - MİZAHHABER
HABERİN İBB SAYFASINDAKİ VİDEOSU: https://twitter.com/istanbulbld/status/1309540862188285952?fbclid=IwAR13q3ie7Xia0OPQ6mO8BnRbfB1BHKaavuhI4TuLibk41OvVnD1Bk5NHxq4
#OğuzAralİlkokuluveOrtaokulu #Silivri #İBB #OğuzAralınadıbirOkulda
22 Eylül 2020 Salı
HALİT KURTULMUŞ AYTOSLU'NUN "WORLD PRESS CARTOON" KARİKATÜR YARIŞMASI EDİTORYAL DALINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ KAZANAN KARİKATÜRÜ...
19 Eylül 2020 Cumartesi
"KAVUK" DEVİR TESLİM TÖRENİ 20 EYLÜL PAZAR AKŞAMI HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU'NDA...
MİZAHHABER - "KAVUK" devir teslim töreniyle ilgili bilgileri bizzat, kavuğu devredecek olan Rasim Öztekin'den alıyoruz... Bakın Facebook sayfasında bunun bilgisini nasıl vermiş:
Türk Tiyatrosu’nun güldürü geleneğinin nişanesi sayılan “Kavuk”, özel bir tören ve “Bir Baba Hamlet” oyununun özel gösterimiyle benden Şevket Çoruh’a devrediliyor.
Bugüne kadar Kel Hasan Efendi’den, İsmail Dümbüllü’ye ardından sırasıyla Münir Özkul, Ferhan Şensoy ve bana emanet edilen kavuğu 20 Eylül Pazar akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda düzenlenecek özel bir devir teslim töreniyle Şevket Çoruh’a teslim edeceğim.
Kavuk Devir Teslim Töreni’nin ardından Şevket Çoruh ve Murat Akkoyunlu’nun rol aldığı “Bir Baba Hamlet” oyunu sahnelenecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile gerçekleştirilen gecenin bilet gelirlerini ise Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışlamaya karar verdim. Biletler, Biletix’ten bugün satışa çıktı.
Rasim Öztekin-Facebook sayfası...
Program:
20.00 Rasim Öztekin’den Şevket Çoruh’a Kavuk Devir Teslim Töreni
20.30 Bir Baba Hamlet” Özel Gösterimi
2 perde / 2 saat
18 Eylül 2020 Cuma
CİHAN DEMİRCİ BU KARİKATÜRÜYLE DİLİMİZE YENİ BİR TANIMLAMA EKLİYOR: "EVDEN İŞSİZ!"..
"SANAT SOKAKTA" DİYEN HOMUR MİZAH GRUBU 21 YILI GERİDE BIRAKTI!..
EGE TELGRAF gazetesi, 21 yıldır bir mizah yolculuğunu sürdüren bağımsız mizah platformu ve mizah grubu "HOMUR"u, grubun kurucusu çizer Canol Kocagöz'le konuştu. Gazete adına Mazlum Vesek'in yaptığı röportaj Ege Telgraf gazetesinde 18 Eylül 2020 tarihinde yayınlandı. Mizahı her platformda sürdüren HOMUR mizah grubuna MİZAHHABER olarak mizah dolu nice yıllar diliyoruz...
1999 yılında yolculuğa başlayan Homur Mizah Dergisi, Türkiye’den ve dünyadan 387 yazar-çizeri bir araya getirdi. Çevre sorunları dahil her konu da sesini yükseltti
Canol Kocagöz, 1999’da Homur’un ilk sayısı yayımlandığından bu yana derginin ekibinde yer alıyor. Çizer olduğu kadar mizah basınının önemli bir emekçisi. Homur Dergisi 20 yılı devirip 21’inci yılında yola devam ederken Kocagöz’le neler yaptıklarını konuştuk. Kocagöz, 12 Eylül Darbesi’nin 40’ıncı yılında mizahı, Homur’un 21’inci yılında mizahın durumunu anlattı.
- 12 Eylül Darbesi’nin 40’ıncı yılındayız. Darbenin sıcağı sıcağına yaşandığı günlerden bu yana ülkemiz mizahının darbe karşısındaki sınavını kısaca değerlendirir misiniz?
Değerli dostum sorunuzu iki kısımda değerlendirmem daha doğru olacak gibi geliyor. Birinci bölümde açık askeri diktatörlük dönemi. Bu dönemde mizahçılar faşizme karşı ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Yayın organları ile demokratik kitle örgütleri kapalı bile olsa askeri rejime karşı amansız bir mücadeleye giriştiler. Dergiler kapatılsa da, çizgiler üzerinde soruşturmalar sürse de, yazarlar ve çizerler mesleklerinin hakkını verdiler birbirleri ile dayanışmayı yükselttiler.
Demokratik kitle örgütlerin ve siyasi partilerin açılarak faaliyete başladıkları döneme rast gelen emperyalist ülkeler ABD Başkanı Regan ile İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’ın 1981’de sermayenin kültür politikaları üzerine aldıkları neo-liberal kararların hayata geçirildiği günümüze kadar geçen süreyi göze alırsak iyi bir sınav verdiği söylenemez.
Bahsettiğim bu dönemde diğer sanat alanlarında olduğu gibi sermayenin her türlü saldırısına karşı mizahçılarda özel birkaç olay dışında sınıfta kaldı diyebiliriz. Ama yine de umutluyuz bir avuç mizah yazar ve çizer sermayeye karşı sınıf mücadelesini yürütüyor.
- Ülkemizde mizah yayıncılığının tarihinin hakkıyla yazıldığını düşünüyor musunuz?
Mizah yayıncılığının tarihinin hakkıyla değil yazıldığı hiç olmadığını söyleyebilirim. Bazı yayınlardan ne kadar yararlansam da bu eksikliği burada belirtmem de yarar var. Bu konu da daha derli toplu bir çalışma yapılması gerekiyor.
Mizah tarihçiliği hakkında ki sorunuz mizah dünyasını kalbinden vuran bir soru. Dile getirdiğiniz sorun benim yıllardır kafa yorduğum, birçok alanda dile getirdiğim ama bir türlü beceremediğim bir iş. Mizah ve karikatür tarihi zor bir iş. Bu iş için Cumhuriyet’in kuruluşunun 75. yılında T.C Kültür Bakanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı’na bir proje verdik. Karikatürcüler Derneği’nin kongrelerinde dile getirdik ama bu konuda ne devlet aygıtının ne de arkadaşlarımızın hazır olmadığını gördüm. Ama ilerideki günlerde bu projeleri mutlaka genç mizahçıların hayata geçireceğine inanıyorum. Mizah ve karikatür tarihinin sanat örgütlerinin, Kültür Bakanlığı’nın, üniversitelerin ilgili bölümlerinin katılımıyla mutlaka geniş bir yelpazede yapılmasının doğru olacağına inanıyorum. Yoksa çok dar ve eksik bir mizah tarihi olur. Bu da yeni yanlışları beraberinde getirir.
– Homur Dergisi’ni mizah yayın tarihimiz içinde nasıl konumlandırıyorsunuz?
Sorunuza müsaade ederseniz Homur Mizah Dergisini tanıtarak başlayacağım. İlk sayısı 18 Aralık 1999 tarihinde yayınlanan, içeriği, bilim-sanat dolu yapısı, fıstıki yeşil rengi, boyutu, biçimi, özel çıkış zamanları gibi ama her şeyden önce tavrı ile diğer mizah dergilerinden ayrılan dergimiz Homur yayın hayatının 21. yılında. İlk sayımızda ve ilk dönemlerimizde Evrensel gazetesiyle beraber okuyucuya ulaştık. Bunu belirtmeliyim. Dergimiz, bugünlere hayatta olmayan mizah ustalarımız; Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Mustafa Uykusuz’un Markopaşa Mizah Dergisi’nin tavrı olan “halk için, halkla beraber” anlayışı ile ulaştı.
Ama Homur’u diğer mizah dergilerinden kökten ayıran başlıca farkı “İşçi ve emekçi halkımızdan yana mizahi tavrı” dır. Homur ne günlük gazeteler kadar büyük, ne mizah dergileri kadar küçük, kırık bir boyda. Hakim olan rengi ise fıstık-i yeşil. Gerek rengi, gerek boyutu ve tabii ki esas olarak içeriğiyle, bugüne kadar yayınlanmış ve yayınlanmakta olan mizah dergilerine benzemiyor. Homur, felsefesinden aldığı güçle kapitalizmin karmaşık, akıl almaz saldırı teorilerine karşı işçi ve emekçilerin mücadelesine hiciv ve mizahı katarak destek ve yardımcı olmaya çalışan bir dergi. Vahşileşen kapitalizmin kirli oyunlarını mizahla teşhir ederken çalışmalarını da mizahın diliyle yaptı. Her zaman bilim ve sanat dünyasıyla beraber olayların üstüne üstüne yürüdü. Muhalefetin yalnız Türkiye`de değil, tüm dünyada kabuk değiştirdiği, işçi ve emekçilerin örgütlenmesinin zaafa uğradığı dönemde, Homur`un işçi ve emekçi kitlelerden gelen taleple her geçen gün daha iyiye, daha güzele yönelerek kitlelerin sevgisini kazanması, her sayısında diğer sayısından daha iyi olmaya çalışması, hem Homur`un başarısının, hem de dibe vuran emekçilerin mücadelelerinin yükselişe geçtiğinin göstergesidir diyebilirim. Bu da bize güç ve onur veriyor.
Homur’u oluşturanların kurdukları Homur Mizah ve Karikatür Grubu, 21.yılında 87 sayı Homur dergisinin yanı sıra daha küçük boyutta olan “Kriz” dergisini çıkardı. Halen Homur dergisinin yanı sıra DİSK Birleşik Metal İşçi Sendikası için “HomurCUK” dergisi ile metal işçilerinin çocukları için “Kırmızı METAL KARINCA” adlı çocuk dergisini yayınlamaya devam ediyor. Homur dergilerini, işçi ve emekçiler başta olmak üzere Türkiye’den ve dünyadan 387 yazar-çizer, birbirinden güzel eserleriyle yarattı. Dergiler 29 demokratik kitle örgütü, dernek, meslek odası, sendika ve platformlarla beraber oluşturuldu, bedelsiz olarak kitlelere ulaştırıldı. Üç sayısı 2. baskı yapan, her sayısının 10 bin ila 50 bin arasında tirajı olan Homur, mahallelerde, köylerde ve şehirlerde dağıtıldı. Homur dergileri, bugün demokratik kitle örgütleri, platformlar, meslek odaları, sendikalar ile yaşıyor. Homur’ un 17 Ağustos depreminden sonra geliri depremzedelere verilmek üzere İstanbul Tabip Odası ile hazırlayıp hayata geçirdiği kartpostal kitap mizah tarihimize örnek bir dayanışma olarak geçti.
- Homur’un sendikalarla olan ortak çalışmalarını biliyoruz. İşçi kitleleriyle bağ kurmanın sizin için bir öncelik olduğu anlaşıyor. Bu çevredeki okurlarınızda nasıl bir karşılık buluyorsunuz? Çizdiklerinize, yazdıklarınıza geri dönüşler nasıl?
Türkiye mizah dünyasında ayrı bir çizgide yerimiz olduğunu görüyoruz. Yayın hayatımıza devam ettiğimiz 21. yılda her şeye rağmen yaşıyoruz ve mücadele ediyoruz. Türkiye gibi her şeyin dibe vurduğu bir dünyada ilkeli, işçi-emekçilerden yana taraf olduğunu haykırarak yayın yapan bir yayın organının olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Mizah dünyasında ayrı bir yeri olan Homur’a DİSK Birleşik Metal İş başta olmak üzere sendikalar, TMMOB bağlı odalar, Tabip Odası, platformlar ve tabi ki yazar-çizer emekçilerimiz sahip çıktılar ve Homur’u bugünlere getirdiler.
Okurlarımızla ilişkilerimiz ise onların dergimize sahip çıkarak bugünlere gelmesinde büyük katkı sağladıklarına inanıyoruz. Sendikaların tabanının veya odaların üyelerinin dergiye sahip çıkmaları, yazar ve çizerlerimizin işçi ile emekçilerin mücadeleleri ile kendi yaşamlarını sınıf mücadeleleri ile birleştirmeleri sonucunda yayınlarımıza devam ediyoruz. Ayrıca az da olsa genç çizerlerle kucaklaşıyoruz. Dayanışmayı yükseltiyoruz. “Sanat sokakta” ilkesini benimseyip sergilerimizi ve panellerimizi sokağa taşıyoruz.
- Homur, çevre konusunda da epey duyarlı bir dergi. Özellikle İzmir özelindeki çevre ve tarihi alanların tahribatı konusunda mizahçılar olarak yaptıklarınızı anlatır mısınız?
Homur mizah dergimizde önemli İzmirli yazar ve çizerler var. Bu durum dolaylı da olsa yayınlarımıza yansıyor. Ama genel sorunlarla beraber İzmir’in sorunlarını düşündüğümüz için yaptığımız özel olarak İzmir damgalı işler olmuyor. Ama ilk sağlık merkezlerinden olan İzmir’in Bergama ilçesindeki Alliona Antik Kenti’nin sular altında kalmaması için Türk Tabipler Birliği ile beraber ortak bir Homur dergisi çıkardık ve Türkiye’de bu konu da yapılan etkinliklerde dağıttık. Ayrıca Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu ile İzmir’in Dikili ilçesinde ve diğer bazı yerlerde “Su Yaşamdır, Satılamaz” sergisi açtık. İzmir’in Selçuk ilçesinde birinci körfez savaşı sırasında savaşa karşı “ U.S.A.N.dık “ karikatür sergisini açtık. İzmir /Konak Neşe Karikatür Müzesinde Homur çizgileri sergisi açtık. Ayrıca İzmir / Karaburun Belediye’sinin her yıl ayrı bir mizah dergisine verilmesi düşünülen “Yılın Mizah Dergisi Ödülü”nün ilki 2010 yılında Homur’a verildi. DİSK Birleşik Metal İş Sendikası İzmir Şubesinde “Küreselleşme=Köleselleşme” açıldı. İzmir merkezli Saat Kulesi Karikatür Grubu ve Devrimci 78’liler Derneği ile beraber 12 Eylül 1980 darbesinin 30. yılında “Besleyenler ve Beslenenler” karikatür sergisi ve kitabı çalışmalarına katıldık.
- Derginizin Türkiye dışında da, örneğin Filistin halkıyla bir dayanışması olduğunu görüyoruz. Bu dayanışmadan söz eder misiniz? .
İsrail gizli servisi Mossad’ın Londra’da öldürdüğü Filistinli çizer Naci El Ali adına dünyaya Filistin sorununu hatırlatmak ve meslektaşımız çizer arkadaşımızın anısını yaşatmak için Filistin Kurtuluş Örgütü’nün efsane ismi Leyla Halid’in de jürisine bizzat gelerek eşlik ettiği bir yarışma ve sergisi düzenleyerek Filistin halkının haklı davası ile dayanışmamızı yükselttik.
Homur yayın hayatı boyunca topluma yön veren ustalarımız ; Nasreddin Hoca , Aziz Nesin, Ruhi Su, Adnan Yücel, Naci El Ali için sergiler açmış, ulusal ve uluslararası yarışmalar düzenlemiş, yayınlar çıkarmıştır. Homur mizah çalışmalarını hayatın her alanına yaymak istemiş sergi, dergi çalışmalarının yanında 2012 yılında Bulgar yazar Stanislav Stratiev’nin İBB Şehir Tiyatrolarında Arif Akkaya’nın sahneye koyduğu yakın tarihimize göndermeler yapan “Otobüs” adlı tiyatro oyununda sahneye yansıtılan ve canlandırılan karikatürler Homur Grubu tarafından hazırlandı. Türkiye’de bu çalışma karikatürün bir tiyatro oyununda canlandırılarak yoğun biçimde kullanıldığı ilk örnekti.
- Korona salgınının kültürel etkinlik ve buluşmaları büyük ölçüde etkilediği bir dönemden geçiyoruz. Homur, bu döneme ilişkin özel çalışmalar yaptı mı? Neler yapacaksınız?
Bu konuda daha çok konuşmak isterdim. Ama kültürel ve sanatsal etkinlikler ile üretimlerin durma noktasına geldiği noktada işimiz zor.Diğer sanat alanlarında olduğu gibi hem gazetelerin hem de mizahçıların pandemiden dolayı üretimlerini daralttığı dönem olarak tarihe geçecek.
Homur olarak 1.Nisan Dünya Şaka Gününde TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinde sergimiz vardı, iptal etmek zorunda kaldık. Bu sergi hazır vaziyette bekliyor; ama şu anda açmayı düşünmüyoruz. HomurCUK 31.sayımızı korona salgınına ayırdık. Ama salgın geçinceye kadar dergimizde bu koyuyu çeşitli şekillerde işlemeye çalışacağız. Önümüzdeki günlerde belki korona sergilerimiz için bazı alanlar bulabiliriz.
YAZININ LİNK ADRESİ: https://www.egetelgraf.com/kose_yazilari/sanat-sokakta-diyen-homur-21-yasinda-her-yerde/
17 Eylül 2020 Perşembe
12 Eylül 2020 Cumartesi
12 EYLÜL 1980 DARBESİNİN 40. KAHIR YILINDAN 12 EYLÜL KARİKATÜRLERİ...
9 Eylül 2020 Çarşamba
OĞUZ ARAL USTANIN KÜÇÜK BİR ROLDE YER ALDIĞI 1965 YILI YAPIMI BİR FİLM:"KARANLIKTA UYANANLAR"

Yetimoğlu Boya Fabrikasının sahibi ölünce fabrika, işçilerle yakın arkadaş olan, onlarla içen, muhabbet eden oğlu Turgut'a (Fikret Hakan) kalıyor ve bu işlerin çok acemisi ve uzağında olan Turgut, fabrika içinde kurulmuş bir kumpasın içinde kalınca arkadaşı olan işçilerle arası açılıyor... Filmin bizim gibi Oğuz Aral ustanın Gırgır okulundan yetişmişler için bir ilginç özelliği de 1965 yılı yapımı bu filmde Oğuz Aral ustamızın da küçük bir rolde bir-iki sahnede karşımıza çıkması.
Cihan Demirci - MİZAHHABER
FİLMİN YOUTUBE'DAKİ LİNK ADRESİ:
https://www.youtube.com/watch?v=7l7tdHw7htA
8 Eylül 2020 Salı
ZEKİ BEYNER'İN 18. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE CİHAN DEMİRCİ'NİN KALEMİNDEN BİR KEZ DAHA; "YALNIZLAR RIHTIMINDA PALTOSUNU ÇIKARMAYAN BİR ADAMIN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ..."

8 Eylül 2002 tarihinde yitirdiğimiz, 18 yıldır Florya'da Kimsesizler Mezarlığında yatan Zeki Beyner ustayı bugün geldiği noktada çok daha iyi anlayan, benzer bir yalnızlık duygusunu fena halde yaşayan "Damdaki Mizahçı", onun ardından da neredeyse her ölüm yıldönümünde pek çok yazı yazdı, anısına anma söyleşisi gerçekleştirdi. Zeki Beyner'i yitirişimizin 18. yılında bu yazıların en kapsamlısını paylaşmanın ve anımsatmanın zamanıdır...
Cihan Demirci'nin "Damdaki Mizahçı" bloğunda, bundan 13 yıl önce 8 Eylül 2007 tarihinde, ustanın 5. ölüm yıldönümünde kaleme aldığı yazıyı sizlerle 13 yıl sonra 18. ölüm yıldömünde anısına bir kez daha paylaşıyoruz...

Cihan Demirci'nin "YALNIZLAR RIHTIMINDA PALTOSUNU ÇIKARMAYAN BİR ADAMIN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ" başlıklı (röportajlarla süslü) uzun yazısının altında bir blog yorumu göreceksiniz, o yorumu yapan, özgün ve duyarlı bir mizah ustasının Metin Demirhan'ın da anısına sevgiyle...
İlk kez yayınlanan Zeki Beyner çizgi portreleri: Cihan Demirci
7 Eylül 2020 Pazartesi
CİHAN DEMİRCİ İLE RÖPORTAJ SÖZCÜ'NÜN HAFTA SONU GAZETESİNDE YAYINLANDI: "ÜZÜNTÜYE DAYANMANIN TEK YOLU VAR, O DA MİZAH"
Röportaj: "Üzüntüye dayanmanın tek yolu var, o da mizah" manşetiyle yayınlandı. 42 yıldır yazar-çizer olarak mizaha emek veren ve bugüne dek 54 kitabı yayınlanan Cihan Demirci röportajda; "Ülkemiz çok zengin bir mizah kaynağına sahip bir ülkeydi...Ancak bu kaynağı kullanmamaya başladı. Son 25 yıldır mizahı dışladı ve bunun bedelini ödüyor." dedi ve mizahın yapılamaz halde olduğundan, mizahçılara sahip çıkılmadığından, vahşi bir ülkeye dönüşmemizden ve hızla artan toplumsal magandalaşmadan bahsetti.
Bu röportaj 4 Eylül 2020 tarihli "Sözcü Hafta Sonu" gazetesinde yayınlandı. En üstte röportajın gazetenin birinci sayfadaki anonsu ile hemen altında da gazetenin 4. sayfasındaki halini görüyorsunuz.
6 Eylül 2020 Pazar
"SİNEMAMIZIN GÜLEN YÜZÜ CEVAT KURTULUŞ"U ÖLÜMÜNÜN 28. YILINDA CİHAN DEMİRCİ'NİN YAZISIYLA ANIYORUZ...
Cevat Kurtuluş bu ülkenin çilesini çekmiş pek çok emekçi yeteneği gibi yeterince değerlendirilememiş bir mimik ustası komedyendir ve 28 yıldır Feriköy Mezarlığında sessizce yatmaktadır... Yüzümüzü güldürmüş bu güzel yüreğe, ölümünün 28. yılında mimikler dolusu sevgilerimle...
CİHAN DEMİRCİ-MİZAHHABER