5 Ocak 2011 Çarşamba

BAHADIR
BARUTER'İN
"OSMANLI
BÖCEKLERİ"

Penguen dergisi çizeri Bahadır Baruter, iskambil kağıtları resimledi, adını da Osmanlı Böcekleri koydu. Baruter'in görsel bir şölen olarak nitelediği bu çizimler interneti birbirine kattı.


Karikatürist Bahadır Baruter ilginç bir iskambil destesi tasarımına imza attı. Baruter’in resimlediği iskambil destesinde, klasikleşmiş batılı kraliyet figürleri yerine Osmanlı figürleri yer alıyor. Ancak böcek biçiminde… Radikal gazetesine konuşan Baruter bu ilginç fikrin nasıl aklına geldiğini şöyle anlatı; “Aklıma ilkin çok kolay bir fikir geldi. Avrupa saltanat figürleri yerine Osmanlı’nınkileri resmetmek... Ancak ham haliyle yavan ve basit bir buluştu bu. Bu fikri daha zengin bir boyuta taşımalıyım diye düşündüm. O an doğdu kafamda, saltanat ve haşarat imgelerini çakıştırma fikri.”
Osmanlı sultanlarının böcek biçiminde çizilmesini hakaret olarak algılayan bazı çevrelerden eleştiri ve hakaret geldiğini söyleyen Baruter’e göre bunlar sanatçı ve entelektüel düşmanlığının kanıtları.

SEN MİSİN OSMANLIYI BÖCEK OLARAK ÇİZEN!
Bahadır Baruter'in internetteki yorumlarla ilgili olarak Radikal'in sorduğu sorulara verdiği yanıtlar:

Bu kartlar internet ortamında ortalığı karıştırdı. Sultanları böcek vücudunda çizmenizi hakaret olarak algılayanlar var.

Evet, kartları internet ortamında ilk kez sergilediğimizde birtakım çevrelerden hakaret ve kınama yağdı. Kendilerine “Ceddi Türk, nesli Türk Osmanlı torunlarıyız” falan türünden isimler veren Osmanlı fanatiği milliyetçi lumpen çevrelerdi bunlar. Osmanlı’ya kutsallık atfedişlerindeki fanatizm onları inanılmaz tahammülsüz ve saldırgan kılmış. Günlerce “Osmanlı’nın yüce mirasından çek elini bre zındık, bre kafir” türünden ya da “Senin ananı, bacını böcek yapsalar iyi mi olur?” gibisinden sataşmalarla doldu yorum listeleri.

Sizi en çok hangi yorum şaşırttı peki?

Bir tanesi vardı ki beni hakikaten dehşete düşürdü. “Ben bu herifi araştırdım, kendisi Ermeni asıllı ve Amerika’da eğitim görmüş bir şahısmış” gibisinden sözde bir ‘karalama’. Giderek bu protesto silsilesi birbirini tetikleyerek bir linç dalgasına dönüştü. Arada aklıselim birileri çıkıp da “Yahu yapmayın etmeyin, yanlış anlıyorsunuz, adamın derdi o değil” falan diye savunmaya kalktığında onu lince yelteniyorlardı bu kez. Hepsini silip söz haklarını kısıtlayarak güya susturduk da bu linç silsilesi durabildi. Oysa o yorumlar da olumlularıyla bir arada orada kalsınlar isterdim.

Tüm bu tartışmalar ne hissettirdi size?

Müthiş bir sanatçı ve entelektüel düşmanlığı dikkatimi çekti. Örneğin çizerler olarak bizler toplumda bir hayli şefkat veya en azından makul düzeyde hoşgörü gördüğümüze kendimizi inandırmış insanlarız. Meğer sadece kendi küçük çevremizdeki kültürlü bir azınlığın bize lütfettiği bir sevgi ve kabullenişmiş bu. O çevrenin dışına çıktığımızda, hele bir de bir alınganlığı uyardığımızda sanatçı ya da entelektüelliğimizin nasıl bir tiksinti ve nefretle karşılanabileceğini görmek beni bir hayli sarstı. Bence biz sanatçılar veya aydınlar, yazarlar, çizerler ve onların takipçileri olan kültürseverler, bizler bu ülkede kendi pişirip kendi yiyen bir avuç azınlığız. Çevremiz kâbus gibi bir taassup ve düşmanlıkla sarılı. Böcekler canlılık zincirinin en faydalı ve hayati öğeleri. Ölçü tiksinçlikse hiçbir böcek türünün kurbanlarının kadınlarına tecavüz etmediği ve çocuklarını diri diri gömmediği ve düşmanlarına zevk için işkence etmediği bir dünyada insanoğlu tüm bunları büyük bir vicdan rahatlığıyla yapabilen bir varlık olarak çok daha tiksinçtir diye düşünüyorum. Savaşlarda birbirimize yaptıklarımızı hatırlayalım, en zehirli böcekten çok daha ölümcül değil mi bizim bombalarımızın zehiri. Yaratılan her mahlûkun faydalı olduğuna inanmış dinsel görüşler bile benim savımı destekler gibi. Hiçbir kutsal kitapta böceklerin faydasızlığıyla ilgili bir tek ifade bulamazsınız. Bence insanoğlunun böceklere olan düşmanlığının kökeninde bir gün öldüğünde onlar tarafından yenilecek olduğunun bilgisi ve korkusu yatıyor. Bir de böceklerin mi daha çok insan, insanların mı daha çok böcek öldürdüğünü düşünecek olursak, kimin daha bencil bir vahşet taşıdığı ortaya çıkar. İnsanoğlunun mu tarihi daha karanlıktır yoksa böceklerinki mi sizce?

MİZAHHABER'İN NOTU: Bahadır Baruter arkadaşımızın yanıtında dediği gibi, küçük bir çevrenin dışına çıkıldığında çizerleri nasıl bir nefretin beklediğini belli ki o ilk kez böylesine görmüş ve yaşamış, oysa bu nefret, sanata olan daha doğrusu "yaratıcı" insana olan bu düşmanlık Batıya dönük yüzü AKP'nin elinde bitiş sürecini yaşayan şu zavallı ülkede çığ gibi büyüyerek doruklara çıkıyor. Bu ülkenin gerçek yüzünü görmek istediğinizde bu tür çalışmalar yapmanız yeterli. Bitkisel hayattaki 1923 Cumhuriyetinin son nefesini 2011 seçimlerinde vermek üzere olduğu şu felaket günlerde kurulmakta olan gerici ve faşist düzene sırtını dayamış bu tür tepkilere şaşırmayalım, yaşamakta olduğumuz şu hukuksuz, kanunsuz, vahşi ülkenin acı gerçeklerini daha iyi kavrayalım!.. Belki hala farkında değiliz ama asla "Çağdaş" ve "İleri" bir ülke olamayan Türkiye yarım yamalak çağdaşlık dükkanında da artık kepenkleri kapatmak üzere!.. GERİYE SAYIM BAŞLADI! Koşma vatandaaaaş koşmaaaa! Sen uyumaya devam eeet! Batan bir ülkenin son 6 ayı buuuu!..