7 Temmuz 2009 Salı

Mizahçı yitiklerin ayı haline gelen Temmuz'da anma sırası bu kez Türk mizahının bir başka büyük ustasında; Rıfat Ilgaz da...

RIFAT ILGAZ'I 16. ÖLÜM
YILDÖNÜMÜNDE ANIYORUZ...

Dün büyük usta Aziz Nesin'i anmıştık... Bu kez sıra mizah yazınımızın diğer dev isminde... RIFAT ILGAZ da... 7 Temmuz 1993'te ayrılmıştı bu dünyadan Rıfat Ilgaz... 1911 doğumluydu... 82 yaşındaydı öldüğünde... 2 Temmuz 1993'te yaşanan Sivas Katliamına çok ama çok üzülmüştü, yılların derin acılarıyla yıpranmış vücudu daha fazla dayanamadı ve bu katliamın ardından, 4 gün sonra veda etti dünyaya... Geride Hababam Sınıfı'nı, Karartma Geceleri'ni, Markopaşa'lı, müthiş mücadelelerle, hapishane köşeleriyle, yoğun bir üretimle geçen, günümüzde pek rastlanmaz hale gelen; 'gerçek bir aydın duruşlu' bir ömür bıraktı...

Daha önce de MİZAHHABER de pek çok kez değindiğimiz gibi Temmuz ayı, adeta mizahçıların-karikatürcülerin-komedyenlerin veda ayı bu ülkede... Kimleri yitirmedik ki şu Temmuz'da; Salih Erimez (1974), İsmet Çelik (1984), Asaf Koçak (1993) Rıfat Ilgaz (1993), Aziz Nesin (1995), Sadık Şendil (1986), Cenk Koray (2000), Kemal Sunal (2001), Necati Abacı (2004), Oğuz Aral (2004), Orhan Alev (2007) ve geçen yıl yitirdiğimiz sevgili Suna Pekuysal (2008)...

Kadir İncesu ve Refik Sıla Güvenç, Evrensel Gazetesinde, Rıfat Ilgaz'ın Çınar Yayınlarını sürdüren oğlu Aydın Ilgaz'a "Rıfat Ilgaz deyince aklınıza ne geliyor?" diye sormuşlar. Bakın neler demiş babası hakkında oğlu Aydın Ilgaz:


- Öğretmen... Yazar... Gazeteci... Baba... Eş... Dede... Onunla ilgili bu tanımlamaları çoğaltabiliriz. Yaşamının son 15 senesinde Cide’ye yerleşti. Tesadüfen de limana bakan fenerin yanında bir yerde oturmaya başladı. Orası eski hapishaneymiş, Rıfat Ilgaz emekliliğini de eski bir hapishanede geçirdi. 12 Eylül döneminde Cide’de tutuklandığında Kastamonu Et ve Balık Kurumu mezbahasında kaldı. Ardından iki üç ay sonra da serbest bırakıldı. Rıfat Ilgaz, insanları seven ve insandan ümidini kesmeyen birisiydi. Sınıf adlı şiir kitabı nedeniyle tutuklandığında, Tophane Askeri Cezaevi’nin tabutluk denilen hücrelerinde kaldı. Ne tesadüftür ki, ABD Başkanı Barack Obama o hapishanede “barış ve özgürlük” konuşması yaptı.Yine geçtiğimiz yıllarda Toptaşı Cezaevi’nde düzenlenen ‘Toptaşı Cezaevi’nden Geçenler’ adlı bir etkinliğe çağrılmıştım; Rıfat Ilgaz’ın yattığı pek çok cezaevi, bugün kültür merkezi olarak kullanılıyor. Toptaşı Cezaevi de kültür merkezi olacak yakında. Sultan Ahmet Cezaevi, kültür merkezi olarak kullanıldı. Kastamonu Cezaevi de Rıfat Ilgaz’ın adını taşıyan bir kültür merkezi oldu, keşke Rıfat Ilgaz daha çok hapishanede yatsaydı da daha çok kültür merkezimiz olsaydı...

"Son dönemlerde Rıfat Ilgaz adı çeşitli kurumlara veriliyor, bu konuda neler düşünüyorsunuz?" sorusuna ise şöyle yanıt veriyor Aydın Ilgaz:

- Rıfat Ilgaz pek çok eserinde doğduğu toprakları, Cide’yi, Cideliyi anlatmış. Yaşamının bir bölümünü Cide’de geçirmiş. “Cide doğduğum, eşsiz, benzersiz memleket. Ne iyi etmiş de anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş” demiş Sarıyazma adlı romanında. Cideliler de Rıfat Ilgaz’ın onlara olan bu sevgisini karşılıksız bırakmadı, bırakmıyor. Babamın 1911’de doğduğu ev Cide Belediyesi’nin katkılarıyla aslına uygun olarak yapıldı. Rıfat Ilgaz Kültür ve Sanat Evi adını taşıyan bu yapıda, Rıfat Ilgaz’ın kitapları, özel eşyaları, giysileri ve yaşamının çeşitli dönemlerini gösteren fotoğrafları bulunuyor. Cide’ye dışarıdan gelenler tarafından büyük bir ilgiyle geziliyor. Öyle ki; Cide’ye 3 yıl önce gelip babamın evinin durumunu görenler, son halini gördüklerinde şaşkınlık yaşıyorlar. Evdeki özel deftere yazdıkları duyguları, düşünceleri, bu değişim karşısında onların da mutlu olduğunu gösteriyor. “Rıfat Ilgaz’a da bu yakışırdı” diyorlar. Yine geçtiğimiz yıl Cide Rıfat Ilgaz Meslek Yüksekokulu öğretime açıldı. Babamın hayali gerçekleşti. Yıllar önce “Cideli gençler liseyi bitirdikten sonra kahveci çıraklığı yaparlardı” demişti babam. Başka şehirlerde okumaya güçleri yoksa hiç okuyamazlardı. Bir yazar için daha büyük mutluluk olabilir mi? Yine Cide’de babamın adının verildiği çocuk parkı ve bir caddenin de olduğunu söylemem gerek. Cideliler de babamın onları sevdiği kadar seviyor. Rıfat Ilgaz için her sene Sarıyazma Festivali yapılıyor. Cide Kaymakamlığı tarafından 80 öğrenciden oluşan Rıfat Ilgaz Çocuk Korosu kuruldu.Günümüzdeki ‘aydın’ kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir sanatçı halk için bunca eziyete katlanmasını biliyorsa, bu ülkemizde aydın olmanın ne anlama geldiğini gösteriyor. Bugünlerde sık sık rastlıyorum, birileri birilerine yaranmak için eski dostlarına saygısızlık ediyor. Ve onları unutturmaya çalışıyor. Bir dernek 100 temel eser hakkında , “Ölen yazarları artık çocuklarımıza okutmayalım” diyor. Çünkü kapitalist düzen artık eski yazarlardan istediği gibi faydalanamıyor. Aynen İstanbul’un tarihi değerlerini ortadan kaldırdığımız gibi -yeni inşaatlara yer açılsın diye-, yeni yazarlar yaratalım diye çaba gösteriyoruz. Bu aydın olmanın erimesi, yok olması anlamına geliyor. Her şey yazdığını paraya çevirme mantığına dönüşüyor. Aslında bu sorunuzun cevabı, babamın “Aydın mısın?” adlı şiirinde gizli.

O unutulmaz şiirle noktalayalım şimdi bizde sözü ve 16. ölüm yıldönümünde bir kez daha sevgiyle analım RIFAT ILGAZ USTAYI..

...Tam çağı ise başlamanın doğan günle

Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden

Her satırında buram alın teri

Her sayfası günlük güneşlik

Utanma suçun tümü senin değil

Yırt otuzunda aldığın diplomayı

Alfabelik çocuk ol

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış

Tel örgüler çevirmiş yöreni

Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende

Benden geçti mi demek istiyorsun

Aç iki kolunu iki yanına

Korkuluk ol...

(MİZAHHABER'İN DİPNOTU: Ne acı ki, korkuluk bile olamayan, şu aralar alıcı-muhbir kuşluklar yapan aydıncıklara(!) kaldı bu zavallı ülke.....)

Cihan DEMİRCİ-MİZAHHABER


------------------------------------------------------------------

"KARİKATÜRLÜ EV"

ÇOCUKLARLA

YAŞIYOR...

Kamil Masaracı'nın girişimi ve desteğiyle, İzmir'in Karaburun ve Konak Belediyeleri'nce yaşama geçirilen Karaburun'daki Karikatürlü Ev'de çocuklarla gerçekleştirilen çalışmalar tüm hızıyla sürüyor...

Kamil Masaracı, Karikatürlü Ev'de Karaburunlu çocuklarla...

16.Ütopyalar Toplantısı'na katılan karikatürcü Kamil Masaracı 3-5 Temmuz 2009 tarihleri arasında Karaburun'lu çocuklarla karikatür çalışması yaptı. Şu sıralar Karikatürlü Ev'de "Kent ve Yaşam" konulu uluslararası bir karikatür sergisi izleyicilerle buluşuyor. Karikatürlü Ev'in bundan sonraki ilk sergisi ise karikatürcü Turgay Karadağ'dan. Turgay Karadağ sergi sonrası da çocuklarla atölye çalışması, seramik sanatçısı Defne Küçük de seramik atölyesi gerçekleştirecek...