30 Mart 2008 Pazar

SEMİRAMİS AYDINLIK'I
YİTİRDİK...
Türk karikatürünün sayılı "kadın" çizerlerinden biriydi Semiramis Aydınlık. Bu anlamda "öncü" bir isimdi. 1963'ten beri Almanya'da yaşayan Aydınlık yaşamını 78 yaşında, Berlin'de yitirdi.

Bir Semiramis Aydınlık karikatürü...


Türk karikatüründeki "kadın" karikatürcü sayısı, tıpkı dünyada da olduğu gibi fazla değildir. Bu isimlerden biri olan Semiramis Aydınlık, bu işe "öncülük" eden bir-iki isimden biriydi... 1930 yılında Kırşehir'de doğmuştu. İlk karikatürü 1956 yılında DOLMUŞ mizah dergisinde yayınlanan Semiramis Aydınlık; Akbaba, Tef, Karikatür, Taş-Karikatür gibi mizah dergilerinde çizdi. Japonya, Almanya ve Türkiye!deyapılan yarışamalrda ödüller kaandı. 1963 yılında Almanya'ya yerleşen Aydınlık eserlerini Almanya'da yayınladı uzun yıllar. 78 yaşında, tedavi gördüğü Berlin'de yaşamını yitiren Semiramis Aydınlık, soyadı gibi "Aydınlık"tan yana duran çizerlerden biriydi. MİZAHHABER olarak kendisini sevgiyle anıyor, karikatürümüze kattıkları için teşekkür ediyoruz...

Semiramis Aydınlık'ın cenazesi Türkiye'ye getirilecek ve Semiramis Aydınlık 2 Nisan Çarşamba günü, Şişli Camii'nde kılınacak olan öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek.


Semiramis Aydınlık'tan bir karikatür...




YAMAN TÜZCET
SİDNEY'DEN ÇİZİYOR
Sidney'de yaşayan Yaman Tüzcet'in "KARANLIKTAYIZ"
başlıklı karikatür dizisinden...

29 Mart 2008 Cumartesi

NİSAN'DA YEPYENİ BİR
MİZAH DERGİSİ GELİYOR
"Haftalık Yarı Resmi GASTE"


Geçen yıl Radikal'de işine son verilen Emre Ulaş, medya-iktidar ilişkilerine mizahçı gözüyle bakacak bir mizah dergisi çıkarıyor. Bunun haberini MİZAHHABER'e az önce iletti...



MİZAHHABER'in tam da yayına geçtiği 1 Temmuz 2007 zamanlarıydı... Bir yerde Posta'da işine son verilen çizer Erdal Alay'ın ve ardından Radikal'de işine son verilen Emre Ulaş'ın özel haberlerini sizlere duyurarak başlamıştık Mizahhaber'in yayınlarına... Karikatürcünün işinden atılmasını haber yapacak, onun yaşadığı mesleki sorunlara dikkat edecek kimseler pek yoktur ne de olsa bizim kirli medyamızda... O yüzden bizim için özel bir yeri var Emre Ulaş arkadaşımızın... Radikal'de işine son verildiği günden beri boş durmadığını, durmayacağını biliyorduk...

Sevgili Emre Ulaş'tan Mizahhaber'e gene özel bir haber ulaştı az önce... Öğrendik ki, Emre Ulaş Nisan ayında yeni bir mizah dergisiyle geliyor: "HAFTALIK YARI RESMİ GASTE"...

İstanbul'da yaşayanlar bilir, şu aralar İstanbul'da ortalığı bedava tabloid boyda gazeteler sardı. Bunlardan biri AKP'nin(!) yayına sürdüğü "GASTE"... Bu isim benzerliği de ayrıca hoş olmuş durumda... Zira Emre Ulaş'ın "YARI RESMİ GASTE"si de belli ki sıkı bir medya eleştirisi dergisi olacak zaten... Emre Ulaş ve Arkadaşlarının bakışıyla "Medya Aktörleri" yer alacak bu dergide... Onlar da en az politikacılar kadar çizilmeyi hakediyorlar!... Zira onlar da politikacılar kadar "zarar" veriyorlar neticede bu ülkeye...

Derginin tanıtım filmi youtube'a da konmuş durumda. Tanıtım filmi "http://www.youtube.com/watch?v=7WYTs5cjILE" adresinde izlenebilir... Dergiyle ilgili detaylar ise; http://www.resmigaste.com/ sitesinde yer alıyor. "Yarı Resmi Gazete" medyada zaten azınlığın da azınlığında olan muhalefet güçlerinin sesinin hepten kesilmeye çalışıldığı berbat mı berbat bir dönemde geliyor... Dinci faşizmin ülkede "muhalif" olan sineğe bile soluk bile aldırmadığı günlerdeyiz...

Bu ülkeyi asıl yöneten güç olan "yanar-döner" sermayeli medyayı her yönüyle didik didik didiklemenin, kaldırıp kaldırıp yaşananları malum köşeleşmiş yüzlere vurarak, mizahçı öngörüsüyle, kökleri epeydir çürümüş medya ağacını dut misali silkelemenin tam da zamanıdır... Sevgili Emre Ulaş'ın yolu açık olsun...

Cihan Demirci


ALİ ŞUR ÇİZİYOR

28 Mart 2008 Cuma

MISTIK ÇİZMİŞTİ...
Karikatürümüzün özgün imzalarından MISTIK (Mustafa Eremektar) bundan 8 yıl önce, 28 MART 2000 tarihinde aramızdan ayrılmıştı. Mıstık ustayı, hiç eskimeyen, hatta bugünlerde daha da önem kazanan bir karikatürüyle ANIYORUZ...

Başta eşi Lütfiye Eremektar ve oğlu Uygar Eremektar olmak üzere br grup karikatürcü dostu Mıstık'ı 28 Mart Cuma günü, Kasımpaşa'daki kabri başında da andılar... Sevgili Mıstık usta, oturduğu koltukların büyüklüğüne yakışmayan "küçük" politikacıları zamanında yukardaki güzelim karikatürüyle eleştirmişti. Bugün o politikacıların merdiveni daha da küçüldü diyebiliriz... (Sahi koltuklar ise daha da büyüdü bu arada tabii!!!!)

CİHAN DEMİRCİ ÇİZİYOR

SEFER SELVİ ÇİZİYOR

Sefer Selvi'nin 28 Mart 2008 Cuma günü Evrensel'de yayınlanan karikatürü...

27 Mart 2008 Perşembe

ARAMIZDAN AYRILIŞININ
SEKİZİNCİ YILINDA
MISTIK AĞABEYİMİZİ
ANIYORUZ...
Anma programında bir değişiklik oldu.
28 Mart Cuma günü, saat: 10.30'da,
Saraçhanedeki Karikatür ve Mizah Müzesinde
buluşulacak ve oradan Mıstık ustanın
Eyüp'teki mezarına gidilecek...


(Çerkes Karadağ'ın objektifinden unutulmaz bir MISTIK fotoğrafı)

Yıllar hızla geçiyor... Sevgili Mıstık ağabeyi yitireli de tam 8 yıl geçmiş... 28 Mart 2000 tarihinde kaybettiğimiz karikatür sanatçısı Mustafa Eremektar, (ya da gerçek adını geçmiş takma adıyla; Mıstık) ölümünün sekizinci yılınd anılıyor... Anma buluşmasına katılmak isteyenler 28 Mart Cuma günü saat 10.30'da Saraçhanedeki Karikatür ve Mizah Müzesinde hazır bulunabilirler… Müzede toplanılıp oradan Mıstık ustanın Eyüp'teki mabri ziyaret edilecek. Karikatüre Cemal Nadir Güler ustanın dergisinde başlayan, yüreği çocuksu bir sevgiyle dolu olarak yaşamış sevgili Mıstık ağabeyi özlemle anıyoruz...

VAHİT AKÇA DÜNYA
TİYATROLAR GÜNÜ
İÇİN ÇİZDİ...


CİHAN DEMİRCİ ÇİZİYOR

Bugün 27 MART 2008...Gene bir DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ yaşıyoruz... Yukardaki karikatürü aslında geçen yıl çizmiştim ama AKP SAHNESİNDE değişen bir şey yok... AKP SAHNESİ bu yılki Dünya Tiyatrolar Gününü "ERGENEKON DAVASI" adlı oldukça kötü yazılmış bir oyunla kutluyor!.. Oyun aslında birbirlerini bile tanımayan, zıt görüşlere sahip insanların henüz iddianamesi bile ortada olmayan bir davadan ötürü gözaltına alınmasını, içeri atılmasını anlatıyor. Bu insanların sanki tek ortak noktaları; iktidar partisi AKP'ye muhalif olmaları... Eh bu da şu anda bu ülkedeki en büyük suç oldu malumunuz!!! Yasaların, hukukun, yargının alaşağı edildiği bu kötü oyunun yazarının da olduğu sanılmıyor. Ya da varsa bu yazarlar, oyun yazarı filan da değil, AKP'ye satılmış gazetelerin bilinen köşe yazarları... Boru mu bu demeyin, bir kez daha yazalım ki: BORU DEĞİL KORU BU!.. Oyun yazarı da olmadıkları için yazdıkları oyun metni dökülüyor...

Ha sahi bu arada gerçek tiyatrocular nerde derseniz, onlar sahnede filan değil, Harbiye'deki Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu yıkılmasın diye bugün de tiyatrolarının önünde biraraya gelip seslerini duyurmaya çalıştılar, öfkeyi hitabet sanatı sanıp, gerginliğin merkezi olmadığını söyleyen malum birilerine... Kısacası bu akla ziyan ülkede bir DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ daha SİYASETİN REZİL SAHNESİNDE KUTLANIYOR!.. Bu rezil oyunu bozmak, ancak bu sahneye "SEYİRCİ" olmayan bir halkla mümkündür, bunu asla unutmayalım!..

Cihan Demirci



ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 27 Mart 2008 tarihinde Milliyet'te yayınlanan karikatürü...
GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

SEFER SELVİ ÇİZİYOR

Sefer Selvi'nin 27 Mart 2008 tarihinde Evrensel'de yayınlanan karikatürü...

ZAFER TEMOÇİN ÖDÜLÜNÜ ALDI
Gazeteciler Cemiyetinin 2007 Başarı Ödüllerinde "Karikatür" dalında ödüle layık görülen Cumhuriyet gazetesi çizeri Zafer Temoçin ödülünü aldı...

2007 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başarı Ödüllerinde Karikatür Dalında ödül kazanan Cumhuriyet gazetesi çizeri Zafer Temoçin arkadaşımız Sheraton otelinde 26 Mart Çarşamba akşamı yapılan törende ödülünü DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin elinden aldı. Karikatürlerini MİZAHHABER'de de izlediğiniz, Mizahhaber'e zaman zaman özel katkılarda da bulunan arkadaşımız Zafer Temoçin'i kutluyor, bol çizgili günler diliyoruz. Fotoğrafta bu tür gecelerin müdavim ismi Raşit Yakalı'yı Zafer Temoçin'le birlikte görüyorsunuz. (Raşit ağabeye de fotoğraf için teşekkürler...)

GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR

26 Mart 2008 Çarşamba

GEL DE MİZAH YAP
ŞU DÜNYADA!
Sonunda bu da oldu!!! Böyle olacağı uzun zamandır belliydi... Her şeyin tersine döndüğü ve tersyüz olduğu bir dünyada "MİZAH" yapmak da, "MİZAHÇI" olmakta giderek daha da zorlaşıyor. Çünkü yaşananlar artık hayal gücünün ötesinde... Zavallı kafalarımızın artık alamayacağı karışıklıklar içindeyiz. Akla ziyan durumların zirvesindeyiz insanlık olarak... Evet az önce elimize ulaşan bir haberle öğrendik ki, dünyada ilk kez bir erkek hamile kaldı. Thomas Beatie karnında, babası olacağı çocuğunu taşıyor. Thomas aslında cinsiyet değiştirmiş bir kadın.

Bugüne kadar sadece komedi filmlerinde karşılaşılan erkeğin hamile kalması durumu ABD’de gerçek oldu. Oregon kentinde yaşayan Beatie çiftinin Temmuz'da doğması beklenen kızlarını babası Thomas dünyaya getirecek. Thomas’ın doğum yapmasında biyolojik bir engel yok. Çünkü Thomas ameliyatla sonradan cinsiyet değiştirmiş bir kadın. 21 yaşındayken ameliyatla göğüslerini aldıran Thomas’ın cinsel organına ise operasyon yapılmadı. Düzenli olarak testesteron hormonu enjekte edilen Thomas, Nancy adlı bir kadınla evlendi. Çift, gittikleri doktorda Nancy’nin kısır olduğunu öğrendi. Bunun üzerine Thomas hormon tedavisi kesti ve dört ay sonra regl olmaya başladı. Dokuz doktor gezen çift sonunda hayallerini gerçekleştirdi.

Temmuzda doğumu gerçekleştirmesi beklenen Thomas, “Hamile bir erkek olmak inanılmaz bir duygu. Cinsel kimliğim açısından bir değişiklik olmayacak. Nancy için de sadece bebeğimizi taşıyan bir kocayım. Kızımın babası ben, annesi ise Nancy olacak. Çok mutluyum” dedi.

MİZAHHABER'İN YORUMU:

Aslında böylesi bir haber Türk insanı ve özellikle de TÜRK ERKEĞİ için pek de önem taşımasa gerek. Çünkü bizde her an, her dakika öylesine akıl almaz şeyler yaşanıyor ki, bu haber onların yanında halt etmiş... Erkek hamile kaldığına göre, Başbakan "EN AZ ÜÇ" demeyi hala sürdürür mü dersiniz?.. Yoksa yeni cümle şu mu olur: "ARTIK EN AZ BEŞ, İKİSİ ERKEKTEN, ÜÇÜ KADINDAN!.."
-----------------------------------------------------------------
HASLET SOYÖZ ÇİZİYOR

Haslet Soyöz'ün 26 Mart 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

ALMAN ÇİZGİ
ROMAN KAHRAMANI
ANDİ, RADİKAL
İSLAMA KARŞI!

ALMANYA, radikal İslam’a karşı çocukları eğitmek için yine çizgi roman formülüne başvuruyor. Dört yıl önce yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı çizgi kuşağının kahramanı olan "Andi", şimdi de radikal İslam’a karşı duruyor. Kuzey Ren Westfalya’daki okullarda dağıtılan çizgi romanda öğrencilere aşırı dincilerden ve propagandalarından uzak durmaları mesajı veriliyor.

Andi’nin kız arkadaşı Ayşe adında türbanlı bir Türk kızı. Andi’nin ilk serüveninde Ayşe’nin erkek kardeşi Murat’ın aşırı İslamcı çevrelere çekilmeye çalışılması hikaye ediliyor. Aşırı dinci Harun karakteri tarafından kandırılan Murat, yabancı ve Müslüman olduğu için ayrımcılığa uğradığına inandırılıyor.

Harun bir süre sonra Murat’a, başka dinden gençlerle arkadaşlık kurmaması, basketbol oynamaması, kardeşi Ayşe’ye Andi ile sinemaya gitmemesi için baskı yapmakla kalmıyor; Murat’ı köktendinci bir şeyh ile de tanıştırıyor. Şeyh de Murat’ın beynini cihad fikriyle yıkamaya çalışıyor. Akıllı ve dindar Ayşe karakteri Alman anayasası ve demokrasisini tanıyan örnek bir Müslüman.

100 bin adet basılıp 12-16 yaş grubuna dağıtılan 38 sayfalık kitapta laiklik, batı düşmanlığı gibi konularda açıklayıcı bilgiler de bulunuyor.

(HABER: Hürriyet-26 Mart Çarşamba 2008)

KARİKATÜRİSTLER
ABİDİN DİNO'YU
ANIYOR...
Abidin Dino ustanın 95. yaşgününde karikatüristlerin portre karikatürleriyle katılmış olduğu "Karikatüristler Abidin Dino'yu Anıyor" adlı Karikatür Sergi 23 Mart Pazar günü İstanbul Kadıköy'deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde açıldı. Serginin açılışına pek çok karikatürcü katıldı. Bu serginin açılmasını sağlayan Ankaralı genç karikatürcü arkadaşımız EMRE YILMAZ, hem bu sergi, hem de Obur Mizah adlı internet sitesi ve dergisine verdiği emeklerle özel bir teşekkürü hak ediyor. Özellikle laftan çok iş üretmemiz, karikatüre ve mizaha daha fazla SAHİP ÇIKMAMIZ gereken şu yoğun baskı günlerinde üretken duruşuyla, kendinden yaşça büyüklere de örnek oluyor. Sevgili Emre Yılmaz'ı MİZAHHABER olarak kutluyoruz.
Sergi açılışına katılan karikatürcülerden bir grup, sergiyi gerçekleştiren Emre Yılmaz'la birlikte...

Obur Mizah adlı internet sitesi ve dergisini de hazırlayan Emre Yılmaz, sergide Güngör Kabakçıoğlu ve Raşit Yakalı ile görülüyor...

25 Mart 2008 Salı

İzmir'den bu afişi ileten afişin tasarımcısı sevgili Hande Dilek Akçam; "Bu afişi herkesin duymasını, gelmesini, ilgilenmesini, duyarsız kalmamasını diliyorum." demiş. Her geçen gün daha işsiz, daha yoksul, daha perişan milyonların yaşadığı bir ülkede yarattıkları suni gündemler ve yeni numaralarla bizi oyalamaya, uyutmaya çalışanlara karşı gün haykırma, gün susmama günüdür... 30 Mart Pazar günü, İzmir Gündoğan Meydanında saat:13'teki miting bu anlamda başlayacak bir zincirin ilk halkası olsun...
METİN AKBULUT
YAZIYOR...

EN AZ 3

Kadınlara “3’ ten az çocuk yap” demek onlara donsuz gez demekle aynı şey midir?
Laik cumhuriyeti koruyacağız demek, donsuz gez demekle aynı şey midir?
Kadınlara, “3’ten az çocuk yapma” diyeceğime onlara “karı severim ama donsuz olursa” demişim özür dilerim
Evlilik yan gelip yatma yeri değildir, Haydi mart kedileri en az 3 tane…
Çocuktan al haberi…
Yemek programları gece 24:00 ‘ten sonra yayınlanacak …“İmam ayıldı” hatta iyice azıttı
Yemek programlarında “kadınbudu köfte” “dilber dudağı” demek, kadınlara donsuz gez demekle aynı şey midir?
Ben kadına kadın demem, kadın, laiklere vezirparmağı yedirtmedikçe…
Haydi laikler psikiyatriste…
Yargıtayın kapatma yetkisi yok mudur? yetki, “maktülün varislerine” mi aittir?
Din derslerini kaldırmak deveye hendek attırmaktan zor mudur?
Velev ki siyasi simge... kadınlara donsuz gez diyebilir misin?
Batının ahlaksızlığını almadığımızı açıklasınlar, siyasi üniformamı çıkartırım dermişim…
Kapatma davasına karşı olan AB’ciler gözaltına alınanlara karşı 3 maymunu oynamaktaymış, Haydi AB’ciler en az 3 maymunu oynayın…
Bebeğinizin Ergenekon uzantısını kestik şimdi tam istediğimiz gibi oldu…
Kapatma davası açıldı bizde üçüncüyü yapıyorduk tam da en heyecanlı yerinde…
Neden kızıyorsunuz… Nasıl olsa 4:30’ da sabah namazına kalkmıştır diye düşünmüştük… Saati ona göre ayarlamıştık, ulemalara sormadan iş yapmayız…

MA


MUHAMMET BAKIR
KARİKATÜR SERGİSİ
29 MART'TA AÇILIYOR...

Muhammet Bakır Karikatür Sergisi 29 Mart 2008 Cumartesi günü saat 18'de, Ankara'daki Karikatür Vakfı Galerisinde açılıyor. Sergi 16 Nisan'a dek sürecek. Karikatür Vakfı Galerisi, Kumrular Caddesi 26/A Kızılay adresinde bulunuyor...

Aziz Nesin Mizah Haftasında anılıyor
AZİZ NESİN GECESİ
1 NİSAN SALI AKŞAMI
BARIŞ MANÇO KÜLTÜR
MERKEZİNDE....

Türk mizahının büyük ustası Aziz Nesin, "Mizah ve Şaka Günü" olarak da kutlanan 1 Nisan akşamı gerçekleşecek etkinliklerle, Kadıköy'deki Barış Manço Kültür Merkezinde anılacak. 1 Nisan Salı akşamı, Barış Manço Kültür Merkezinde önce saat 19'da "Doğumunun 800. yılında Nasreddin Hoca karikatür Sergisi"nin açılışı yapılacak... Saat: 20'de başlayacak Aziz Nesin'i anma gecesinde barkovizyon gösterisi, gitar ve saz dinletisi, Aziz Nesin oyunlarından ve skeçlerinden örnekler sunulacak. Anma gecesinde Mehrizat yönetiminde gerçekleşecek söyleşiye konuşmacı olarak; Cengiz Bektaş, Cihan Demirci, Turgay Fişekçi, Klaus Liebe Harkort (Nesin Vakfı Koordinatörü), Tan Oral ve Öner Yağcı katılacak. Nesin Vakfı çocuklarının sahneleyeceği Aziz Nesin'in "Pırtlatan Bal" oyununun yanı sıra, tiyatro sanatçısı Ali Erdoğan da, Aziz Nesin oyunlarından kısa skeçlerle gecede yer alacak...

BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ
Şifa Hastanesi Yanı - Caferağa Spor Salonu arkası. Bahariye/Kadıköy
İLETİŞİM: 0 216 418 16 46

DÜZENLEYENLER:
Karikatürcüler Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası,
Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi, Nesin Vakfı

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 25 Mart 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

-----------------------------------------------------------------

GÜNÜN SORUSU:

AKP İKTİDARI

"YAŞLILAR HAFTASI"NI

NASIL KUTLADI?

YANIT: Nasıl kutlayacak, 83 yaşındaki gazeteci İlhan Selçuk'un gecenin 4'ünde gözaltına alınmasıyla tabii ki!!!

İ.BÜLENT ÇELİK ÇİZİYOR
İ.Bülent Çelik'in Vatan Gazetesinde yayınlanan karikatürü....


GÜLEK KANDIRALI ÇİZİYOR
Erdoğan Karayel arkadaşımızın da Donquichotte sitesinde yazdığı gibi, Amerika'da yaşayan Gülek Kandıralı, neredeyse her gün muhalif karikatürler üreterek Amerika'dan buradaki ortama yetişiyor ve bizlere özel olarak yolluyor ama çağrı yapmaktan artık yorulduğumuz bu ülkede yaşayan çizer dostlardan ses çıkmıyor... Bu yüzden KARİKATÜRCÜLER YAHOO GRUP'taki beyhude tartışmaları da üzülerek izliyor ve bu tartışmalara KATILMAK BİLE İSTEMİYORUZ artık... Türkiye'deki karikatürcü arkadaşlarımızın çoğu nerdeyse iktidarı eleştirmeyi de unutmuş, sürekli birbirleriyle uğraşmaktalar... Attıkları oklar gene sadece çizerleri gene sadece mizahçıları vuruyor... Yıllarca her türlü yarışmaya ayrım yapmadan katılmış olanların aklına şimdi mi geldi dersiniz yarışmaları protesto etmek? Yarışmaların arka yüzünde onlara destek verenlere bakıldığında zaten hiçbir yarışmaya katılmamak gerekiyor neredeyse,:)) çok zorlarsanız buna Karikatürcüler Derneğinin Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması bile katılabilir, ama biz bunlardan ziyade birlikte olmaya, sırt sırta vererek, ülkeyi karanlığa boğan, ülkeyi her anlamda dümdüz eden, dinbaz faşizmin bekçisi AKP iktidarına karşı yazıp-çizsek ya?.. Neden sürekli kendimize ve birbirimize vurmaya çalışıyoruz, bilin ki bu kafaya sahip karikatürcüler duvara toslamaktan ötesini yapamazlar... Tabii tercih sizindir arkadaşlar... Oysa gün, didişme değil, muhalif mizaha sımsıkı sarılma günüdür. İsteyen bu yarışmaları protesto etmeyi bile gene bizzat oralara yolladığı çizgileriyle yapmalıdır. Amaç bu protestoyu sürekli bizim dünyamızın içine değil, asıl hakedenlere yapmak, anlayın artık bunu sevgili karikatürcüler, anlayın..............

MİZAHHABER


24 Mart 2008 Pazartesi

VAHİT AKÇA ÇİZİYOR



Vahit Akça arkadaşımız yukardaki İlhan Selçuk karikatürüyle birlikte, geçen günkü Dario Fo çizgisiyle ilgili küçük bir açıklama yolladı şöyle diyor: "Nobel ödüllü tiyatro yazarı DARIO FO'yu (bir önceki çizgimde) 1971 yılında (!) bir KAZA sonucu öldürdüm"!!! Yine de kendisinden, tiyatro severlerden ve MİZAHHABER izleyecilerinden özür diliyorum.. Ben masumum... Vahit Akça"

LATİF DEMİRCİ ÇİZİYOR

Latif Demirci'nin 24 Mart 2008'de Hürriyet'te yayınlanan karikatürü...
-----------------------------------------------------------------------

- "Bu iktidarda bizim KORU'MUZ ÖTER" diyor bugünlerde her daim KORU'lanan, kollanan birileri... Kolay değil, kanal kanal gezip, iktidarın tüm gücünü arkalarına alarak korulanıyorlar!.. Tutup da her olaydan sonra hala "Boru mu bu" deme sakın, "KORU MU BU" demek artık daha uygun!..

- AKP TORPİLİYLE İŞE GİRENLERE GÜNÜN SINAV SORUSU: Ekonomisi çoktan çökmüş, borçtan intihar aşamasına zavallı bir halkı; kapatma davası, ergenekon davasıyla ergonomik olarak ne kadar oyalayabilirsiniz?..

- Başbakan RTE Manisa'da camiiden halka "Mesir macunu" atan ilk başbakan olmuş!!! Mesir macununu atarken "En az 3 çocuk ona göre haaa" da dedi mi acaba, gürültüden duyamadık da?.

- Artık bu ülkede sadece bazı yerlere değil, kimilerinin üzerine de "DİKKAT YÜKSEK GERİLİM HATTI" yazılması gerekmiyor mu?..

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 24 MART 2008'de Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

MELİH AŞIK YAZDI

İlhan Selçuk’un evinde...

İlhan Ağabey’i dün Etiler’de Gazeteciler Sitesi’ndeki evinde Yalçın Pekşen’le birlikte ziyaret ettik... Kapıda bekleşen muhabirlerin arasından geçip içeri girerken Yalçın:- Ben de yıllarca bu evin üst katında oturdum, dedi, İlhan Abi de 1970’den beri bu evde oturur. Genişliği 90 metrekaredir.İlhan Ağabey yorgun ama zinde idi. Tabii her zaman olduğu gibi esprisi de yerinde... Mütevazı salonunda bizi:- Gene solladım sizi, diye karşıladı, hepinizden daha ünlü yazar olduğum ortaya çıktı...İçerideki Yalçın Bayer, Uğur Dündar ve Emre Kongar’la birlikte sohbete daldık. Daha sonra Mustafa Sarıgül de katıldı.‘Fikri lider’ diye sorgulanmışEmniyetteki sorgu 11 saat sürmüştü... Savcılık sorgusu 4 saati aşmıştı. Geceyi sandalye (veya koltuk) üzerinde uyuklayarak geçirmiş. Emniyetin 1970’lere göre hayli geliştiğini anlattı. Mesela 10 parmağının ayrı ayrı ve avuçlarının içinin izini almışlar. Sorgu nazik geçmiş. Çeşitli siyasi meselelerde ne düşündüğünü de sormuşlar. Cumhuriyet gazetesi bombalama olayından sonra dinlemeye alınmıştı. İlhan Ağabey’in gazete çalışanlarıyla telefonda şakalaşmaları dahi sorguda konu olmuş.Anladığımız kadarıyla “Ergenekon’un fikri lideri” olarak sorgulanmış... Salıverilmiş olmakla birlikte soruşturmadan tamamen çıkarıldığını düşünmüyordu. Açılacak davada yer alabilirdi. Bu arada merakla sorduk:- Veli Küçük gibi isimleri tanır mıydın?- Hiç karşılaşmadım, dedi İlhan Ağabey...Kimi yorumlarını ve sorgunun ayrıntılarını soruşturmayı etkilememesi için yazmıyoruz. Ancak, İlhan Ağabey yüksek sesle bir dilekte bulundu.

Dedi ki: Başbakan harekete geçmeli- Türkiye’de demokrasi çok tehlikeli bir kutaplaşmaya sürükleniyor... Burada gerilimi azaltmak için harekete geçmek görevi Sayın Başbakan’a düşer... Siyasetçiler el birliği ile Türkiye’yi bu tehlikeli yörüngeden çıkarmalıdır...Acaba Egenekon soruşturması genişleyecek ve kimi uçlara doğru ilerleyecek mi?- Genişleyecek izlenimi aldım, dedi İlhan Ağabey...İki gün boyunca getirilen kumanyaları imza atıp almış ama yememiş... Yemeklerden emniyet mensupları da pek memnun değilmiş. Zaman zaman Fenerbahçe muhabbeti oluşmuş aralarında. Ziverbey günlerinden söz açılınca bir görevli başını uzatmış:
- Sizin Ziverbey Köşkü adlı kitabınızı okudum, diye konuşmuş...

Artık gazetede

Ağabey önceki gece serbest bırakılınca, sabaha karşı gazeteye gelmiş. Beşinci kattaki odasına çıkmış. Tabii dostları da peşinden... Genel Yayın Müdürü İbrahim Yıldız, “Siz gözaltındayken gazete iki kat tiraj aldı” deyince, “O zaman geri döneyim istersen” diye espriyi patlatmış. Sorguda polislerin kendisine “İlhan Abi” diye hitap etmek için izin istediklerini anlatmış.Onca yorgunluğa rağmen dün de keyfi yerindeydi... 1962’den bu yana tam 46 yıldır Cumhuriyet’te yazan İlhan Ağabey’in kısmetinde 83 yaşında yeniden nezarette gecelemek varmış. Tabii fikir lideri olmak kolay değil! Evet evet, fikir lideridir kendileri: “Dürüst, aydınlık, çileli gazeteciliğin fikir lideri”... Bunun da kimi bedelleri oluyor tabii...


MELİH AŞIK
(24 Mart Pazartesi 2008 - Milliyet)

23 Mart 2008 Pazar

YALÇIN PEKŞEN YAZDI

Gizli Komplonun

Garip Yöntemi...

İlhan Selçuk 'u her gün aksatmadan okurum; bunca yıllık okur-yazarlığıma karşın, ne demek istediğini anlayamamışım. Meğer İlhan Ağabey AKP hükümetine karşı gizli komplo hazırlıyormuş.

Fakat garip bir yöntemle...

Gazetedeki köşesinde yapıyormuş bu işi...

İnanmazsanız, dinci gazetelerin yobaz yazarlarının köşelerinde inanılmaz iddiaların ayrıntılarını okuyabilirsiniz.

İddiaları şu: İlhan Selçuk gazetedeki 'Pencere' sinden savcılara, Ergenekonculara talimatlar yağdırıyormuş.

Be hey ahmaklar!

İlhan Selçuk, sizin sandığınız gibi, gizli komployu gazete köşesinden ilan edecek kadar mantıksız biri olsaydı, İlhan Selçuk olabilir miydi?

Eğer birilerine talimat verecekse, bunu 75 Yeni Kuruş verip Cumhuriyet'i satın alan herkesin görebileceği şekilde gazetedeki köşesinden mi yapardı?

Eğer o kadar aptal olsaydı, 12 Mart'ta ifadesini akrostişle yazıp işkencecilerini ve kendisini yargılamaya çalışanları madara edebilir miydi?

Ülkeyi saran onca üçkâğıtçının, çıkar düşkünü yobazın, ahlaksız politikacının arasından Cumhuriyet gazetesini sağ salim düzlüğe çıkarabilir miydi?

Siz İlhan Selçuk'u kendiniz gibi sersem mi sandınız?

YALÇIN PEKŞEN

(23 Mart 2008 Pazar/Cumhuriyet)

SEFER SELVİ ÇİZİYOR

12 Mart’ta gözaltına alınan ve Ziverbey Köşkü’nde işkenceli sorgulamadan geçirilen, AKP’nin hedefindeki yazar İlhan Selçuk bu kez 83 yaşında sabahın köründe gözaltına alındı.

Sefer Selvi'nin 23 Mart 2008'de Evrensel'de yayınlanan karikatürü...

DENİZ SOM YAZDI

Sevindiren gözaltı

ve bir teşekkür

DOĞRUSUNU söylemek gerekirse hepimizin "İlhan Ağbi"si sevgili başyazarımız İlhan Selçuk 'un gözaltına alınmasına sevindim!

Sevindim çünkü; öldürülebilirdi de. Yazarlarımızı öldürmediler mi; Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Onat Kutlar . Bu ülke için laik cumhuriyeti, demokrasiyi, Atatürk ilkelerini savunan nice kalem, düşün insanı öldürülmedi mi?

Sevindim çünkü; 83 yaşında bir insanın sabaha karşı evinin basılması ve yaka paça alınıp götürülmesi bir insanlık ayıbı olmasına karşın yeniden ve yine işkenceden geçirilebilirdi. Gözaltında işkenceden geçirmediler mi; yıllarca tutuklu yargıladıktan sonra beraat ettirmediler mi; Oktay Kurtböke, Oktay Akbal, Ali Sirmen, Erdal Atabek, Orhan Apaydın, Hikmet Çetinkaya. Yurtsever nice gazeteciyi sindirmeye çalışmadılar mı?

Öldürülsek de, gözaltına alınsak da, tutuklansak da yıldıramadılar, susturamadılar, satın alamadılar. Yıldıramayacaklar, susturamayacaklar ve asla satın alamayacaklar. Doğrusunu söylemek gerekirse İlhan Selçuk'un gözaltına alınması üzerine zil takıp oynayan İslamcı faşistlere, darbecilere, cuntacılara, komploculara, mandacılara, işbirlikçilere, döneklere bir de teşekkür borcumuz var: Safları sıklaştırmamıza, daha da sıkı kenetlenmemize yardım ettiler ve asıl önemlisi halkın tehlikeyi fark etmesini sağladılar.

DENİZ SOM (23 Mart 2008 Pazar/Cumhuriyet-VAZİYET)

KAMİL MASARACI ÇİZİYOR

Kamil Masaracı'nın 23 Mart 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan çizgi bantı...

---------------------------------------------------------------------

SEMİH POROY ÇİZİYOR

Semih Poroy'un 23 Mart 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan çizgi bantı...

----------------------------------------------------------------------

AYDOĞAN YAVAŞLI YAZDI

"Atasözü sanki Ertuğrul Günay için söylenmiş: Sonradan Müslüman olana beş vakit az gelir!"

MUSA KART ÇİZİYOR


Musa Kart'ın 23 Mart 2008'de Cumhuriyet'te yayınlanan karikatürü...

22 Mart 2008 Cumartesi

ERCAN AKYOL ÇİZİYOR

Ercan Akyol'un 22 Mart 2008 Cumartesi günü Milliyet'te yayınlanan karikatürü...


Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı AKP'yi kapatma davası için tam 162 sayfalık iddianame hazırladı ve 17 klasör kanıt topladı... Ergenekon'u başlatan savcı ise 8 aydır ortalıkta bir iddianame bile olmadan içerde "zanlı"tutuyor, sürekli yeni "gözaltı"lar gerçekleşiyor... Bu satırları yazan Enis Berberoğlu Hürriyet'te sormuş "Tek hukukta bu kadar fark olabilir mi?" AKP'ye muhalifseniz oluyor... Senaristi (!) bile olmayan, kargaları bile güldürecek düzeyde bir senaryo iktidarın muhbir kaza-tecilerinin sürekli işaret etmesiyle uygulamaya konmuştur. Amaç yüzde 47 denilen faşizme dönüşmüş baskı gücüyle 1923 Cumhuriyetini toptan tasfiye etmektir... Hukuku bile kendine benzeten AKP dinci bir faşizmin karanlık yüzü olarak tüm çıplaklığıyla karşımızdadır... KARİKATÜRCÜ, MİZAHÇI MESLEKTAŞLARIMIZI, YAHOO GRUP'TAKİ SUDAN TARTIŞMALARI, GEREKSİZ AYRIŞMALARI BİR YANA BIRAKIP BİRLİK OLMAYA, KALEMLERİNE DAHA SIKI SARILMAYA ÇAĞIRIYORUZ... SES VERİN EY ÇİZERLER, YAZARLAR, SES VERİN BİRAZ!.. BİZİM TEK GÜCÜMÜZ KALEMİMİZDİR, BİZİ YOK ETMEK İSTEYEN BU ORTAÇAĞ KARANLIĞINA KARŞI.... BÖYLE BİR ANDA BİLE SES VERMEYENİN ŞİKAYET ETMEYE DE HAKKI YOKTUR ARTIK...

MİZAHHABER

21 Mart 2008 Cuma

DİNBAZ FAŞİZM ÜLKEYE
SOLUK ALDIRMIYOR!

Bu ülke tüm kurumlarıyla bu kadar aciz ve bu kadar perişan bir hale hiç düşmemişti... Hitler Almanya'sının FAŞİZMİNDEN beter günler yaşıyoruz!.. Üstelik dinbaz bir faşizm bu! Ülkeye her an, her dakika sürekli fırtına ekiyor... Ülkedeki kamplaşma AKP iktidarı sayesinde tavan yapmış durumda... Bugün zerre kadar hak, hukuk, adalet ve yasa tanımayan bu dinci zihniyet, üstelik bu ülkenin yasaları sayesinde iktidara gelmeyi başarmıştır... 12 Eylül paşasının 28 yıl önce yaratıp ortaya attığı tablo bugün felaket ötesine ulaştı! Sivilleşmeyi bir türlü becerememiş Türk toplumu, sivil toplum örgütlerinin de acizliğiyle tam anlamıyla sapır sapır dökülüyor... Böylesi günlerde MİZAH YAPMANIN DA tadı kalmadı... Muhalefetin sadece mizahçıya kaldığı bir ülkeye yazıklar olsun demek geliyor içimizden.... Zira KARA MİZAH bile yeterli gelmiyor yaşanan rezilliklere... Türkiye KARA TARİHİNİ ABD uşaklarının eliyle yazıyor... Bir ülke karanlığa doğru bu kadar hızla mı koşar, bir ülke sürekli duvara toslamaktan bu kadar mı yorulmaz, usanmaz? Bir ülke elindeki tüm insani güzellikleri yok etmek için bu kadar mı kaşınır?


... VE SÖZ BİTER....................



- Bundan sonra sadece tv ekranında değil bilgisayar ekranında da ben varım... İktidarı övmeyenlere, yalakalık yapmayanlara bundan kelli yazıp, çizmek yasak, anlaşıldı mııııı, Ne kaaaa dinbazlık, o kaaaaaaa faşizm!..

3. DON QUICHOTTE
ULUSLARARASI
KARİKATÜR
YARIŞMASI
KONUSU:
"DÜNYA DİLLERİ“

Bu yıl 3. kez gerçekleşecek olan Uluslararası Don Quichotte Karikatür Yarışmasının konusu "Dünya Dilleri" olarak belirlendi. Günümüzde “Dinlerarasi diyalog”tan pek olumlu söz edemesek te, “dillerarası diyalog” sanki daha renkli ve hareketli. Yarışmanın amacı da bu renkliliği ve çeşitliliği karikatür aracılığıyla olabildiğince yansıtabilmek. 15 dünya çizerinin jüri olarak yer aldığı, sadece internet üzerinden katılınabilecek yarışmanın son katılım tarihi 31 Temmuz 2008. Yarışmaya katılımla ilgili bilgilere http://www.donquichotte.at/ sitesinden ulaşabilirsiniz...


ERDOĞAN KARAYEL'İN
KARİKATÜRÜ
ALMAN DERS
KİTABINDA...

Don Quichotte kaynaklı bir haberimiz daha var sizlere... Don Quichotte sitesinin yaratıcısı, Almanya' da yaşayan çizer arkadaşımız Erdoğan Karayel’in 1986 yılında çizdiği ve aynı yıl Duisburg’da düzenlenen "Yaban elde çalışanlar" konulu uluslararası karikatür yarışmasında ödül kazanan "Ausländer Raus!" başlıklı karikatürü Almanya’nın “Kuzey Ren-Vestfalya” eyaletinde gelecek dönem lise öğrencileri için basılacak “Seydlitz G. / Gymnasium” Coğrafya kitabında “Almanya bir göç ülkesi mi?” başlıklı konu içinde kullanılacak.


Bir Alman okul kitabında büyük olasılıkla ilk kez bir Türk çizerin karikatürünün yer alacak olmasının kendisi için gurur verici olduğunu belirten Erdoğan Karayel, telif ücreti istemeyerek karikatürde imzasının bulunmasının yeterli olacağını belirtti. Yayınevi yetkilileri Karayel’in bu jestinden dolayı çok mutlu oldular. Kitap, 2008-2009 eğitim dönemi içinde okutulacak. Erdoğan Karayel arkadaşımızı başarısından ötürü KUTLUYORUZ...

HASLET SOYÖZ ÇİZİYOR

Haslet Soyöz'ün 21 Mart 2008 Cuma günü Milliyet'te yayınlanan karikatürü...

SEFER SELVİ ÇİZİYOR

Çanakkale Zaferi’nin 93’üncü yıl dönümünde AKP’nin önüne ‘Çanakkale Geçilmez’ çadırı kuruldu.

Sefer Selvi'nin 20 Mart 2008'de Evrensel'de yayınlanan karikatürü...

20 Mart 2008 Perşembe

KADIKÖY'DE KÜLTÜR
VE SANATIN GELECEĞİ
KONUŞULDU
Kadıköy Kent Konseyinin Kadıköy Bahariye'deki Barış Manço Kültür Merkezinde 19 Mart 2008 Çarşamba akşamı düzenlediği "Kadıköy'de Kültür ve Sanatın Geleceği" başlıklı interaktif panele konuşmacı olarak; Prof. Hüsamettin Koçan, Berhan Şimşek, Prof. Nilüfer Ergin, Arif Damar ve Cihan Demirci katıldılar...

Kadıköy Belediyesi ile koordinasyon halinde çalışan Kadıköy Kent Konseyinin Barış Manço Kültür Merkezinde düzenlediği "Kadıköy'de Kültür ve Sanatın Geleceği" paneli tamamen dolu bir salonda, güzel sanatlar eğitimi alan üniversiteli gençlerin ve Kadıköylü sanat dostlarının katılımıyla gerçekleşti. Kent Konseyi başkanı Erdoğan Karadeniz sunuşuyla başlayan panelde açılış konuşmasını Kadıköy Belediye başkanı Selami Öztürk yaptı. Selami Öztürk konuşmasında belediyenin Kadıköy'de kültür ve sanat adına yaptıklarından ve yapmakta olduklarından kısa bilgiler verdi.

Panelde konuşan Prof. Nilüfer Ergin, Kadıköy'deki heykellerin durumuna ve Kadıköy çarşı içine konan "Kaz" heykelinin çalınmasına değindi. Salondan gelen sorularla Kadıköy'deki heykel ve büstlerin korunma altına alınmasının önemi ortaya çıktı. Sinema sanatçısı ve eski milletvekili Berhan Şimşek de, varolan iktidarın kültür-sanata olan ilgisizliğinin yanında Kadıköy'ün bu anlamdaki farkını ortaya koydu. Prof. Hüsamettin Koçan'ın yönettiği panelde mizah yazarı ve karikatürcü Cihan Demirci de, Kadıköy'de geçmişte yapılan mizah ve karikatür etkinliklerinden bahsederek bunların devam etmesinin önemini vurguladı. Günümüzde mizahçı ve karikatürcü takımının üzerine yapışan dinci faşizm baskısından örnekler aktararak bu anlamda çağdaş duruşu ve farklı yapısıyla Kadıköy'ün muhalif görüşler için adeta bir sığınma mekanı olduğunu söyledi. Türk karikatürünün kurucu isimlerinden Cemil Cem'in zamanında Moda'da yaşamış olduğunu ve Kadıköy'de adının yapılacak etkinliklerle gündeme gelmesi gerektiğininden bahsetti. İzleyenlerinde soru, görüş ve yorumlarıyla katıldıkları, tam 3.5 saat süren bu interaktif panel Türk şiirinin özgün adlarından Arif Damar'ın Nazım Hikmet'ten ve kendisinden ezbere okuduğu şiirlerle sona erdi. Panele karikatür dünyasının Kadıköyde yaşayan isimlerinden sadece Akdağ Saydut, Mustafa Bilgin katıldılar. Barış Manço Kültür Merkezi 1 Nisan Salı akşamı da, AZİZ NESİN'İ ANMA etkinliğine ev sahipliği yapacak...

30 yıldır Kadıköy'de yaşayan Cihan Demirci konuşmasında Kadıköy'e mizahçı gözüyle baktı...

(Fotoğraflar: AKDAĞ SAYDUT)

"Karikatüristler Abidin
Dino'yu Anıyor"
Karikatür Sergisi
56 Karikatüristin katılımıyla gerçekleştirilen sergi 23 Mart- 20 Nisan 2008 tarihleri arası Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde izlenebilir. Sergi Açılışı: 23 Mart Pazar Saat: 16.00 ... Saat:18.30 "Merhaba Abidin" Belgesel Film Gösterimi

NHKM Ali Suavi Sokağı (Sanatçılar Sokağı), No: 7, Bahariye - İstanbul