Levent Kırca'nın Ali Poyrazoğlu'na
Levent Kırca'nın bu sözleri üzerine onu mahkemeye veren Ali Poyrazoğlu geçen hafta Kelebek gazetesinde Kırca'ya şu yanıtı verdi: "Levent kendini gündemde tutma kaygısı içinde. Önce Cem Yılmaz'a saldırdı, şimdi de bana. Ona baktığım zaman üzgün, mutsuz, başarısız, şöhretini yitirmiş hüzünlü bir karga görüyorum. Üzülüyorum, çok zavallı... Levent Kırca’nın kendini yenileme gibi bir derdi yok. Televizyondaki skeçleri bir araya getiriyor, oyun diye sahneliyor ya da yıllar önce oynadığı şeyleri ısıtıp ısıtıp masaya koyuyor. O yüzden de tiyatrosu iş yapmıyor, sineması iş yapmıyor. Risk almıyor, tiyatrosunun bir sürekliliği yok. Televizyondan vakit kalırsa, gidip tiyatro yaptığı da ortada... "
Ali Poyrazoğlu, şöyle sürdürüyor
Levent Kırca hakkındaki sözlerini:
"Asıl pornocu kendisidir! Müstehcenlik meselesine gelirsek; memlekette Levent kadar müstehcen adam yoktur. Çünkü adam 10 yıldır ortalıkla, "S..im, s..im" diye dolaşıyor. Böyle dolaşan adam, kime ahlak dersi veriyor? Asıl pornografi yapan odur. Benim 35 yıl önce yapmadığımın iki mislini şimdi Levent Kırca yapıyor. Jüri üyesi olduğu program ortada..."
Ali Poyrazoğlu, "Seks filmlerinde oynamasıyla
ilgili olarak ise şunları söylüyor:
"Önce şunu söylemek istiyorum, 30-40 tane değil, 12 tane bu filmlerden yaptım. Araya parça ise hálá konuluyor. Hayatımıza parça koydular. Her yerimiz paramparça oldu. Levent Kırca benim yaşamımda müstehcen bir parça olarak var şu anda. Yalancı bir parça... Çık artık! Parça koymayın benim hayatıma ya! Parça meselesine gelirsek, biz sinemacılara bunları yapmamalarını, cesur adamlar olduğumuzu, bu sahneleri çevirebileceğimizi söylüyorduk ama onlar yine de yapıyordu. Siz ne diyorsunuz, ben hiç Türkan Şoray’la film çevirmedim. Ama onun filmlerinden, benim filmlerimden kırpıp film yaptı bu sinemacılar. Böyle bir dönem yaşıyordu Türk sineması. Dolayısıyla ben bu parçalar yüzünden 10 yıl sinemayı bıraktım. Tepkimi bu şekilde gösterdim. Daha ne yapayım yani?.."
Bu ülkenin "çok önemli" ve çok ünlü" iki tiyatrocusunun Kelebek gazetesinde yayınlanan laf dalaşının sadece çok küçük bir bölümünü aldık buraya. Şunu bir kez daha gördük ki, karikatürcüler de zaman zaman birbiriyle atışsa da, karikatür dünyasındaki seviye, komedyen dünyasından çok daha yukarda!.. Seks filmlerine gelince... Türk Sinemasındaki bu dönemi, bundan bir kaç yıl önce yayınladığı "ARAYA PARÇA GİREN YILLAR" adlı dönem kitabında belgesel tadında anlatan Cihan Demirci'ye sorduğumuzda bu filmlerle ilgili tanımlamayı o şöyle yaptı: "Ali Poyrazoğlu'nun çevirdiği filmler porno değildir ama bunlara sadece komedi filmi de demek de yanlış olur. Ali Poyrazoğlu, seks komedileri çevirmiştir o dönemde, ancak kimi uyanık filmciler tarafından bu filmlerin arasına sonradan parçalar eklenmiştir. Ama bana sorarsanız, yılların iki usta komedyeninin bu dalaşı da doğrusu o parçaları da pek aratmamaktadır. Vaziyet epeyce vahimdir anlayacağınız..."
Ne diyelim, ülkemizde çok sık yaşadığımız bir durum bu. Bu yüzden ne sanat, ne de sanatçı yerine oturamıyor bu toplumda. Bu yüzden "Ilımlı ılımlı" İslama kayan Türkiye belki de çok daha fazla yakışıyor bu topraklara... Ne denir?..
Araştırma: Erdem Taner - MİZAHHABER