13 Temmuz 2007 Cuma

ALMANYA'DAN, DON QUİCHOTTE'DAN
ERDOĞAN KARAYEL'DEN
MİZAHHABER'E MEKTUP VAR:
"Harikasınız çocuklar!"


"MİZAH HABER" olarak öyle hızlı bir giriş yaptınız ki, sizi tutabilene aşkolsun..Her ne kadar Don Quichotte olarak yurtiçinde yaygın bir iletisim ağımızz olsa da, bu konuda sizin çok daha iyi ve üretken çalışmalar yapabileceğinizi görüyorum.Belki bazı haberleri kaynak göstererek sitenizden alıp kullanabilirim, izninizi alarak..

(MİZAHHABER'İN NOTU: Tabii ki kaynak gösterdikten sonra hiçbir sorun yok:))



Almanya'da yeni kurulan "DONKİŞOT'UN ARKADAŞLARI" derneğinden bir fotoğraf...


Özellikle Türkiye’de yaşayan çizerlerin bire bir iletişim kurmaları, gün icinde yaşanan gelişmelerin sıcağı sıcağına ve kısa sürede blog sutunları içinde yer alması muhteşem bir şey.. Örneğin Zeki Sezer’in karikatürcülere bir resepsiyon sunması haberi çok hoşuma gitti...

(MİZAHHABER'İN NOTU: Belki çok altını çizmedik ama inanın bu blogun oluşmasını sağlayan "Damdaki Mizahçı" blogudur. Biz 1.5 yıldır onun izleyicisiydik, derken Cihan Demirci'nin önerisiyle böyle bir işe kalkıştık. Onun bize katkısı müthiş, bu katkı sayesinde bu blog oluştu ve yürüyor, karikatürcü arkadaşlar da 13 günlük bu bloga gerçekten pek çok haber ve yorum ilettiler.)

Yeri gelmişken bir kaç konuda görüşlerimi de belirtmek istiyorum izninizle..

1) Günlerdir tüm karikatür sitelerini meşgul eden Erdal Alay ve Emre Ulas’in çizdikleri gazetelerden çıkarılışı çizerler olarak hepimizi üzdü, sinirlendirdi. Tepkilerimizi yazarak ve çizerek dile getirdik çizerler, mizahseverler olarak.. Karikatürcülerin dayanışması ve tek ses olmalari açısından sevindirici bir örnek oldu. Ancak sanki bir sey eksik gibi geldi. "Nedir?" derseniz, söz konusu iki arkadasimizdan bu tepki ve dayanışmaya henüz bir ses gelmedi.

Yani herkes konuştu, yazdı bir tek onlardan ses çıkmadı.. Ya da ben mi kaçırdım? Elbette yıllardır sürdürdükleri çizgi mücadelesinin birdenbire sona erdirilmesi, çizme haklarının gasp edilmesi onlar üzerinde bir şok etkisi yaratmış ve bir süre sessiz kalarak bu psikolojik süreci atlatma yolunu secmis olabilirler. Ama yine de bu tepkilere ve dayanışmaya, onlardan birkac kelimeylegörüşlerini ve düşüncelerini dile getirmelerini beklemek hakkımız degil mi? Eminim, onlar da özlenen bu tablonun(karikatürcülerin tek yürek olmasını kastediyorum) gelecekte daha katılımcı ve paylaşımcı olarak sürmesini canı gönülden istiyor ve bekliyorlardır. Yıllardır tanıdığım ve sevdiğim her iki arkadasımın bu süreci atlatacaklarına veçizgi dolu yasamlarını daha aktif ve üretken bicimde bir başka yayın organında devam ettireceklerine yürekten inanıyorum.

(MİZAHHABER'İN NOTU: Haklısınız, iki çizer arkadaşımızın sesi, bizim de bildiğimiz kadar hiç çıkmadı, acaba bu haberleri,yazıları görmediler mi diye düşündüğümüz bile oldu doğrusu...)

2) Aydın Doğan Karikatür Yarışması boykotu konusuna gelince; konuyu gündeme
getiren Erdogan Oğultekin ve destekleyen arkadaslarima etik olarak katılıyorum. Ama takınılacak tavır konusunda biraz daha tartışılmasını, yazılmasını, ve çizilmesini
istiyorum ki ortaya daha net ve kalıcı bir tablo çıksın.
Daha önce birkac arkadaşımızın da dile getirdiği, önceleri yarışmanın adının "Sedat Simavi" iken sonradan "Aydın Doğan“ olmasını reddeden ve ayıplayanlardan biri de benim. Bilindiği gibi Sedat Simavi gazeteciliginin yanı sıra bir karikatürcüydü ve yarışmanın adının "Sedat Simavi" olması buyuk bir anlam taşıyordu. "Aydın Doğan" adı ise ne yazık ki; yayın organlarındaki çizerleri bir çizgi hammalı gibi kullanarak, karikatür dışındaki çizgi ve grafik hizmeti için yetersiz koşullarda calıştirmasıyla gündeme gelen kurumun başındaki bir isim. Bence bu büyük bir talihsizlik.

3) Yarışmalardaki "Ön eleme“ konusuna gelince; bu konuda en cok rahatsızlık duyan ve "Don Quichotte"un düzenlediği her iki yarışmada da bunun sıkıntılarını ceken biriyim. İlk yarışmamızda katilimin daha az olmasi nedeniyle cok zorlanmamıştık. Oysa "Göç" konulu yarışmada öncelikli olarak benim yaptığim, sevgili Hayati Boyacıoğlu’nun da yardımını aldıgım ön eleme aşamasında gelen karikatürlerin tek tek elenmesi gercekten cok zor.Bazi geceler uyuyamadigim, tekrar tekrar baktığım, tereddüt ettiklerimi Hayati’yle paylastığım secimlerde çizerin göz nuru emegini ve yarışmayı önemseyerek gönderdigi karikatürleri eleyebilmek icin mangal gibi yürek gerek. Hala, bazı karikatürleri niye değerlendirmeye alınan 100 karikatür içine katmadığımı kendi kendime sorar dururum.

Sanırım, bu konuda doğru olan, jüriyi biraz daha ugrastıracak ama vicdanen rahat, daha sağlıklı karar verilmesini saglayacak, emegi ve karikatür sanatına olan saygınlığı gözeten "çok katılımlı" bir sisteme geçmek en dogrusu.

Son olarak, sevindirici bir gelismeyi sizlerle paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum. İki gün önce, merkezi Stuttgart’ta olan "Don Kisot’un Arkadaşları" adında bir dernek kuruldu. Amacımız yurtdışında Türk Mizahını temsil eden ve dünya karikatürleriyle buluşturma mücadelesi veren Don Quichotte’a gerekli finansal desteklerin saglanarak, üç yıldır sürdürdüğü çizgi mücadelesini "Karikatür Okulu" açarak yeni bir boyuta tasıyabilmek. Aynı zamanda bir yıldır basılamayan dergiyi düzenli yayınlanır hale getirebilmek, uluslararası sergileri degisik ülke ve şehirlerde sergileyebilmek. Yönetimde özellikle görev almadım. Ama inanıyorum ki, yönetim kurulu uyelerinin her biri "Erdogan Karayel" gibi özveriyle çalışacak. Derneğin daha sonra sevgili Marlene Pohle’nin projesi olan "Don Quichotte Fan Club" a donusmesi de olası. Oncelikle en kısa zamanda yüzlerce uyesi olan ve EU’dan destek alabilen bir yapıya kavuşturmak birincil gorevimiz.

Tekrar "MizahHaber"e aramıza hoşgeldin diyor, karikatür ve mizah dünyasına
yeni bir soluk ve heyecan getirdiği icin tesekkür ediyorum.


Erdoğan Karayel www.donquichotte.at