15 Mart 2010 Pazartesi

TURHAN SELÇUK
HACIBEKTAŞ'TA
TOPRAĞA
VERİLDİ
Türk ve dünya karikatürünün büyük ustası Turhan Selçuk, sanat, siyaset, edebiyat dünyasından isimlerin, yazar-çizer dostlarının, okurlarının, sevenlerinin katıldığı bir törenle 14 Mart Pazar günü Nevşehir Hacıbektaş’ta toprağa verildi.

(Fotoğraf: Milliyet gazetesi)


11 Mart'ta yitirdiğimiz büyük usta Turhan Selçuk’un naaşı Hacıbektaş'ta törenin düzenleneceği Cumhuriyet Meydanı'na getirildi. Cenaze törenine pek çok siyasetçinin yanı sıra; Hacıbektaş Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Prof. Dr. Naki Selmanpakoğlu, Şahkulu Sultan Vakfı Başkanı Mehmet Çamur, Anadolu Kültürünü Koruma ve Araştırma Vakfı (AKKAV) Başkanı İsmet Erdoğan, Cumhuriyet gazetesi yazarları Şükran Soner, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Miyase İlknur, Turhan Günay, çizer Semih Poroy, İdare Müdürü Hüseyin Gürer, Turhan Selçuk'un eşi Ruhan Selçuk, kızı Aslı Selçuk ve yeğeni Murat Ertel, Karikatürcüler Derneği başkanı Metin Peker, Akdağ Saydut, Turgut Çeviker, Cumhur Gazioğlu, Aziz Yavuzdoğan, Necati Güngör, Nuray Çiftçi, Mahmut Akgün, Hüseyin Tanyeri, Muammer Kotbaş, Seçkin Temur, Vahit Akça, Hasan Seçkin, Bülent Okutan, Kadir Doğruer, Ekrem Borazan, Turan Asan, Mustafa Bilgin, Ahmet Erkanlı'nın da aralarında bulunduğu İstanbul'dan 40, Ankara'dan 20 karikatürist katıldı.

Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu’da Turhan Selçuk’un Atatürk devrimlerinin kök salmasına harç koyan bir usta olduğunu kaydetti. Selmanpakoğlu, “Türk mizahının babası ve dünyanın en tanınmış karikatüristi bir yıldız gibi aramızdan kaydı. Turhan Selçuk, Tanrı-evren-insan bütünlüğünü bir parçası olarak sonsuzluğa ulaşırken güneş gibi eserlerini gelecek kuşakları da aydınlatmak üzere bizlere bıraktı. Ne mutlu ulusumuza ki onun gibi bir aydınlanmacıyı çıkardık. Turhan Selçuk, Atatürk devrimlerinin kök salmasına harç koyan bir usta, siyaseti sanatla yoğurup sempatikleşen bir siyaset çizeri, derin kültürünü keskin zekası ve bilimsel aklı ile yoğurarak çizgilere döken bir düşünürdü. Laikliğe demokrasiye insana ve insan haklarına tam bağımsızlığa, bilimselliğe hukuka ve Cumhuriyete sevdalı bir tutkundu” dedi.

Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker ise konuşmasında, hayatı boyunca çizdiklerinden asla ödün vermeyen bir büyük ustayı kaybetmenin büyük üzüntüsü içerisinde olduklarını söyledi. Peker, “Büyük çizgi efendisini kaybettik. Derneğimizin kurucu üyesi ve onursal başkanı Turhan Selçuk’un acısını Hacıbektaş’ta can dostlarla ile paylaşmaktan dernek olarak onur duyuyoruz. Turhan Selçuk demek, dürüstlük, devrimcilik ve anti faşistlik ve anti emperyalizm demektir. Selçuk, hayatının hiçbir döneminde çizdiklerinden en ufak bir ödün vermemiştir. Tazminatsız işten atılmıştır, başına bu yüzden çok işler gelmiştir. 12 Mart’ın faşist cuntacıları Turhan Selçuk ustamızın kaburgalarını kırmıştır. Uzun uzun Selçuk’u anlatmak yeterli olmuyor. Çünkü Turhan Selçuk’un hayatı boyunca çizdikleri ile hepimizin gönlüne yerleşti. Turhan Selçuk’u Hacıbektaş’ın can dostlarına ve pirimize emanet ediyoruz” dedi.

Turhan Selçuk’un kızı Aslı Selçuk da babasının vasiyetini yerine getirmenin rahatlığı içerisinde olduğunu dile getirerek, “Sevgili babacığım içim rahat. Çünkü vasiyetini yerine getirdim. Hissediyorum ki burada huzur içerisindesin. Ben de huzurluyum. İçimden bir parça gitmiş gibi. Sen benim Abdülcanbaz’ımsın. Ben de senin Canbaziye'n oluyorum. Sana veda etmiyorum. Çünkü buraya sık sık geleceğim. Seni yalnız bırakmayacağım” diye konuştu.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alev Coşkun ise şunları söyledi: “Biraz gözlerim yaşlı ve boğazım düğümlü. Çünkü Cumhuriyet gazetesinin bir büyük ağabeyini kaybettik. Aydınlanma devrimlerinin en büyük filozofunu kaybettik. Turhan Selçuk babasının askerlik görevleri nedeniyle Anadolu’yu çok dolaştı. İlk karikatürlerini 18-19 yaşlarından yayınlamaya başladı. İlhan Selçuk’la Turhan Selçuk bence sadece kardeş değildiler. İki ayrı bedende yaşayan tek bir vücut tek bir kafa adeta ruh ikizi gibiydiler. Zaten İlhan Selçuk’ta şöyle diyor “ düşüncelerimizle birlikte büyüyor, düşlerimize düşüncelerimiz karışıyordu. Gece gözlerimizi kapayınca gördüğümüz rüyaların birbirine benzemesi doğaldı. O sırada Turhan bir şey keşfetti. Alaattin’in lambasından çıkan dev Turhan’a bir çizgisinin gizeminde bütün dünyaları yıldızları gezegenleri insanları sevdaları dostlukları düşmanlıkları, ağlamayı gülmeyi, geçmişi geleceği ve anı tek sözlükte yakalamasını öğretmişti. Neydi bu? Turhan Selçuk’un o büyük çizgi yeteneğiydi. Turhan evrendeki her şeyi çizgiye dönüştürmenin ilmi kimyasında benliğini buldu. Ve o günden itibaren o düşüncesini o yeteneğini o kabiliyetini Atatürk’ün aydınlanma devrimlerinin, Cumhuriyet’in ve çağdaşlaşmanın yerine koydu. Emekçinin yoldaşıydı. Emperyalistin karşıtıydı. Sömürgecinin karşıtıydı. Sol düşüncenin adamıydı. Gerçek bir Atatürkçüydü. Aydınlanma felsefesini yürekten benimsemiş ve bu felsefeyi Türkiye coğrafyasında Atatürkçülükle buluşturdu.”

Törende daha sonra Alevi Bektaşi inanışlarına göre Turhan Selçuk’a cenaze töreni düzenlendi. Bu çerçevede “Canla canların helalleşmesini” Alevi Bektaşi Dedesi Cemal Şahin yaptırdı. Şahin helalleşme konuşmasında “Ömrünün sonuna kadar insanlığın daha güzele gitmesi için mücadele veren bizleri aydınlatan ve bu konuda bize çok büyük miras bırakan Turhan Selçuk ağabeyimizin Hakk katında erenlerin yanına ulaştırmasını diliyoruz” dedi. Şahin, törene katılanlardan 3 defa haklarını helal etmelerini istedi. Turhan için Hakk meydanı görevi yerine getirilerek sıralandı. Daha sonra Turhan Selçuk’un naaşı ünlü Aşık Mahsuni Şerif’in mezarı, Hacıbektaş-i Veli, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan ve Aşık Veysel’in de heykellerinin bulunduğu Çilehane mevkiinin Aşıklar Yolu üzerinde hazırlanan mezara defnedildi...

Türk ve dünya karikatürünün büyük ustası TURHAN SELÇUK, bundan sonra eserleriyle yaşayacak, geriye bıraktığı sağlam çizgi, karikatürün ve mizahın gerçek dostları tarafından yaşatılacak, karikatür ve sanat dünyamızda çığır açan, karikatürü hakettiği "çizgi"ye ulaştıran bu büyük ustayı MİZAHHABER olarak selamlıyor, önünde saygıyla eğiliyoruz...