14 Mart 2010 Pazar

TURHAN SELÇUK
CUMHURİYET
GAZETESİNDEN
HACIBEKTAŞ'A
UĞURLANDI...

11 Mart 2010 günü sabaha karşı 88 yaşında yitirdiğimiz Türk ve dünya karikatürünün büyük ustası Turhan Selçuk için 13 Mart Cumartesi günü Cumhuriyet gazetesinin Şişli'deki merkez binası önünde tören düzenlendi. Selçuk'un cenazesi daha sonra, toprağa verileceği Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesine doğru alkışlarla uğurlandı.


Cumhuriyet Gazetesi önünde Selçuk'u son yolculuğuna uğurlamak için yoğun bir kalabalık toplandı. Kültür ve sanat dünyasından pek çok ismin doldurduğu alanda saat 13.30 sıralarında Turhan Selçuk’un Türk bayrağına sarılı tabutu alkışlar ve karanfil yağmuru altında gazetemiz bahçesine getirildi. Eşi Ruhan Selçuk ve kızı Aslı Selçuk tabutun önündeki yerlerini aldıktan sonra tören başladı.

Törende ilk konuşmayı yapan gazeteci-yazar Doğan Hızlan, sözlerine “Cumhuriyet kuşağından bir sanatçının, bir aydının, Atatürk ilke ve devrimlerine sadakat göstermiş, sanatında bunu yansıtmış bir sanatçının acısını paylaşmak için buradayım” diyerek başladı. Hızlan, siyasetten sanata kadar bütün dünyayı kuşatmanın, kendi ülkesi dışında da savaşların, acıların, kıyımların, haksızlıkların ancak bir sanatçı yoluyla toplumlara anlatılabileceğine inandığını söyledi. “Turhan Selçuk böyle bir sanatçıydı” diyen Hızlan, insan hakları sergisinde, 60 yıllık sanat yaşamı boyunca yaptığı tüm sergilerde bu özelliğini yansıttığını dile getirdi. Hızlan, “Sanatçıların tek tek karikatürlerini gördüğümüzde, tek tek yaratılarını izlediğimizde onların bütün yaşamının haritasını çıkarmak mümkün olmayabilir. Ancak Turhan Selçuk’u toplu sergisinde gördüğünüzde nasıl bir aydın olduğunu, her anı ile ülkesinin esenliği için çalıştığını, eleştirel ama olumlu ve gülümseyen bir gözle baktığını görürsünüz” dedi.

Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen konuşmasına, Turhan Selçuk’un evinde duvara asılı bir resmi anlatarak başladı. Resimde duvara dayalı bir kanepede, ayakları henüz yere değen küçük bir çocuğun oturduğunu, yanında ise bir adamın ona Cumhuriyet gazetesi okuduğunu anlatan Sirmen, “Yukardan da bir ampul sarkıyor ve aydınlatıyor. Ampul o zamanlar karanlığın simgesi değildi ve okunan gazete Cumhuriyet, adam Rasim Selçuk, ayakları yeni yere değen çocuk İlhan Selçuk ve bu sahneyi çizen de Turhan Selçuk. Bunu hiç unutmam hâlâ aynı yerde duruyor bu resim. İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk ve bütün aile Cumhuriyet’in aydınlanmasının ışığı ile yetişmiş ve onu savunmuş insanlardır. Hem çizgisi ile bizi düşündürdü. Hem de yaşam çizgisiyle bize bazı şeyler öğretti. Onda gördük, alçakgönüllülüğün meğerse gerçek gurur olduğunu, onda gördük kendini önemsemiyor görünmenin kendinden çok emin olmak olduğunu. Bugünlerin tarihini kaleme alanlar pek güzel şeyler yazmayacaklar, ama eğer arada güzel bir şeyler de anımsatmak istiyorlarsa o zaman diyecekler ki, ‘Turhan da vardı.”


Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker de “Turhan Selçuk sanat yaşamı boyunca baskıya, talana, yalana, hukuk dışı uygulamalara karşı çıkarken hiçbir zaman düşüncelerinden ve çizgisinden ödün vermedi. Sevgili onursal başkanımız güle güle, ışıklar içinde yat” sözleri ile konuşmasını bitirdi.

Törenin ardından Turhan Selçuk’un tabutu yine alkışlar ve karanfillerle son durağı olan Hacıbektaş’a doğru yola çıktı. Büyük usta Turhan Selçuk, 14 Mart Pazar günü öğlende Hacıbektaş'ta çilehanede toprağa verilecek...