BUGÜN 24 TEMMUZ... "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜ"NÜN 114. YILDÖNÜMÜ İLE LOZAN ANLAŞMASININ 99. YILI KUTLU OLSUN!..
Tarih: 24 Temmuz 1908'di... Osmanlı'da 1876'da taht'a çıkan, 1878'de Meclisi kapatarak o döneme uygun bir tek adam rejimine geçen ve 32 yıl boyunca Osmanlı'da ağır bir istibdat yani baskı dönemi yaşatan, basına ağır bir sansür uygulayan Abdülhamit için sonun başlangıcı olan bir tarihtir 24 Temmuz 1908... O gün 2. Meşrutiyet ilan edildi ve basında sansür ilk kez kaldırıldı.
Basında sansürü en ağır şekilde yaşayan 1878 sonrasında tamamen yasaklanan mizah yayınları oluşan özgürlük ortamında büyük bir patlama yaparak yeniden hayat buldular!.. Sadece İstanbul'da çoğu kısa süre çıkmış olsa da 40 civarında mizah gazetesi-dergisi yayınlanmıştır.
Basının bu coğrafyada özgürlüğe kavuştuğu gün olan 24 Temmuz bu topraklarda gene ağır bir baskı ve sansür yaşadığı son yıllarda bugünü eskiden olduğu gibi Basın Bayramı olarak değil: "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜ" olarak yaşanıyor!..
Kutlanıyor diyemedim zira ne yazık ki tıpkı Abdülhamit dönemindeki gibi ciddi bir baskı ve zulüm yaşanan bu dönemde basın adına kutlanacak bir şey yok!..
24 Temmuz tarihinin diğer büyük önemi bu ülkenin kuruluşunu müjdeleyen 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Anlaşmasının 99. yıldönümü olmasıdır.
Kısacası 24 Temmuz 1908'de özgürlüğüne kavuşan bir basın sonrasında Osmanlı dönemini tamamlar ve birinci dünya savaşının sonrasında bu coğrafya yaşanan Kurtuluş savaşıyla Lozan Anlaşmasına ulaşır ve ardından Türkiye Cumhuriyeti kurulur!..
Bu ülke 99. yılında tarihinin en zayıf ve en ağır baskı dönemini yaşadığı kapkaranlık bir süreçte yeniden 24 Temmuz 1908'i yaşayacağı basın ve düşünce özgürlüğü günlerinin derin sancılarını yaşıyor!..
Bu coğrafya ya 1908'de ve ardından 1923'te olduğu gibi küllerinden yeniden doğacak ya da tarihin karanlık sayfalarındaki yerini alacak!.. 24 Temmuz bu yüzden çok önemlidir!.. Kocamış, kandırılmış ve hep uyutulmuş bir halk yeniden hayat bulmak için bu tarihlerden haberdar olmalıdır!..
45 yıla yaklaşan bir süredir yazıyla ve çizgiyle kalem emekçiliği yapan bir yazar-çizer olarak ben de özellikle son 16 yıldır ağır bir baskı ve sansür dönemi yaşıyorum. Bu süreçte an geldi devlet okullarına girmem engellendi, an geldi TRT-FM'de yaptığım mizahi radyo programı yayından kaldırıldı, an geldi fıkra kitabımın ilk basımı yok edilip, ikinci basımı engellendi, an geldi mizah sitesi kıvamındaki internet bloğum kapatıldı, an geldi Vatan Emniyette ifade verdim, an geldi yazıp-çizdiklerimden ötürü yargılanıp beraat ettim ama üzerimdeki sansür ve baskı sosyal medyada da, yayın dünyasında da devam ediyor...