CİHAN DEMİRCİ YAZDI: "MESLEKİ KARDEŞİM LATİF DEMİRCİ'NİN ARDINDAN..."
Sevgili soyadıdaşım, mesleki kardeşim Latif Demirci... Seninle mizahçılığa adım attığım 70'li yılların sonlarına doğru tanıştım.Sen çizerliğe 1975'te adım atmıştın, ben de 2 yıl sonra... Hem çizgin, hem de soyadlarımızın aynı olması da etkilemişti beni... Zaten aramızda sadece bir yaş vardı.
Sonra İDGSA'ya girdiğim yıl olan 1980'de daha da yakın olduk, Gırgır Fırt koridorlarında geçen 1978-1981 amatörlük döneminde ve 1986-1987-1988'de Gırgır ve Fırt'ta çalıştığım dönemde daha da yakından tanıdım...
Meğerse aynı semtlerde de büyümüşüz... Benim çocukluğum Haseki,Aksaray ve Fındıkzade'de geçti, sen ise hemen ötemizdeki Şehremini'nde büyümüşsün ve an gelmiş ilk karikatür örneklerinle, henüz 14 yaşında Kocamustafapaşa'da Çevre Tiyatrosuna, ortak ustamız sevgili Altan Erbulak ağabeye gitmişsin...Sonra mesleğimin etkinlikler için oradan oraya koşturduğum en hareketli dönemlerinde beni Latif zanneden pek çok insanla karşılaştım. Bu karıştırmalar zaman zaman komik durumlara da yol açtı.
Seninle hep karıştırıldığım bir dönemde Ankara'ya gitmiştim. İmge Kitabevinin sahibi Refik dostumuz bir muhabbet sırasında bana şunu deyince pek sevinmiştim ne yalan söyleyeyim:
"Cihan geçen hafta Latif Demirci bizim dükkana imzaya gelmişti. Ona bir ara dalgınlıkla 'Cihan' deyince karşılıklı gülümsemiştik..."
Refik dosttan bunu duyunca ben de gülümsemiş " Nihayet biri de ona Cihan dedi demek ki" demiştim... Laf aramızda beni Latif'le karıştırmaları çok sevdiğim bir çizer olduğu için hoşuma gidiyordu ama ben zaten zaman içinde ağırlığı yazarlığa verdim ve çizerlik ikinci planda kalınca bu karıştırma vaziyeti de yok oldu!..
Sol yanda ve üstte gördüğünüz fotoğraflar 12 Kasım 2009 tarihinden, İrfan Sayar arkadaşımızın Beyoğlu'nda açtığı "Zihni Sinir" sergisinden kalma anılar...
Latif'le zıt durumlarımız vardı... O pek konuşmazdı, çok sessiz ve sakin bir çizerdi... Bense konuşurum, sessiz ve sakin değilimdir...
Bizi yıllarca söyleşilerde hep bir araya getirnek istediler... Biri ağırlığı çizgiye, diğeri yazıya vermiş iki Demirci olarak... Ama Latif bu tür etkinliklere katılmayı ve konuşmayı pek sevmediği için hiç kabul etmedi...
Bugün, zaten erken yaşta kimsesiz kalmış biri olarak benden bir yaş büyük olan kardeşimi yitirmişcesine üzgünüm... Artık karıştırılacağım Latif arkadaşım da yok, bizim kuşak çok yıpranmış bir kuşaktır, birer birer erkenden gidiyoruz!!!
Güle güle, sessiz sakin ve sadece çizgileriyle konuşmayı seven meslektaşım Latif Demirci, sana da güle güle...
CİHAN DEMİRCİ- MİZAHHABER