MİZAHHABER ÖZEL HABER - Faruk Geç... Biz onu en
çok Hürriyet gazetesinde yıllarca çizdiği "Gerçek Hayat Hikayeleri" ile
sevmiştik. Orada adeta çizgiyle sinema yapardı Faruk Geç usta... 26 yıl boyunca çizmişti Hürriyet'te ve hemen ardından Güneş gazetesinde devam etmişti gerçek hayat hikayelerine... Usta bir gazete ressamı, usta bir çizerdi Faruk Geç... Resimli öykünün 83 yaşındaki çınarı 3 Ocak 2014 Cuma günü yaşama veda etti. Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti üyesi Geç, Basın Şeref Kartı ve 2005 Burhan Felek Basın
Hizmet Ödülü sahibiydi.
FARUK
GEÇ'İN ÖZGEÇMİŞİ...
Faruk
Geç,1931 yılında Adapazarı’nda doğdu. Galatasaray Lisesi’ni 1951’de bitirdi. 1956
yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun oldu. Lise
yıllarında başladığı Babıali çalışmaları Türkiye Yayınevi'nde, Hafta ve
Binbir Roman dergileri ve Nebioğlu Yayınevi'nde 20. Asır ve Bütün Dünya
dergileri, Doğan Kardeş Yayınevi'nde Resimli Hayat dergisi ile devam
etti. Fransa, İtalya ve İngiltere'de mesleki çalışmalar yaptı.
1955
yılında başladığı Hürriyet gazetesinde aralıksız 26 yıl çalıştı. Daha sonra
Güneş ve Günaydın gazeteleriyle meslek yaşamını sürdürdü. Yıllar boyu
yazıp resimlediği 'Gerçek Hayat Hikayeleri' ile tanındı. Eserleri halen
yurt dışında da yayınlanıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi'ne
bağışladığı Tevfik Fikret, Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet tabloları nedeniyle
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden plaket aldı. Faruk Geç, basınımızın usta çizerleri; Sezgin Burak ve Ersin Burak kardeşlerin dayı çocuğu yani kuzenleridir.
Faruk Geç ustanın cenazesi, 5 Ocak 2014 Pazar günü, Zincirlikuyu Camiinden öğlen namazını takiben kalkacak ve Zincirlikuyu mezarlığına defnedilecek...
Faruk Geç ustanın cenazesi, 5 Ocak 2014 Pazar günü, Zincirlikuyu Camiinden öğlen namazını takiben kalkacak ve Zincirlikuyu mezarlığına defnedilecek...
Faruk ağabeyin Hürriyet gazetesinde çizdiği "Gerçek Hayat Hikayeleri"nin sıkı bir okuruydum 70'li yıllarda... 1981'de Güneş gazetesinin çıkışıyla birlikte o da Güneş'e transfer olmuştu. O sıralar Güneş'te çalışmaya başladığımda daha da yakından takip ettim. Sonra gün geldi... Güldürü Üretim Merkezi adlı kurumda çalıştığım bir dönemde bir mizah gazetesi çıkardık. 1985 yılının Kasım ayıydı... Gümgüm adlı bir mizah gazetesi çıkarmıştık. O gazetede yapmadığım iş yoktu, köşe hazırlıyordum, bant çiziyordum, yazı dizisi yapıp, röportajlar gerçekleştiriyor, sayfa sekreterliğine bile dalıyordum zaman zaman. Gazetenin hazırlanma aşamasında bir gazete parodisi yapacağımız için yönetime şöyle bir önerim olmuştu. Faruk Geç'in son derece ciddi gerçek hayat hikayelerinin balonlarıyla oynamak gibi muzip bir iş gelmişti aklıma. Bunu yöneticilerimiz Kandemir Konduk ve Müjdat Gezen'le paylaştım. Ancak bunun için bize Faruk Geç'in izin vermesi gerekirdi. Son derece ciddi, gerçek hayat hikayeleri yazıp-çizmiş bir gazete ressamı, işlerinin biraz suyunu çıkaracak böyle işe izin verir miydi?.. İşte böyle bir anda Faruk Geç arandı ve usta orjinalleriyle çıkageldi. Bizim acaba kabul eder mi diye endişe ettiğimiz bu teklif onun çok hoşuna gitmişti. Çok ince, çok zarif ve yeniliklere açık bir usta vardı ne de olsa karşımızda. Hiçbir sorun çıkarmadan çizimlerini bana teslim etti ve bendeniz hain emellerimi gerçekleştirip Gümgüm adlı mizah gazetesinde onun son derece ciddi çizgi öykülerine absürd balonlar yazdım. Okur tarafından da çok sevilmişti bu ciddiyet içindeki absürtlük. Yeni yılın daha 3. gününde Faruk ağabeyin ölüm haberini aldığım anda bu anı geldi hemen aklıma. Onu en son bir kaç yıl önce bir ödül töreninde görmüştüm. Eşref Kolçak'ı andırıyordu. Aslında artist gibi kalıplı, dimdik bir adamdı Faruk Geç, usta bir çizer olmasaydı, Yeşilçamda rahatlıkla jön olabilirdi. Sevgiyle anıyorum. Ruhu şad olsun... (C.D.)