12 Ocak 2014 Pazar

ÇARŞAF KARİKATÜR OKULU'NUN 18. SERGİSİ TEPEBAŞI'NDA AÇILDI... SERGİ HABERİ VE CİHAN DEMİRCİ'NİN KALEMİNDEN "ÇARŞAF YILLARI"....

MİZAHHABER - Raşit Yakalı'nın uzun yıllar emek verdiği, Çarşaf dergisinin kapanması sonrasında da sergilerle yaşattığı "Çarşaf Karikatür Okulu" 18. sergisini, 11 Ocak 2014 tarihinde Tepebaşındaki Karikatür ve Mizah Merkezinde kalabalık bir katılımla açtı. "Biz de Varız" adlı bu nostaljik karma sergide, zamanında yolu Çarşaf Karikatür Okulundan geçmiş, oralardan geçmiş çizerlerin karikatürleri yer alıyor. Raşit Yakalı, Çarşaf Karikatür Okulu adıyla gerçekleşen atölye çalışmalarına bu dergide 1980 yılında başladı ve derginin kapandığı 1992 yılına dek sürdü bu çalışmalar. Bu çizerlerden bir kısmı serginin açılışına katılarak o günleri yeniden andılar. Serginin mimarı, Raşit Yakalı usta, açılış konuşmasının ardından derginin uzun yıllar yazıişleri müdürlüğünü yapan Gönen Bozkurtlar'ı konuşması için davet etti.  Çarşaf Karikatür Okulu sergisi, 31 Ocak tarihine dek Tepebaşındaki Karikatür ve Mizah Merkezinde açık kalacak... 


CİHAN DEMİRCİ'NİN KALEMİNDEN ÇARŞAF YILLARI... 

ÇARŞAF... İlk sayısı 17 Aralık 1975'te yayınlanan ve tıpkı Oğuz Aral'ın Gırgır'ı gibi tam 17 yıl çıkan bir mizah dergisi... Çarşaf 1992 yılının başlarında önce Hürriyet gazetesinin mizah ekine çevrildi ve kısa süre sonra da kapandı. 1975'te çıktığında sahibi, Hürriyet gazetesinin o yıllardaki sahibi; Erol Simavi idi. Derginin ilk genel yayın müdürlüğünü aslında mizahçı olmayan Çetin Emeç gibi bir gazeteci yapmıştı. Çarşaf'ın çıktığında ülkede henüz çıkalı 3 kadar olmuş, henüz o çok parlak dönemlerine girmemiş Gırgır ile artık son demlerini yaşayan 50 yılı devirmiş Akbaba dergisi vardı. Çarşaf adeta bu iki derginin sentezi gibi çıktı. Yani Gırgır gibi sadece çizgi ağırlıklı değildi. Çizgi kadar yazıya ve yazara da yer veriyordu. Bu anlamda Akbaba tadındaydı. Dediğim gibi en güzel yanı hem Gırgır hem de Akbaba'dan ortak tadlar taşıyor, bu arada kaliteli kağıdı ve baskısıyla da, o dönemler yeni yeni tanıdığımız yabancı aylık mizah dergilerine benziyordu. Tabii bence en önemli özelliği bir kere ilk döneminde tam 28 sayfa çıkmıştı ve bu dergide bizler ilk kez "elle renkleme" görüyorduk. Yani matbaa renklemesi dışında, çizerlerin bizzat ekolin dediğimiz o harika sulu boyayla renkledikleri karikatürler. Çarşaf, Gırgır'ı bu anlamda zengin görüntüsü, dopdolu hali, iyi kadrosu ve o güzelim renkli çalışmalarıyla epey etkiledi ve Gırgır'ın da kadro ve içerik anlamında canlanmasına yol açtı diyebiliriz. 

Çarşaf dergisinin Cihan Demirci için de çok özel bir yeri var... Zira 70'li yıllarda henüz ilkokul çağında çiziktirmeye başlayan, ilkokul 4. sınıfta kendi kendine mizah dergileri hazırlayan bir çocuk olarak, Çarşaf tam da Orta son sınıfa gittiğim ve karikatür-mizah aşkının içimde patlamaya yüz tuttuğu dönemde çıkmıştı. Çarşaf benim, 31 Aralık 1977 günü, hayatımda karikatür götürdüğüm ilk dergidir. Bu yüzden yeri ayrıdır meslek yaşamımda. 

Ama size şimdi, Çarşaf'ın çıktığı günü anlatmak istiyorum... Çünkü hâlâ gözümün önünde... Tarih: 17 Aralık 1975'miş... O sıralar İstanbul'da Fındıkzade semtinde oturuyoruz... Orta son sınıftayım, 13 yaşına daha yeni adım atmışım... Haseki'de bulunan bir berberdeyim... Berberin iki koltuğu da dolu, sıramı bekliyorum. Berber mizahı çok seven biri. Daha önceki gidişlerimde dükkanında Akbaba hatta Gırgır bile okumuşum. Sıramı beklerken dükkanda müşterilerin okuması için alınmış gazetelerin altından bir dergi çıkıyor karşıma. Daha o gün çıkmış, yepyeni bir mizah dergisi. Çarşaf. Kapağında kocaman bir Süleyman Demirel kafası ve altında "Muhteşem Süleyman" yazısı... Bana çok farklı gelen bu dergiyi heyecan içinde okumaya başlıyorum. Bu arada sıra bana gelmiş berber sesleniyor ama onun sesini bile duymuyorum. Çocuğuz ya, salla gitsin, bizim berber bu arada benden sonra gelen müşteriyi oturtmuş bile koltuğa... Onun saçlarını bile kesmiş, ben bu arada dergiyi bitirememişim çünkü öylesine dopdolu bir dergi ki bu...Berber artık söyleniyor ve sonunda koltuğa oturup saçlarımı kestiriyorum ama aklım tezgahın üstünde bıraktığım ve henüz bitiremediğim Çarşaf'ta... Sonra ok gibi berberden fırlıyorum ve karşıma çıkan ilk gazete bayiinden hemen bir Çarşaf alıp eve koşuyor, kalan kısmı evde bitiriyorum... 

1975 sonlarından 1977 sonlarına dek iki yıl boyunca sıkı okuru olduğum bu derginin yanı sıra o dönemlerde; Gırgır, Akbaba, Salata ve 1976'da Çarşaf'a rakip gibi çıkan renkli ama daha küçük boydaki dergi Fırt okuyorum... Tabii bunların yanında; Teksas'lar, Tom Miks'ler, Zagor'lar, Zembla'lar, Tom Braks'lar, Tarkan'lar, Sek Sek'ler ve daha sürüsüne bereket dergi var...

Yıl: 1977... Artık Gırgır'a karikatür götürmek en büyük hayalim...Ancak oraya giden arkadaşlarımdan Oğuz Aral'ın öylesine ürküten bir portresi çıkıyor ki ortaya, "Biraz daha çalış Cihan" diyorum kendi kendime... Bu arada bazı arkadaşların da teşvikiyle önce Çarşaf'a gitmek, orda biraz piştikten sonra Gırgır'a adım atmak geliyor aklıma. Çarşaf'ta biraz antrenman yaparsam, asıl maça Gırgır'da çıkarım gibi çocukça bir düşünce sarıyor kafamı işte. 


Bu düşüncelerle, birbirinden amatör ve kötü çizilmiş karikatürümü çantama koyup, hem de öyle bir gün buluyorum ki, tam da yılbaşı günü, 31 Aralık 1977 tarihinde Cağaloğlu, Mollafenari Sokak'taki döner kapısı olan (O zaman için çok lüks bir durumdu) o modern binaya gidiyorum. Hürgün, yani Hürriyet gazetesi yayınlarının çıktığı bu binada pek çok dergiyle birlikte Çarşaf da yer alıyor. O dönemler henüz Raşit Yakalı'nın Karikatür atölyesi yok. Çarşaf dergisinden 4 karikatürcü dönüşümlü olarak, her Cumartesi günü, amatör genç karikatürcülerin karikatürlerine bakıyorlar. O dönem; Bülent Düzgit, Bülent Arabacıoğlu, Öznur Kalender, Mahmut Karatoprak gibi ustalar bakıyor çizgilere... Benim gittiğim yılbaşı  Cumartesisi ise karşıma Mahmut Karatoprak denk geliyor. Karşılaştığım ilk usta o'dur anlayacağınız. Yaşım daha 15'e yeni yeni alışmaya çalışıyor. Terler içinde, Mahmut ağabeyin karşısındayım. Ancak karşımda hiçte sert olmayan, sevimli, esprili bir usta buluyorum. O kadar kötü karikatürüme sabırla bakıyor. İçlerinden bazılarını beğeniyor. Bana yaşımı soruyor. İlk kez bir dergiye geldiğimi öğrenince hoşuna gidiyor. Kısacası bana moral veren bir usta sayesinde o yılbaşı günü Cağaloğluna neşeli bir halde çıkıyorum. 


Sonra ertesi hafta gene gidiyorum, sonraki hafta gene... 1978 yılının Mart ayına geldiğimizde artık kendimde Gırgır'a gidecek cesareti buluyor ve 1978 Mart'ında Gırgır'ın yolunu tutuyorum böylece... Ama Çarşaf'a gitmeye de devam ediyorum. Köşede 1980 yılında Çarşaf'ta çıkmış bir karikatürümü görüyorsunuz. Çarşaf'a karikatür götürmem 1981 yılı Haziran ayında profesyonel olarak Ses Dergisinde çalışmaya başladığım döneme dek sürer... Kapandığı güne dek okuru olduğum bir dergidir... Raşit Yakalı ağabeyin 11 Ocak'ta açılan nostaljik sergisine gripal nedenlerle gidemeyince, oturup sizlerle Çarşaflı bu satırları paylaşayım dedim... Geçmişin o güzel mizah dergili yıllarına bir selam çakmak için... YAŞASIN MİZAH, YAŞASIN KARİKATÜR!..

Cihan Demirci- Mizahhaber