22 Şubat 2013 Cuma

   BASINDAKİ ÇİZER KIYIMI SÜRÜYOR...  

KARİKATÜRİST HALİL İ. YILDIRIM'IN SABAH ANKARA GAZETESİNDEKİ İŞİNE SON VERİLDİ...

MİZAHHABER ÖZEL HABER- Gazeteler gazetecilikten uzaklaştıkça, gazete vasfını yitirdikçe bundan en çok etkilenenler; en başta gazete muhabirleriyle birlikte sayıları gittikçe azalan gazete karikatürcüleri oluyor. Haber bu kez Sabah gazetesinin Ankara bürosundan geldi. Sabah gazetesinin Ankara'da verdiği "Ankara" ekinde görev yapan yılların ustası çizer arkadaşımız Halil İ. Yıldırım'ın da bu sabah itibarıyla işine son verildi. Halil arkadaşımız başına geleni Facebook sayfasında paylaştıktan sonra kendisiyle uzun uzun dertleştik ve konuştuk. Şunu anladık ki, burda en önemli sorun gazetecilikten anlamayan tüccarlaşmış bir zihniyetin basına tamamen hakim olması. Gazetenin adı değişse de anlayış hep aynı. Gazeteler kötü yönetiliyor ve bunun faturası hep işin emekçisine çıkıyor. 

Mizahhaber 1 Temmuz 2007 tarihinde yayına girdiğinde  ilk işimiz; Posta ve Radikal gazetelerinde işten çıkarılan iki çizer arkadaşımızın Erdal Alay'ın ve Emre Ulaş'ın haberlerini yapmak olmuştu . Daha doğrusu iki çizer arkadaşımız işten atılmasına rağmen hiçbir yerden ses çıkmayınca böyle bir bloğa kalkışarak bu işten atılmaları haber yapmak istemiştik, bu haberin ardından da bu tür haberlerle çizerlerin başına gelenleri net dünyasının belleğine düşen bir Mizahhaber ortaya çıkmıştı. Daha Ocak ayında Cumhuriyet gazetesinin telifli çalışan çizgi bant çizeri iki arkadaşımızı işten çıkarmasının haberini yapmak gene ilk bize düşmüştü. Daha geçenlerde bir başka benzer durum Milliyet'te Ercan Akyol arkadaşımızın kendi gazetesi tarafından adeta hedef gösterilerek eleştirilmesiydi. Ercan Akyol'un başına gelenleri de haber yapan gene sadece Mizahhaber'di. 

Halil İ. Yıldırım, yılların ustası bir çizerdir. Hem iyi bir çizer, hem iyi illustratör hem de iyi bir çizgi romancıdır. Yıllarca İzmirde süren çizgi serüvenini sonrasında Ankara'ya taşıyan, aynı zamanda müthiş bir portre ustası olan arkadaşımıza geçmiş olsun diyoruz. Benzer bir durumu da bu satırları yazan bendenize 6-7 arkadaşımızla birlikte 2011 yılının Ekim ayı başında Cumhuriyet gazetesi yaşatmıştı.

Basında artık bu tür işten çıkartmalar en kaba şekilde yapılıyor. İşten anlamayan insanların eline kalan gazeteler her geçen gün daha sıradan bir hale geliyorlar. Gelişen teknolojinin özellikle genç okuru internet ortamına kaçırdığı bir dönemde üst üste yapılan bu hatalar gazetelerin basılı hallerini günün birinde yitirmesiyle son bulacak ama burda olan gene bu işin gerçek emekçilerine olacak...

Cihan Demirci-MİZAHHABER