49. Altın Portakal Film Festivalinin Ana Teması “Mizah, Muhalefet ve Demokrasi” seçilmişti. Bu ana tema kapsamında festivalde iki gün boyunca düzenlenen “Mizah Zirvesi” etkinlikleri tüm iyiniyete rağmen, katılan karikatürcü ve mizahçı sayısının azlığı nedeniyle beklenen düzeyde gerçekleşemedi!
ANA TEMANIN KARAMBOLE GİTTİĞİ ALTIN PORTAKAL’DA GERÇEKLEŞEN
‘MİZAH ZİRVE’SİNİN ARDINDAN...
49. Altın Portakal Film Festivali'nin henüz hazırlık çalışmalarının sürdüğü Mayıs ayında, ana temanın “Mizah, Muhalefet ve Demokrasi” olduğunu ve bu ana tema kapsamında oldukça geniş katılımlı bir “Mizah Zirvesi” düzenleneceğini öğrendiğimizde doğrusu çok sevinmiş ama gene de tedbiri elden bırakmamıştık. O tarihlerde Antalya’da bu yıl 2.sini düzenlediğimiz Ulusal Karikatür Yarışmasının ödül töreni için bulunuyordum. Sonra yaz aylarına girildi ve Mizah Zirvesinin hazırlık çalışmaları başladı. (Ki bu ismin yanlışlığını baştan söylemiştim, Zirve ve Mizah yan yana iyi gitmeyen sözcüklerdir, örneğin siyasete zirve uyabilir ama mizaha uymaz, çünkü mizah zirveye çıkmak peşinde değildir, gerçek mizah her daim zirveye çıkanların peşindedir!!!)
Yaz aylarında bizden de bu zirveye katılacak mizahçı ve karikatürcülerle, mizah ve karikatür üzerine araştırma yapanlarla ilgili isim önerileri istendi. Bu anlamda pek çok isim önerisi ilettik Antalyaya. İlerleyen süreçte bize bildirilen listede epeyce karikatürcü arkadaşımızın adını gördük. Ancak tarih yaklaştıkça bu isimlerin çoğu ortadan yok oldu, anladığımız kadarıyla kimisi katılmak istemedi, kimisine de herhangi bir çağrı gitmedi. Sonuçta ortada karikatürcünün pek kalmadığı, akademisyen ağırlıklı bir “Mizah Zirvesi”nde bulduk kendimizi. Akademisyen arkadaşlarımız şüphesiz “Mizah” gibi bu ülkede teorik anlamda pek de kafa yorulmayan bir alana, görüşleri ve bildirileriyle renk kattılar, farklılık getirdiler ama gözler dergi ve gazete karikatürcülerini, bu işi meslek olarak sürdüren mizahçıları da aradı. Özellikle de mizahın ve karikatürün çok önemli sorunlarının, dertlerinin, sıkıntılarının olduğu böylesine bir baskı döneminde...
TAN ORAL'IN "SANSÜR" ADLI ÇİZGİ FİLMİ, CİHAN DEMİRCİ'DEN GÖRSEL SUNUMLU "SİYASİ MİZAHIN 600 YILI AŞAN ENGELLİ KOŞUSU" SÖYLEŞİSİ...
“Mizah Zirvesi” etkinlikleri 10 Ekim Çarşamba akşamı, Antalya AKM Perge Salonunda, saat:18.00’de Karikatürist Tan Oral’ın bundan 42 yıl önce gerçekleştirdiği, kısa çizgi filmi “Sansür”ün gösterimiyle başladı. Filmi yapan Tan Oral Mizah Zirvesine gelemeyenlerdendi. 1970 yılında TRT Ödülü kazanmış bu çizgi filmin gösterimi sonunda, yönetmen Yasin Ali Türkeri, Tan Oral adına bir konuşma yaparak, onun mesajlarını görüntülü olarak aktardı salondakilere. Yarıya yakını dolu olan salonda üniversiteli gençleri görmek bizleri mutlu etti.
Ardından Mizah yazarı-Karikatürcü ve mizah tarihi araştırmacısı Cihan Demirci, uzun yıllarını vererek hazırladığı görsel sunumlu belgesel söyleşisine başladı aynı salonda. “Siyasi Mizahın 600 yılı Aşan Engelli Tarihi” başlıklı bu sunumda Cihan Demirci, izleyenleri 1404’lerden 2012’lere dek siyasi mizah ağırlıklı bir yolculuğa çıkardı. Özellikle bu konularda pek de bilgisi olmayan salondaki üniversiteli gençlerin ilgiyle izlediği bu tarihi yolculuk Osmanlıdaki hiciv şairlerinin yazdıkları eleştirel şiirler yüzünden başlarına gelen asılma, kesilme, boğdurulma, zehirletilme gibi oldukça acı ama tarihi gerçeklerle başladı. Osmanlıdan bugüne siyasi anlamdaki mizahın yaşadığı baskıları, acıları, yasaklamaları, cezaları anlatan bu anlatım içinde mizah tarihimizi de özetleyen bu sunumun sonunda Cihan Demirci salondan gelen soruları yanıtladı ve ilk günün Mizah Zirvesi etkinlikleri son buldu.
Bu arada bu sunum sırasında "Maganda" sözcüğünün isim babası olan Gırgır dergisinin mizahından bahsederken, Gırgır'ın magandalığı eleştirdiğinden bahseden Demirci, günümüz sinemasında karşımıza çıkan "Recep İvedik" tiplemesinde ise magandalığın yüceltildiğini, övüldüğünü, bu anlamda mizahçı inceliğine ve zekasına yakışmayacak bir iş yapıldığını söyledi. Bu zirveyi izleyen İHA (İhlas Haber Ajansı) medyaya servis yaptığı haberde, 2 saatlik sunumda 2 dakika bile yer etmeyen Recep İvedik eleştirisini öne çıkararak "Cihan Demirci Recep İvedik'i yerden yere vurdu" şeklinde haberlerle medyada çok gördüğümüz asıl konuyu dağıtma, polemikle kavga çıkartmaya çalışma vaziyetini bir kez daha tekrarlamıştır.
11 EKİM'DE ÜÇ OTURUMLA GERÇEKLEŞEN "MİZAH ZİRVESİ"
11 Ekim Perşembe günü ise AKM Perge Salonu tüm gün boyunca “Mizah Zirvesi”nin oturumlarına evsahipliği yaptı. Festival konuklarına kapıda dağıtılan program kitapçığında bu oturumlar hakkında ne yazık ki katılımcı isimlerinin yer aldığı bilgiler yoktu. Bunun bir nedeni de bu oturumlara katılacak olanların isimlerinin son ana kadar değişmesiydi belki de.
Sabahın 10.30’u civarında başlayan “Mizah Derken...” genel başlığındaki ilk oturumu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesinin genç dekanı Prof. Dr. Bilal Arık yönetti. Mizahla oldukça haşır-neşir, mizaha kafa yoran bir dekanla karşılaşmak gerçekten güzeldi. Bilal Arık’ın yönettiği bu ilk oturumda ilk sözü akademisyen Dr. Şenol Bezci aldı ve “Mizahın Felsefesi” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.
Ardından Mizah yazarı-Karikatürcü ve mizah tarihi araştırmacısı Cihan Demirci “Mizahın Tarihsel Gelişimi” başlığı altında tarihsel başlangıcından günümüze mizahın nerden nereye geldiğini, türleriyle özetleyen bir konuşma yaptı. Mizahın ilk dönemlerde sadece eğlence içeriğiyle ortaya çıktığını anlatan Demirci, mizahçıların çağlar boyu iktidar gücüne karşı gedikler bulduğunu ifade etti. Rönensansla gerçek gücünü kazanan, muhalif bir kimliğe bürünen mizahın eğlendirmek, güldürmek ve düşündürmek gibi ayakları olduğunu belirten Cihan Demirci, "Türkiye'de mizah üzerine ise çok kafa yorulmamıştır. Sokak çocuğu yapısı nedeniyle ne yazık ki daha yeni yeni akademisyenler teorik olarak inceliyor mizahı." diyerek mizahı haşarı ve ele avuca sığmaz bir sokak çocuğu olarak tanımladı.
Bu oturumda programda adı gözüken çizgi romancı-Karikatürcü Kutlukhan Perker’in gelememesi nedeniyle onun yerine son anda oturuma katılan Leman dergisi çizerlerinden Güven Bilge de “Çizginin Serüveni” başlıklı konuşmasında karikatür ve mizah dergileri üzerine bir konuşma ile çıktı salondaki izleyicilerin karşısına. Deneyimli mizah çizerlerinin genç çizerleri siyasi mizah yapmadıkları için eleştirdiğine dikkat çeken Bilge, "Siyasi mizah yok, çünkü siyasi bir kitle yok. Dergilerde ortalama benim yaşımdaki insanlar yazıp çiziyor. Evde oturup çizgi film izleyen insanlardık, bizim de politik bilincimiz bu kadar." dedi. Günün çok erken saatlerinde başlamasına rağmen yarıdan çoğu dolu olan salonda ağırlıklı olarak İletişim Fakültesi öğrencilerinin olması, konuşmacıları mutlu eden bir ayrıntı idi doğrusu.
"POLİTİK ARENADA MİZAH" VE ARDINDAN "SİNEMA VE TELEVİZYONDA MİZAH"...
11 Ekim Perşembe günü, öğleden sonra da gene AKM Perge Salonunda iki ayrı “Mizah Zirvesi” oturumu daha gerçekleşti. Günün ikinci oturumunda genel başlık: “Politik Arenada Mizah” adını taşıyordu. 4 Akademisyenin yer aldığı bu oturumu uzun yıllardır özellikle çizgi roman ve mizah tarihi üzerine ağırlıklı araştırmalarıyla bilinen Levent Cantek moderatörlük yaptı. Bu oturumda Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinde öğretim görevlisi olan Dr. Artun Avcı ''Mizahın Gücüne ya Tahammül ya Sansür'' başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesinde görev yapan Yrd. Doç. Dr. Ayhan Akman ''Politik Söylemde Mizah'' başlığı altında konuştu. Doç. Dr. Levent Gönenç de ''Demokratikleşme Sürecinde Mizah'' başlığı altında, "Muhalif Mizah" kadar “Yandaş mizah”a da değinen bir konuşma yaptı.
“Mizah Zirvesi”nin son oturumu “Sinemada ve Televizyonda Mizah” genel başlığını taşıyordu. Prof. Dr. Bülent Çaplı'nın moderatörlüğündeki oturumda adları programda yer almasına rağmen orda olamayan iki eksik vardı. Oyuncu Asuman Dabak, ve senarist Burak Aksak eğer orda olsalardı “Televizyonlarda Absürt Mizahın Yükselişi” başlığı altında konuşacaklardı. Doğrusu televizyonlarda hangi “Absürt Mizah” yükseliyor bizde böylece öğrenmiş olacaktık ama gelmedikleri için kısmet olmadı. Bu oturumda karşımıza ilk olarak yılların usta senaristi Umur Bugay çıktı ve “Türkiye Siyasi Tarihinin Sinemaya Yansıması: Politik Komedi” başlıklı konuşmasında hem Türk sinemasındaki politik komedilere değindi hem de dünden bugüne yaşanan baskı ve sansür ortamını anlatarak bugünkü vaziyetin oldukça vahim olduğunun altını kalın kalemlerle çizdi. Aynı konuda yönetmen Orçun Benli de görüşlerini aktardı. “Türk Sinemasında Güldürü” başlığı altında ise iki konuşmacı vardı: çizerlik ve mizah yazarlığıyla başlayan meslek serüvenini senarist-yapımcı-yönetmen olarak sürdüren yılların mizah ustası Gani Müjde de Umur Bugay gibi bugün gelinen noktanın zorluklarından bahsetti ama aktardığı anekdotlarla da salonda kahkahalara neden oldu. “Dondurmam Gaymak” filmiyle dikkatleri çeken yönetmen Yüksel Aksu da yer yer bilimsel yer yer yöresel saptamalarla güldürü sinemasına değindi. Son oturum bitmek bilmeyen sorularla epey uzasa da iki günlük mizah zirvesi bu oturumla sona erdi.
UMARIZ BU DENEMENİN ARDINDAN ADINDA "ZİRVE" OLMAYAN BİR "MİZAH BULUŞMASI" DAHA GERÇEKLEŞİR...
49. Altın Portakal Film Festivali'nin ana teması kapsamında düzenlenen “Mizah Zirvesi”nin gerçekleşmesi için iyiniyetle çalışan ekibe teşekkür ederiz ancak festival kapsamında ana tema olan mizah üzerine hem yeterince film gösterimi olmaması, hem de mizah zirvesine “mizahçı-karikatürcü” anlamında “konuşmacı” olarak çok az ismin katılması nedeniyle, zaten her daim “üvey evlat” muamelesi gören “mizah” bir kez daha ne yazık ki karambole gitmiş oldu. Mizah Zirvesinin ilk oturumunda moderatörlük yapan Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Arık’a, Cihan Demirci’nin bizzat salondaki söyleşi sırasında izleyiciler önünde yaptığı öneri umarız gerçekleşir ve adına artık “Zirve” denmeyecek olan bu mizah buluşması epeyce karikatürcü ve mizahçının katılımıyla Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesinde önümüzdeki dönem gerçekleşir, dileğimiz budur.
"NE İŞ OLSA YAPARIM ABİ" MANTIĞI!
Bu arada 49. Antalya Film Festivalinde bize özgü “kimsenin kendi işini yapmaması” ya da karikatürcülerin dilimize soktuğu söylem şekliyle “ne iş olsa yaparım abi” vaziyeti bir kez daha gerçekleşti. Zira Festivalin açılış gecesi asıl işi şarkıcılık olmayan Ömür Gedik adlı hanımefendi festivalde salonun boşalmasına neden olacak kadar şarkı söyledi. Derken Festivaldeki Ulusal Film Yarışmasına bir de baktık ki aslında “Mizah Zirvesi” nde yer alması daha uygun olacak olan son dönemin en popüler ve en magazinel karikatürcüsü Erdil Yaşaroğlu arkadaşımız sinema jürisinde yer almış!!!! Erdil’in sinemayla ilgisinin ne olduğunu henüz kendisi de dahil bilen yoktur sanıyoruz. Sinemaya herhangi bir emek vermemiş Erdil Yaşaroğlu sinema jürisinde yer alırken, beğenin-beğenmeyin sinema yapmış bir oyuncu olan Hülya Avşar’ın jüri başkanlığı çok daha fazla tartışıldı. Sahi bu arada gene yıllardır sinemanın içinde olan Gani Müjde arkadaşımız da “Mizah Zirvesi”nde konuşmacıydı bu arada. Bu bize özgü durumu kaldığımız otelde, sabah kahvaltısı sırasında Gani Müjde ile gülümseyerek konuştuk.
Evet işin özeti, bizim akla ziyan ülkemizde bir alanda “uzmanlaşma” uygun vaziyet değildir. Bir alanda uzmanlaşmaktan çok her alana bulaşmak, her taşın altından çıkmak genel-geçer yol olduğu için de bu ülkede sadece mesleğinde uzmanlaşmak isteyen insanların işi çok ama çok zordur!!!
CİHAN DEMİRCİ - MİZAHHABER
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
49. ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ KAPSAMINDAKİ "MİZAH ZİRVESİ"NDEN FOTOĞRAFLAR...
İşin ilginç yanlarından biri Mizah Zirvesinin yapıldığı AKM'de açılmasına rağmen Zirve kapsamında bulunmayan,, kimsenin pek haberi olmadan açılan "Sedat Simavi" karikatürleri sergisinden...
Mizah Zirvesinin konuşmacılarından bir grup, soluklanma anında...
Soldan sağa: Artun Avcı, Levent Gönenç, Güven Bilge, Cihan Demirci, Levent Cantek ve Ayhan Akman...
Mizah Zirvesinin mimarlarından Yard. Doç. Dr. Merih Taşkaya, Mizah Zirvesi oturumu öncesinde yaptığı açılış konuşmasında...
Mizah Zirvesinde "Mizah Derken" oturumundan...
Salonu dolduran izleyicilerden bir kesit...
Mizah Zirvesi sonrasında alkolsüz şarap verilen kokteylde(!) Umur Bugay ve Cihan Demirci...