8 Şubat 2011 Salı

MÜJDAT GEZEN
YANIT VERİYOR!

Kendilerine muhalif olan herkesi en ağır dille eleştirmeyi bilen ama kendilerine eleştiri olduğunda zerre kadar hoşgörü gösteremeyen AKP zihniyeti, ülkede çıkan az sayıdaki muhalif sesi de yok etme peşinde. Televizyonda AKP'yi eleştirdiği için AKP'lilerin yoğun bir kampanya ile susturma mücadelesine girdiği yılların mizah ustası Müjdat Gezen, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin internet sitesine yazdığı iki yazıyla bu tepkilere yanıt verdi. Mizahın muhalif, özgür ve bağımsız sesi MİZAHHABER'de Müjdat Gezen'in "Korkmam ve Susmam" ile "Ben Bir Aptalım" başlıklı bu iki yazısını sizlere sunuyoruz...

KORKMAM VE SUSMAM

1983 yılında İzmir Torbalı'da bir mizah söyleşisi yapıldı. Aziz Nesin, Can Yücel, Turhan Selçuk ve ben bu söyleşiye katıldık. Bir vatandaş Aziz Ağabey'e: "Biz Nasrettin Hoca'nın torunları olarak akıllı bir milletiz değil mi?" dedi. Aziz Ağabey de: "Valla yüzde altmışımız aptalızdır." diye yanıtladı. Ben de Aziz Ağabey'e: "Neden bu kadar abarttın?" dedim. "Yüzde doksaniki diyecektim ama dilim varmadı, bu halkı seviyorum." dedi. Yüzde doksaniki o zaman Kenan Evren' in oylamasında çıkan oy oranı idi.

AKP'nin oyları yüzde elli diyenler iyi abartmışlar, Aziz Nesin'e göre yüzde altmış olmalıydı. Yani biraz daha abartılabilirdi. Sitemize mesaj atarak beni tehdit eden ve küfür yağdıranlara verilecek cevabım var ama yüzyüze gelebilirlerse. Her gün buradayım. Yüreği olan gelir yüzüme söyler ben de yanıtımı veririm. Bildiğiniz küfürlerin fazlasını bilirim. Ama ben başbakan değilim ki, vatandaşıma: "Al ananı da git" diyeyim.

Hiçbir partiye bağımlılığım yok. Yayınlandı. Siz AKP'ye oy vermiş olabilirsiniz. Kuşkusuz akıllısınız da. Ama bana verdiğiniz yakıştırmalar akıllı adam işi mi Allah aşkına?... Şimdi siz bana küfür ettiniz diye ne oldu? Eğer yüzde kırkın üzerinde oyunuz varsa, demek ki geri kalan yüzde altmışa yakın kesim de benim yanımda. Eeee ne olacak şimdi?... AKP sözcüsü benim için "Aptal" demiş. Aptal olmayı her zaman ve satılmış olmaya tercih ettim, ederim. Siz, bana küfür yollayanlar: Bu halk için şimdiye kadar ne yaptınız?... Çok şükür gönlüm rahat. Beni susturamazsınız, korkutamazsınız. Sizden korkan sizin gibi olsun. Eğer beni yalnız sanıyorsanız, o zaman işiniz bitik demektir. Çünkü bu ülkede sizin sandığınızdan çok daha fazla
Atatürkçü ve Cumhuriyetçi var. Şu küfür edenlere dava açsam çok para kazanırım. Ama değmez. Yüreksizdirler. "Gelin yüzyüze konuşalım" diyeceğim ama korkaktırlar, gelemezler. Çıkarları belli. Nereden beslendikleri belli. Ben bağımsızım, gücümü bağımsız olmaktan alıyorum. Tek bağımlılığım Mustafa Kemal'in ilkeleridir. O'na da dokunabilecek birini göremiyorum. Ayrıca siz ne diye alındınız? Siz aptal mısınız?...

Siz bir mizahçıdan ne bekliyorsunuz? Hükümeti, başbakanı övmesini mi? Onu siz yapın. Karşılığını da alırsınız. Bizim işimiz karşı çıkmak uyarmaktır. Lafı saptırıp: "Bize aptal dedin" demeye kalkmak beni doğrular sonra. Ben kimseye aptal falan demedim, bir olayı anlattım. O kadar. Sizin fikirlerinize katılmıyorum. Ama saygı duyarım. Siz de benim fikirlerime katılmayabilirsiniz, bu hakkınızdır. Ama küfür etme hakkını size vermem. O konudaki söylemlerinizi iki misliyle iade ederim.

MÜJDAT GEZEN

BEN BİR
APTALIM

Buna karar verdim. Çünkü akıllı biri olsam: AKP’ nin yanında olduğumu, Recep Tayyip Erdoğan’dan başka büyük olmadığını ülkemde onikimilyondan fazla açlık sınırında insan bulunmadığını, üç milyon işsiz olmadığını, emekli ve işçilerin refah içinde olduğunu, yakında Avrupa Birliği’ne gireceğimizi, AKP hükümetinin muhteşem bir hükümet olduğunu söyleyip, istediğim kanalda en iyi parayla istediğim işi bulup, reklam filmlerinde boy göstererek, acayip para kazanır gül gibi geçinirdim. Oysa ben bankadan kredi alabilmek için oturduğum evi ipotek ettirip, bu parayla okul yaptırıyorum ve AKP karşıtı olduğum için de tehditler alıyorum…

Bana bakın satılmışlar… Bana bakın AKP uşakları ve popo yalayıcıları… Benim korumalarım yok, zırhlı arabalarım yok, silahım yok… Daha doğrusu ben böyle zannediyordum… Ama varmış. Bu ülkede gerçek Atatürkçü gençler varmış. Gerçek onurlu insanlar varmış. Öğrencilerim dışında yürekli pek çok öğrenci varmış… Elli yıldır kimseyi kandırmadığımı, düşüncelerim uğruna hapis yattığımı ve tek çıkarımın onların çıkarı olduğunu bilen kitleler varmış. “Mış” demem haksızlık olur. Biliyordum. Ama bu denli atik davranacaklarını bilmiyordum… Aldığım riyasız telefonlar, fakslar, mailler satılmışları çok azınlıkta bıraktı…

Size başbakan sofrasında yemek yiyip “haklısınız efendim” diyen sanatçılar mı lazım?... Ben onlardan değilim. Size popo yalayıcı, suya sabuna dokunmayan “siz bilirsiniz efendim” diyen sanatçılar mı lazım? Ben onlardan değilim. Size korkak ürkek “aman parama dokunmayın” diyen sanatçılar mı lazım? Ben o değilim. Size muhalefet etmeyen, el etek öpen, “padişahım çok yaşa” diyen sanatçılar mı lazım? O ben değilim. Ben, kendini bildi bileli fikirlerini açıkça söylemekten korkmayan, dümdüz biriyim. Yaptıklarımı, söylediklerimi herkesin beğenmesini istemem. Neden bir hırsız, bir üçkağıtçı, bir yağcı, bir sahtekar benim yaptıklarımı beğenecekmiş?... Herkesi mutlu etmek gibi bir niyetim hiç olmadı. Söylediklerimden mutlu olmayanlar dönüp kendilerine bakacaklar. “Bu adam ne dedi de biz kızdık?” diyecekler… Ben yetmiş yıla yaklaşan ömrümü toplumuma verdim. Bundan mutlu olmayanlar kendilerine dönüp bakacaklar. “Bu adam neler yapmış, ben ne yapmışım?” diye kendilerini bir gözden geçirecekler. Her türlü eleştiriye açık bir meslek yapıyorum. Beğenen de olacak beğenmeyen de. Ama, tehdit, küfür, hakaret odlumuydu, orada aynen sizin anladığınız dilden giderim.

MÜJDAT GEZEN