YAZIYOR...
TREND
Trendler değişiyor, hayatın trendini yakalamak gerekiyor. Mizahta, sinemada, medyada, iş hayatında, arkadaş ilişkilerinde trendler var, eskiden “karikatür” kabul edilip, dalga geçilenler şimdi trend oldu.
MİZAH, zararsız, “ne şiş yansın, ne kebap” tadında gidiyor. Zorluk çıkarmayacak, başınızı derde sokmayacak karakterler, konular seçiliyor. Sizin için en iyi konu “uzaylılar”. Uzaylıların sizi mahkemeye verme ihtimalleri, en azından şimdilik yok, uzaylıları yerden yere vurabilirsiniz. Ayrıca siyasi figür olmayan hayvanları da espri grubuna ekleyebilirsiniz.
2. grupta ise artık toplumda çok zor bulunan kaba, görgüsüz, ama bir o kadar saf, temiz dürüst karakter sizin için en iyi malzemedir. Bu saf kaba karakter, sırtını hiçbir yere dayamayacak kadar dürüsttür. Hiçbir tarikattan, sivil toplum kuruluşundan haberi yoktur. Onu istediğiniz kadar yerin dibine sokabilirsiniz, onun sırtından istediğiniz kadar para kazanabilirsiniz. Halka, ‘bak sen kıro, dallama değilsin, işte bu öküz dallama, kıro…, sizler harikasınız’ diyerek müşteri kitlenizi artırabilirsiniz.
Siyasi espri yapamama “dötünün yememe dezavantajını,” siyasetle ilgilenenleri sıkıcı, paranoyak, sabit fikirli olarak gösterip, dalganı geçerek avantaja çevirebilirsin. Ayrıca ben sizin içinizden geldim, inançlıyım, muhafazakarım, liberalim, “benim derdim para kazanmak’ diyerek solcu olmadığının mesajını verebilirsin…
Medyada çalışıyorsan her şeye liberal olarak bakacaksın, hiçbir felsefen olmayacak, dönekliğini “geliştim, çağa ayak uydurdum” diyerek anlatacaksın. Güçlünün yanında yer alacaksın, güçlü Atatürkçüyse, “Sarı Zeybek”, güçlü ılımlı İslamcıysa “Mustafa” diyecek, her iki durumda da parayı götüreceksin. Irak’a “demokrasi” getirenleri destekleyecek, ama ülkeni devamlı eleştireceksin. Elma ile armutu toplayıp fark yaratacaksın, demokrasi diyeceksin, halk ne isterse o diyeceksin, halkın % 80’i AB’ye karşı olan ülkeye… Salağa yatacaksın sadece “demokrasi istiyorum, hiçbir çıkarım yok, demokrasisizlikten uykularım kaçıyor’ diyeceksin, boğazdaki evinden viskini yudumlayarak... Tamamen zıt görüşlere “demokrasi” adına esasında güçlü öyle istiyor diye katlanacak, şeriatçıları savunacaksın.
Futbol, yarışma programları, evlilik programları seyredeceksin, benim siyasetle işim olmaz her ortama uyarım mesajını vereceksin. Kendini önemseyeceksin, kutundan küçük çıkarsa sevinecek, büyük çıkarsa üzüleceksin, benim sayemde kutu değişti tadında gülecek ağlayacak kendini kurtarıcı, “mesih” olarak göreceksin. 100000 kişi başvurdu beni seçtiler, “ben farklıyım, seçilmiş kişiyim, NE O beğenemedin mi?” diyeceksin. Gerçekten de seçilmiş kişisin, görevin insanları uyuşturmak, uyutmak…
İş hayatında da kendini önemseyip “Ben bi izne ayrıldım işyerinde her şey birbirine karışmış” deyip, seçilmiş farklı olduğuna utanmadan kendin de inanacaksın, inandıracaksın.
Eskiden dalga geçilenler şimdi moda, demokrasi var, kırsal kokan, avam güvenli karakter! Kimse seni kıramaz en büyük sensin, istediğin saçma espriyi, şarkıyı, yüzün kızarmadan söyleyebilirsin. Herkesten olumlu tepki alacaksın, artık züppelik değil, avamlık trend. Salaklığın, avamlığın, çıkarcılığın, görgüsüzlüğün, kabalığın “doğallık, içi dışı bir, ne kadar samimisin” olarak sana geri dönecektir. Eskiden seni aşağılayan züppeler, sana özenecekler, senin gibi olmak isteyecekler.
Televizyon programları, siyaset, kısaca yaşam tarzımız senin elinde, gerektiğinde “kömüre, pirince, satarım sizi!” diyerek posta koyacaksın.
Hoşgörülü olacaksın, herkesi sevecek, her görüşe sıcak, “ılımlı” bakacaksın, suratında samimi görünümlü sinsi bir gülümseme olacak.
Arkadaşınızla enerjisi düşük, yalandan muhabbetin arkasından “ne güzel oldu, iyi ki muhabbet ettik” diyeceksin, senden ne çıkarım olabilir, şimdi olmazsa ilerde olur mesajını belli etmeden… Yani –mış/muş gibi yapacaksın, yalandan şimdiki zaman dünyanda …
Metin Akbulut