21 Aralık 2008 Pazar

HÜRRİYET'İN
KELEBEK EKİNDE
MEVLÜT TEZEL
YAZDI:
Güldürmeyen
mizah dergisi

Artık İslamcı kesimin de bir mizah dergisi var. Adı: Caf Caf. 'İslamcı' etiketini ben yapıştırmadım, kendileri söylüyor. Derginin editörü Yusuf Kot, "Ardımızdan yıllar sonra şöyle söylenmesini sağlamak istiyoruz: 'Evet, bu dinciler bir mizah dergisi çıkardılar. Ve gerçekten orijinal işler ortaya koydular. Türk mizahında görülmedik derecede bir entelektüel zenginliği yansıttılar.' Böyle densin istiyoruz" diyor.

Bu güzel temennilere derginin giriş yazısında 'genciz', 'farklıyız', 'bize önyargıyla yaklaşmayın' diyerek devam etmişler. Şimdi bana da 'önyargılı' diyecekler ama ister inanın ister inanmayın, dergiyi baştan sona okudum, bir-iki tebessümün dışında gülecek bir tane bile espri bulamadım. Ayrıca bariz bir şekilde kendileri önyargılılar.

Dergideki en ağır eleştiriler, tahmin edeceğiniz gibi Deniz Baykal'a, Danıştay'a ve askere yönelik. Aslında burada da farklılık yarattıklarını düşünmüyorum. Çünkü kendilerinin solcu olarak değerlendirdikleri mizah dergileri bu konuda Caf Caf'tan daha acımasızlar.

Benim asıl itirazım çifte standarda. Caf Caf'ta mizahın olmazsa olmazı 'muhalif ruh'tan da eser yok. Hükümete dair bir-iki eleştiri var ama onlar da Susam Sokağı tadında.

MEVLÜT TEZEL

(Hürriyet-Kelebek Eki-"Kelebek Ajanı" köşesi-20 Aralık 2008)

MİZAHHABER'İN GÖRÜŞÜ: Mevlüt Tezel'in yukardaki yazısına eklemek istediklerimiz var... Daha önce de Mizahhaber!'de pek çok kez yazdık, söyledik... Beyler, dinle mizah birarada gitmez... Rakıyı suyla değil de zemzem suyuyla içmek gibi birşey bu!.. Kendilerini "İslamcı mizah dergisi" olarak niteleyenler daha başlangıçta yola yanlış yerden çıkıyorlar. Din, hele hele günümüzde sömürü ve rant aracı haline geline gelen din bir afyondur, insanı sadece uyutur, oysa mizah uyutma değil uyandırma aracıdır. Tabii bahsettiğimiz mizah popüler kültürün elinde oyuncak olmuş, paragözlerin yaptığı mizah değil, sapına kadar MUHALİF BİR MİZAHTIR... Dincilikle mizahçılığı bir kefeye koyanlara sadece acı acı gülüyoruz. Mizah onların dar ve bağnaz dünyalarına sığmayacak kadar baş kaldırıcı, isyankar, muhalif ve keskin bir güçtür. Tarih boyunca da hep böyle olmuştur. Mizah dinlerin kulluk düzenine sığmayacak kadar özgürdür. Gerektiğinde sokak çocuğudur o. Argodan aldığı gücü küfürden ince bir çizgiyle ayırmayı bilir ve ince zekalara seslenir gerçek muhalif mizah... Baş uğraşı alanlarından biri; bağnaz, tutucu, yobaz kafalardır... Mizah bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiştir. Hicvin gücünden korkanlar pek çok hiciv şairini asarak, keserek, boğarak, zehirleterek öldürmüşlerdir... O dünyayı saran ezici çoğunluğa karşı gerektiğinde azınlığın ezilen sesidir. Solaktır üstelik mizah. Terstir. Terstir ama gerektiğinde güleryüzünü asla esirgemez kimseden. Sağ ve sığ kafalara uymaz. İktidar yalakalığı yapmaz. Ağır ol da "molla" desinler zihniyetinin tam karşısındadır o... Gerektiğinde Aziz Nesin'lerin tek başına yarattığı gücün adıdır mizah... Sadece muhalefete çakmaz. O zaten muhalefetin kendisidir. Ayrım yapmadan herkesi eleştirir mizah, gerektiğinde kendisini bile. Bu yüzden "İslamcı" olabilirsiniz beyler, "dinci" de olabilirsiniz hele hele şimdi trend bu, ama tutucu ve muhafazakar beyinlere sahip kalemler olarak öyle kolay kolay MİZAHÇI OLAMAZSINIZ!.. Sahip oldukları dinci ve faşist iktidarın gücüyle herşeye el atan zihniyet hiç olmazsa tek soluk alanımız olan mizahı rahat bıraksın be kardeşim... Yaptığınız şeye başka bir ad bulun... Bu yüzden Mevlüt Tezel'in yazdıklarına katılmakla kalmayıp, bu satırları da eklemek gereği gördük...