22 Temmuz 2008 Salı

KÜRŞAT COŞGUN'UN
ÇİZGİSİ VE YAZISIYLA:
NECATİ ABACINecati: İnsan Sıcağı

2001 yılının başlarında Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı’nın düzenlediği Burhan Solukçu Karikatür Yarışması’nda seçici kurul üyesi ve yarışma koordinatörüydüm. Dernekçe seçici kurul için önerilen kişilerden biri olan Necati Abacı ile bu vesileyle tanıştım. Önce telefonda, daha sonra iki kez yüzyüze görüşmemiz oldu.

Yarışmayı ilk kez kendisine duyurduğumda, bu yarışma için adının seçici kurulda olmasına çok sevindiğini ve Burhan Solukçu’nun yaşamının kendisinde hep bir hüzün uyandırdığını söylerdi. Bunun nedeni de Solukçu’nun ölümüyle ilgili olarak bir gazete okuduğu küçücük bir haber: “Bir sanatçı veremden öldü!”

Yarışmanın ödül töreni için kendisini Zonguldak’a davet ettiğimde, yakın dostu Merih Akoğul ile çıkıp geldi ve ödül töreni öncesinde yapılan anma programında da çok güzel bir konuşma yaptı.
Bu kez 2003 yılında, Burhan Solukçu kitabı üzerine çalıştığım sırada kendisine takıldım: “Bu kitapta mutlaka bir Necati Abacı portresi olmalı.”


“Çok sevinirim”, dedi ve bana gerçekten müthiş bir Solukçu portresi gönderdi. Solukçu’nun madenci kimliğini de yansıtan, kömür kalemle yaptığı portreyi geçtiğimiz yıl yayınlanan kitabımda değerlendirdim, ama ne yazık ki Necati bu kitabı göremedi.

Portreyi ilk elime aldığımda telefona koştum ve “yine bir Necati klasiği döktürmüşsün” dedim. Biraz mahcupça “e, yaptım birşeyler, umarım beğenirsin” dedi. Beğenmek ne kelime, o portre benim arşivimin en değerli köşesinde duruyor.

Ölüm haberini yazlıkta gazeteden öğrendim. Fotoğrafını gördüğümde yine bir yerlerden ödül kazandı diye düşündüm. Ama işin aslını öğrenince beynimden vurulmuştum.

Ölüm bir adama bu kadar mı yakışmaz?


Kürşat Coşgun