1 Nisan 2008 Salı

CİHAN DEMİRCİ YAZIYOR

Bugün Nisan 1; bugün mizahın, şakanın günü...

BİR NİSAN BİR İNSAN
PEKİ SİZ KAÇ İNSANINIZ?

Bugün 1 Nisan, Nisan’ın biri... Dakka bir, gol bir, çünkü Nisan bir bugün! Bir Nisan, bir insan... Peki bir Nisan kaç neşeli insan yapar? Ey mizah duygusu gelişmiş, gülmenin keyfine varabilmiş, bu akla ziyan toplumda sayısı her geçen gün azalan insanlar! Bugün mizaha sıkıca sarılıp, sahip çıkmanın günüdür aynı zamanda!..

Bugün Nisan 1, bugün mizahın, şakanın, neşenin, gülmenin, gülümseyebilmenin günü... Bugün biz mizahçıların kabul günü! Ben, insanlık adına en önemli milatlardan birinin M. S.’den yani “Mizahtan Sonra” başladığını düşünürüm hep... M.Ö.’nün yani “Mizahtan Önce” dönemin insanlık için ne denli karanlık, ne denli sıkıcı, ne denli kuru, ne denli yavan, ne denli tatsız, tuzsuz geçtiğini tahmin etmek pek de zor olmasa gerek!..

İnsanoğlu, kendi tarihi içersinde mizahı keşfetmesiyle birlikte “insan olma” yolundaki en önemli adımlarından birini de atmış oldu aslında, farkında olmadan... Bir kahkaha atımı bir kişi için küçük ama insanlık için büyük bir adımdı zira. Mizah, bir palyaçonun kocaman ayakkabıları kadar büyük adımlar attı insanlığın gülümsemesi için.

Bugün aslında işletme mezunlarının günü de sayılabilir. Hayatları küçük-zararsız ve neşeli işletmeler üzerine kurulu, mizah duygusu gelişmiş, ruhunda muhalif tavrı ölmemiş keyifli insanların günü bugün. Lütfen bugün ince şakalarınızı eksik etmeyin çevrenizden, suratınızdaki asıklığı bugünlüğüne yüksekçe bir dolaba kaldırıp, etrafa güleryüzle bakmaya çalışın.

Şaka yapmayı epeydir unuttuk sanıyorum. O yüzden, hayat çok ciddi durmaya başladı karşımızda. Başbakanlar da hayat kadar ciddi, gergin ve sıkıcı olmaya başladı bir süredir. Oysa gülmenin karşısında hiçbir ciddiyet çok fazla ciddi kalamaz.

Hayatı ciddiye alsak da, ömrümüzü ti’ye almaktan kaçınmayalım... Bugün Nisan 1, mizahınız inceldiği yerden kopsun!..

Bugün kadim dostum mizahın günü... Mizah, her zaman azınlıkta olan çoğunluğun sesidir, bu yüzden de sesi bastırılmış azınlıkların sesidir biraz da… Mizah, çoğunluk adına başkaldıran azınlıkların soluk aldığı bir temiz hava deposudur. İnsanın ölümün soğukluğuna karşı hayatın sıcaklığını savunmak zorunda olduğunu bize bazen yüksek kahkahalar eşliğinde hatırlatan doyulmaz bir güzelliktir mizah.

Aristo’ya göre insan “Animal ridens” yani “Gülen hayvan”dır. İktidar sahipleri tarih boyunca, ellerindeki sınırsız gücün verdiği güçle şımardıkları ve burunları kaf dağında gezindiği için “gülme”yi unutmuşturlar çoğu zaman. Gülme unutulunca da geriye sadece “hayvan” kalmıştır!.. Zira bütün canlılar arasında sadece insan “gülme” yetisine sahiptir. Maymun insana en benzer hayvan olarak gülme taklidi yapmaz mı? Aslında insandaki 5 duyunun yanına “gülme”yi de koyabiliriz.
Aristo, “Canlılığın Öğeleri” adlı kitabında yeni doğmuş bir bebeğin yaşamının 40. gününe dek gülmediğini söylüyor. Aristo’ya göre; 40. günde bir bebek mucizevi bir yolla artık tam anlamıyla insan olmuştur! Gerçek olan şudur; ister hayatımızın 4. gününde, ister 40. gününde, ister uykuda, ister uyanırken gülelim, “gülme” insana hep güç veren canlandırıcı bir ateştir. “Gülme” insandaki korkuyu ortadan kaldırır. Belki de bu yüzden dinler tarihine baktığımızda “gülme” eylemi karşımıza hep bir suç unsuru gibi çıkar. Kilise, başlangıçtan beri gülmeye hiç sıcak bakmamıştır ve hep karşı durmuştur. Çünkü “gülme” ciddiyeti ve ağırbaşlılığı bir anda toz duman eder, çünkü “gülme” bir anda iktidarı sarsar, güç dengelerini iskambil kağıtları gibi ardı ardına devirir. Çünkü kahkaha bozguncudur ve tehlikelidir...

Lakin mizahı da bozmayı başardık biz... İktidar olma tutkusuna giren mizah, epeyce bir süredir gerçek işlevi olan “muhalif” tavrından uzakta seyrediyor. Sıradanlaşmış, yumuşamış ve evcilleşmiş bir halde... Popüler kültürün elinde basit ve kırılgan bir oyuncak halinde. Mizahın hakkı olan muhalif duruş giderek arka plana atıldı...

“Alma mizahçının ahını dama çıkarır sonra mizahını” diyerek yıllar önce yüksekçe bir dama çıkmış “Damdaki Mizahçı” olarak mizahın asıl işlevine dönmesi için böylesi günler önemidir. Mizahla ve mizahçıyla uğraşmak tehlikeli iştir, Ne de olsa mizahın ve mizahçının gücü, on kaplan gücündedir!..

Bugün Nisan bir, bugün mizahın sihirli gücünün günü! Biz mizahçılar, karikatürcüler bu haftayı daha yoğun, daha koşturmacalı geçireceğiz her yıl olduğu gibi. Karikatürcüler Derneğinin Mizah Haftası etkinlikleri bu hafta boyunca sürecek... Dileriz ki mizahın sesi hep gür çıkar... Mizahın epeydir geri düşmüş gerçek gücünü dosta, düşmana göstermek için bu gür sese her zamankinden çok gerek var zira...

Unutmayın; bir Nisan, bir gülen insan, gerisi malumunuz!..

Cihan Demirci