1 Kasım 2007 Perşembe

TÜRK
KARİKATÜRÜNÜN
BÜYÜK USTASI
SEMİH BALCIOĞLU
ESKİŞEHİR'DE
AÇILAN
KARİKATÜR
SERGİSİYLE
ANILDI...

Geçtiğimiz yılın 27 Ekim'inde yitirdiğimiz Semih Balcıoğlu, ölüm yıldönümünde İstanbul'da mezarı başında anılırken, Eskişehir'de bir karikatürcü için yapılabilecek çok daha güzel bir anma gerçekleşti. O anma ülkemizin 2. Karikatür Müzesi olan Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesinde açılan "Semih Balcıoğlu Karikatür Sergisi" ve hakkında yapılan bir söyleşiyle gerçekleşti.
Eskişehir'deki bu etkinliğe katılan karikatürcülerden Raşit Yakalı bakın etkinliği nasıl anlatıyor:

" Ustamız, hocamız Semih Balcıoğlu'nu 1.ölüm yıldönümünde andık. Eskişehir Eğitim Karikatürleri Müzesinde düzenlenen sergi ve anma toplantısının açılışını Rektör Prof. Dr. Fevzi Sürmeli yaptı. Müze Müdürü Prof. Atila Özer ve sevgili eşi Vicdan Özer hanımefendinin ev sahipliğini yaptığı törene çok sayıda davetli katıldı. Tan Oral, Kamil Masaracı, Semih Poroy, Raşit Yakalı; Balcıoğlu ile ilgili anılarını anlattılar. Ayrıca Raşit Yakalı sanatçının kızı Ömür Balcıoğlu'nun kaleme aldığı mektubu okurken salonda duygulu anlar yaşandı. Sergide Karikatürcüler Deneğimizin hazırladığı Balcıoğlu bültenleri de Prof. Atila Özer tarafından dağıtıldı..."

Müze müdürü Atila Özer, eşi Vicdan Özer ve etkinliğe katılan karikatürcüler toplu halde...

----------------------------------------------------------------

CİHAN DEMİRCİ,
SEMİH BALCIOĞLU İÇİN YAZDI...

SEMİH BALCIOĞLU'NU ÖLÜMÜNÜN
1. YILDÖNÜMÜNDE ANARKEN...
Cemal Nadir’den
Semih Balcıoğlu’na
çizginin gücü

Türk karikatürünün kalan birkaç duayen kaleminden biriydi Semih Balcıoğlu. Onu yitirdiğimiz 27 Ekim 2006 tarihinde 78 yaşındaydı ve 63 yıl boyunca aralıksız çizdi. Tam bir çizgi adamıydı. Hiç ara vermeksizin müthiş bir disiplinle hep çizdi, çizdi, çizdi... Çizgide grafiğin ustasıydı.

Karikatür de pek çok sanat dalı gibi ustadan-çırağa süren bir güzelliktir. Çok özel bir durum olmazsa, mutlaka kendinize örnek aldığınız bir usta vardır. Bu ustanın size el vermesiyle yetişir, pişer ve sonra da aynışekilde siz başka birilerine ustalık yaparsınız. Şimdilerde bu gelenek giderek terk edilir gibi gözükse de bence hoş bir gelenektir ve yitirmekte olduğumuz pek çok güzellik gibi acilen korunma altına alınması gerekmektedir!.. Semih Balcıoğlu da bu gelenekten yetişmiş bir ustaydı.

Onu tanıdığımda 80'li yılların başlarıydı. Gerek Suavi Sualp, gerekse Cemal Nadir kitaplarımı hazırlarken evine giderek onunla uzun söyleşiler yapmış, sayısız gecede, toplantıda, panelde, etkinlikte, içki sofrasında bir arada olmuştum. Bana anlattıkları içersinde Cemal Nadir Güler'in bu anlamda çok özel bir yeri vardı. Çünkü, çağdaş karikatürümüzün en önemli kilometre taşı olan Cemal Nadir Güler usta da, onun ustasi olmuştu zamanında.

2002 yılında "Cemal Nadir 100 Yaşında" adlı çalışmamyayınlandığında en çok mutlu olanların başinda o geliyordu. Semih Balcıoğlu, Cemal Nadir'i, karikatüre başladığı 1943'te tanımıştı.Henüz 15 yaşındaydı. Karikatürlerini, Cemal Nadir'in yayınladığı "Amcabey" dergisine götürmüştü. Korkarak kapıyı çaldı ve karşısında hayran olduğu, büyük saygı duyduğu Cemal Nadir'i gördü. Karikatürlerini gösterdi. Cemal Nadir onu hiç eleştirmedi, sırtımı sıvazladı ve; "Bana her hafta karikatür getir" dedi... O anı hiçbir zaman unutmamıştı. Bana Teşvikiye'deki evinde neredeyse 50 yıl sonra o anı anlatırken, heyecanı belli oluyor, gözleri ışıldıyordu.

Semih Balcıoğlu, 1943 yılından 1947 yılma kadar 5 yıla yakın bir süre, Cemal Nadir'e her hafta karikatür götürdü. Kendi deyişiyle "Onun öğrencisi oldu"... Cemal Nadir, Amcabey dergisini kapattıktan sonra bile ona karikatür götürmeye devam etti, Anlattığına göre Cemal Nadir, onunla hiç sıkılmadan oturup saatlerce konuştu, ilgilendi...Türk karikatüründe pek çok ilki gerçekleştiren Cemal Nadir Güler'in ömrü pek çok şeye de yetmedi. Tam da öldüğü yıllarda dünya karikatüründe, yepyeni bir hareket ilk tohumlarını veriyordu. Karikatür, bu hareketle birlikte fazlalıklarını atarak, fıkra resimlemesi durumundan uzaklaşıyor, tam anlamıyla çizginin sanatı haline geliyordu.

Cemal Nadir'in ömrünün yetmediği bu noktada, onun öğrencisi olan Semih Balcıoğlu bu yeni dönemin en önemli imzalarından biri oldu. Sonradan adlarına "1950 kuşağı" denilen çizerlerin en öndeki isimlerinden biri olarak, ustası Cemal Nadir'in ona bıraktığı çizgi bayrağını daha da yukarılara taşıdı. Semih Balcıoğlu usta da tıpkı Cemal Nadir gibi yaşamım yitirdiği ana dek aralıksız bir şekilde üretti. Türkiye'de bildiğim kadarıyla en fazla albüm yayınlayan karikatür sanatçısı oldu. Desen ustalığında şiirsel bir dil yakaladı. Karikatürü edebiyatla yakınlaştıran, şiirsel tatlara ulaştıran, görselliğin zirvesinde gezdiren, oya gibi işlenmiş karikatürler bıraktı geriye. Ulusal ve uluslararası alanda çıkabileceği zirvelerin en tepesine çıktı.

Usta bir karikatürcü olmanın ötesinde, çevresine sürekli kahkahalar saçan, engin bir bilgi birikimine sahip, renkli bir hayat adamıydı. Birisi kısacık ama dopdolu yaşamış, diğeri 78 yıllık yaşamımn her anını üreterek geçirmiş bu iki büyük usta şimdi Zincirlikuyu'da birbirlerine çok yatan yerlerde yatıyor, onları daha da yakınlaştıran mezar taşları, çünkü o taşlar Türk karikatürünün de en önemli kilometre taşlarını oluşturuyor...

Cihan Demirci