15 Kasım 2007 Perşembe

HAKAN ALPİN
YAZIYOR...

Hakan Alpin, Didim'de yayınlanan Mavi Didim gazetesinde yayınlanan yazısını MİZAHHABER okurlarıyla da paylaşmak istemiş... Okuyalım...

DÜNYAYI KURTARAN METİN


O pek çok kişi için Çetin İnanç'ın 1981 yapımı "Dünyayı Kurtaran Adam" filminin bir 'kült' film kıvamına gelmesinde başrol oynayan bir sinema severdi. Benim ise (son altı-yedi yılı kopuk geçse de) 15 yıllık arkadaşım.

Metin Demirhan 1 Kasım 2007 günü, komada geçirdiği son 20 günün ardından vefat etti. 42 yaşındaydı, yani benden sadece bir yaş büyüktü. Ramazan Bayramının ikinci günü arkadaşları onu, birkaç gündür geçmek bilmeyen bir baş ağrısıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine götürmüşler. Yapılan tahlillerin ardından beyin kanaması tespitiyle yoğun bakım ünitesi devreye girmiş ve iki haftalık mücadeleden sonra önce beyin ölümü gerçekleşmiş. Ondan birkaç gün sonra ise kalbin kan pompalama görevi nihayete ererek, Demirhan'ın vefatını yakınlarının ve sevdiklerinin karşısına tahammülü zor bir gerçek olarak dikivermiş. Bir gün önce sağlıklıyken, bir gün sonra ne olduğunu anlamadan komaya girmiş bizim metalci.

Metin, "Çarşaf" mizah dergisinde başlayan karikatüristlik kariyerini Pişmiş Kelle'de ustalığa dönüştüren bir meslektaşımdı. "Pişmiş Kelle"den hemen önceki "Gırgır" döneminde tanışmıştık. Tanıştık dediysem, karşı karşıya ilk gelişimizi kastediyorum. Çünkü isim olarak birbirimizi epeydir tanıyor olduğumuz o ilk karşılaşmamızda ortaya çıkmıştı. Behiç (Pek) ve Engin (Ergönültaş) abinin birlikte kotardığı "Pişmiş Kelle", Metin için çalışmalarını daha öne çıkardığı bir şans olmuştu. "Manyak Savaşçı" ve "Kozmo Fare" gibi çok hatırlanan bazı çizgi karakterlerini de bu dergi sayfalarından okurlarıyla buluşturmuştu. "Pişmiş Kelle", "Limon" henüz "Leman"a dönüşmeden önceki absürd, belden aşağı esprilere yer veren ilk 'kirli' mizah dergisiydi. Metin de çalışmalarında bu kulvarı enikonu kullandı.

1996'da ise Nilgün Birgül ile birlikte Taksim'de Atılgan adlı 'farklı' bir dükkan açtılar. Dükkanda maket oyuncaklardan, en bulunmaz filmlerin video kayıtlarına, posterlerden çizgiroman dergilerine değin pek çok meraklısına özel unsur vardı. Atılgan giderek enteresan kişilerin buluşma ve terapi mekanı haline geldi. Sinema yönetmenlerinden çizerlere, yazarlardan mistisizmle ilgilenenlere kadar pek çok müşterileri oldu. Bu arada da benm çıkardığıma rakip bir bilimkurgu dergisi çıkarmaya başladılar: Nostromo.

Giovanni Scognamillo'nun yönetmenliğinde kotarılan ve sadece 3 sayı çıkabilen Nostromo, bir kopuşun da habercisi gibiydi. Nilgün'le Metin'in ortaklıkları bozuldu ve ayrıldılar. Ancak Metin mekanı kullanarak işletmeyi ayakta tutmaya çalıştı. Bu sıralar arkadaşlığımız onun hırçın ve savruk karakterinin bir armağanı olarak donmuştu. Bu nedenle işyerinin kapanışının gerçek sebeplerini tam olarak bilemiyorum. Ancak burası kapanmadan hemen önce Metin, Gio Usta ile birlikte çok önemli bir 'kült' kitaba imza attı: "Fantastik Türk Sineması".

Çizerliğini ve karikatüristliğini ise boşlamıştı iyice. Son olarak "DVD+" adlı sinema dergisinde bir sayfalık çizgiromanını görmüştüm Metin'in. Nette ise ezelden beri ilgi duyduğu bazı sinema türlerini baz alarak hazırladığı birkaç bloga denk gelmiştim bir aralar. Ancak Metin'i, Metin Demirhan yapan en önemli çalışmaları her birini tamamen amatör bir ruhla hazırladığı fanzinler olmuştur bence. Ticari kaygı gütmeden neredeyse üç kuruşa satılan fotokopi dergilerdi bunlar. Ama her nüshası sıkı bir 'fan' ruhuyla hazırlanıyordu bunların. Ve kendi gibi özel sinema hayranlarına sunuluyordu. Kaldı ki, bunlardan biri de bendim. Bazen bir sohbet esnasında konuştuklarımı(zı) okurdum, bazen de ilk kez öğrendiğim detaylarla karşılaşırdım.

İşte Dünyayı Kurtaran bu Metin'i, Tüyap Kitap Fuarındaki imza günüme denk gelen cenazesinde uğurlama ve helalleşme fırsatım oldu. Koma hali 19 veya 21 gün sürse, katılamayacağım bir cenaze töreniydi bu. Ama ilahi bir güç ikimizi 26 saatlik İstanbul seferimde son kez buluşturdu. İyi de oldu. Karikatürcüler derneği Başkanı Raşit Yakalı'dan Lombak'ın Oky'sine, Faruken Bayraktare'den 80 yaşına gelen Üstad Giovanni'ye, Ege Görgün'den "Dünyayı Kurtaran Adam" filminin başrol oyuncularından Aytekin Akkaya'ya, veya "Metal Fırtına" yazarlarından Orkun Uçar'a kadar pek çok seveni onu son yolculuğuna uğurlamaya gelmişti. Yağmurlu ve kapalı bir İstanbul gününde Gaziosmanpaşa'dan kalkan Metin'in tabutu ebedi istirahatgâhı olacak Hasdal'a giderken, ben imza seansıma yetişebilmek için beni bekleyen araca yöneldim.

Hayat bu işte...