YÜZDE 46.6 RUHU
TAŞIYAN, MERKEZE
OTURMUŞ YAZARIMIZ
CEVAHİR MERKEZ
YAZIYOR:
ÇANKAYA'DA
11 MATİNESİ!
Merhaba efenim... Ahanda işte gene burdayım... Bendeniz şu anda bu yazıyı size Çankaya Köşkünün arka bahçesinden yazıyorum. Malumunuz Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün şu anda Çankaya'da kabul günü yaşanıyor. İçersi kale arkası tribünü geçtiği için dayanamayıp biraz bahçeye çıktım. Hem hava almak hem de kucağımdaki laptopla size yazımı iletmek için... Gördüğünüz gibi Cevahir Merkez, sizler için her ortamda yazabiliyor. Çankaya Çankaya olalı böyle resepsiyon görmedi sevgili okurlar. Bir kere davet 11'de başladı!.. Nerdeyse sabah saatlerinde yani. Aslında Sn.Gül bu daveti sabah 07 ile 10 arasında ve "Açık Büfe" olarak yapmayı düşünmüş ama daha sonradan 11 saati üzerinde anlaşılmış. İşte size güzel bir uzlaşma örneği. Bir de devletin tepesinde uzlaşma yok derler.
Acaba bu davet neden 11'de verildi derseniz, ben hemen buldum. Ne de olsa merkeze gelmiş bir gazeteci-yazarız. Efenim, saatin 11 oluşu, şundan, malum bizim sinemalarımızda ilk matine saati 11'de olur. Yani bizde sinemalar matinelerine 11 matinesiyle başlarlar. İşte sanırım Sn.Gül de, Çankaya'da yeni bir filme başladığını düşünerek bu daveti, ilk matine saatine almış. Gerçekten de tam film olmuş bir davet izliyoruz. Bir kere davet "eşsiz" yani herkes sap!.. Ahanda damsız girilen bir Çankaya başlıbaşına bir film değil mi zaten?.. Fakat dikkat ediyorum, gelen davetliler arasındakadınlar var, hatta başı açık kadınlar da var. Valla ben olsam, gelen davetlilerde de "erkek" olma zorunluluğu arardım. Madem davet eşsiz oluyor, şöyle tam anlamıyla erkek erkeğe olsa daha iyi olurdu sanki. Bir de salonun bir köşesine tavla, okey masası, bilardo masası gibi sosyal aktivite vaziyetleri konsaydı keşke... Fakat bakıyorum ki davette içki var ama içen yok, bırakın içmeyi elini süren olmuyor. Hatta bazıları vişne suyunu bile aman bakarsın kırmızı şaraptır diye içmiyorlar. Ama bazı uyanıkların meyve suyularını masa altından alkollü hale getirdiklerini sanıyorum, hani mahalle düğünlerinde olduğu gibi, tam bize yakışacak bir durum. Bendeniz ahanda hala bahçedeyim. Aslında şimdi şurda mis gibi bir mangal partisi de yapılsa bu davet çok daha güzel olurdu ama sanırım yakında o da olacak inşallah!.. Çankaya uzun yıllar sonra kendine geliyor valla... Bakıyorum da her kesimden insan burda... Ooooh beee!.. Zaten yakında tamamen halka açılacakmış, daha sonra özelleştirilip satılması düşünülüyormuş Çankaya'nın. Aslında şu tepeye şöyle konduracaksın 7 yıldızlı, SPA'sı olan bir tatil köyü. Şimdi diyecekler ki "Çankaya'da deniz yok ki, deniz olmayan yerde tatil köyü hiç olur mu?..Ben böyle diyenlere ahanda "Hah hah haaa" diye gülüp şöyle diyorum: Bakın şu anda da Çankaya'da Deniz yok ama davetler gene de yapılabiliyor, kimsenin Deniz ya da Baykal filan aradığı yok, deniz olmayınca da olduğunua göre burası ilerde neden lüks bir tatil köyü olmasın. Hem o zamana Sn.Erdoğan da Antalya taraflarına gitmek zorunda kalmaz!..
NAMAZLAR DA ŞİRKETTEN!
Ahanda efenim... Bugün Milliyet gazetesinde gözlerimi yaşartan bir haber okudum. Artık şehirlerarası otobüslerde "NAMAZ MOLASI" verilir olmuş... İşte gözünü sevdiğimin "Ilmlı İslam Türkiye"si dedim kendi kendime... Bakın ne diyor bu haberde:
Şehirlerarası sefer yapan firmalara bağlı bazı otobüslerin, yolculuk sırasında "namaz molası" için camilerin önüne götürüldüğü belirlendi. Tartışmalı uygulamalardan biri, 2 Eylül Pazar akşamı Samsun'un Terme ilçesinden İstanbul'a gelmek üzere Metro Turizm'e ait bir otobüsü kullanan yolcunun şikâyeti üzerine ortaya çıktı. Yolcu, yaptığı açıklamada, 34 SM 746 plakalı aracın saat 18.15'te hareket ettiğini, biri yolcu almak üzere iki kez mola verildikten sonra saat 20.00'de bir caminin önünde park edildiğini anlattı. İddiaya göre, otobüsten inen bazı kişiler, caminin avlusunda önce abdest aldı, ardından namaz kıldı. Bu sırada otobüste yarım saat bekleyen yolcuların itirazı üzerine gerginlik yaşandı. Gerginlik sırasında şoför ile muavin arasında sözlü tartışma da oldu. Yolcular, otobüsü camiye çekmek zorunda bırakılan şoförün de zorunlu namaz molasından rahatsız olduğunu söylediler. Metro Turizm Genel Müdürü Sinan Solok, şoförün mecbur kalmış olabileceğini, ancak bu durumun asla kabul edilemeyeceğini söyledi. Solok, "Bu, yönetmeliğimize ve uygulamalarımıza ters düşen bir durumdur. Günlük 1500 seferimiz var, her mola talebine yanıt veremeyiz. Bu olay, cezaya tabidir, gereği yapılacak" dedi...
Yaaa işte böyleee... Bundan böyle namazlar da şirketten olacak anlayacağınız... Hele hele önümüz bir kaç gün sonra RAMAZAN!.. Ramazan'da Ilımlı İslam yurdumun pek çok yerinden bu tür haberler duyacağız elbet... Hatta yakında cami şeklinde ve minaresi olan otobüs modelleri de bekliyorum ben Mersedes firmasından... Çok güzel olur... Hayırlı olur... Müminlerimiz böylece kaza sırasında namazı da kazaya getirmiş olarak mevta olabilirler. Eeee Eylül geldi, havalar artık daha da ılımlı olacak, daha neler neler olacak, ahanda hep birlikte göreceğiz...
Efenim, bendeniz artık bahçeden içeri girmek durumundayım. Sn.Gül'ün elini şöyle bir kez daha sıkmak istiyorum, bakalım elini bir tur daha verecek mi kendisi, eh biraz da meyve suyu içeceğim, vişne suyu olursa iyi olur. Hani vişne sanıp da kırmızı şarap içersem sen günah yazma yarabbiiiiiiiii...
Ahanda haftaya dek kalın Ilımlı İslamlaaaaaa!..