26 Eylül 2007 Çarşamba

ERGİN GÜLEN'İN TAYYAR ÖZKAN'A YANIT VERİRKEN SÖZÜN UCUNU KAÇIRIP OĞUZ ARAL'I KARALAMASINA YÖNELİK TEPKİLER DEVAM EDİYOR... KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ ZONGULDAK TEMSİLCİSİ, KARİKATÜRCÜ KÜRŞAT COŞGUN DA GÜLEN'İ MİZAHHABER'E YOLLADIĞI MEKTUPLA ELEŞTİRDİ...

Hazretin de dahil olduğu, üye sayısı icra heyeti kadar olan dernekler mi türk karikatürünü ilerletecek?

Şeyh-ül musavver buyurmuş: "Türkiye'de karikatür oğuz aral yüzünden gerilemiştir." Çok geriye gitmiyorum, yalnızca son iki aydır uluslararası yarışmalarda ülkeye ödül getiren çizerleri sıralıyorum:

Şevket Yalaz- Nasreddin hoca, özel ödül.
Musa Gümüş- Nasreddin hoca, özel ödül.
Musa Gümüş. Portekiz, üçüncülük ödülü.
Oğuz Gürel- Kosova, özel ödül.
G.Doğan Ekşioğlu- Kosova, özel ödül.
Şevket Yalaz- Çin, most innotative design ödülü.
Ömer Çam- Kore, promosyon ödülü.
Musa Gümüş- Çin, bronz ödül.
Aşkın Ayrancıoğlu- Çin, birincilik ödülü.
Aşkın Ayrancıoğlu- Brezilya, şeref mansiyonu.
Muhittin köroğlu- Çin, gümüş ödül.
(...)

Liste uzayıp gidiyor. Muhittin Köroğlu ve G. Doğan Ekşioğlu'nun Gırgır'la hiç temasları oldu mu bilmiyorum, ama diğer arkadaşların tümü Oğuz Aral'ın rahle-i tedrisinden geçmiştir. bugün dergilerde, sergilerde, yarışmalarda, her yerde acemiliklerini 80'li yılların başında Gırgır'da yapan, bugün ustalık günlerini yaşayan sanat erleri var. oğuz aral'ı seversiniz, sevmezsiniz bilemem ama, şöyle bir çevrenize bakın; bugün türk karikatürü adına ortalarda dolaşanların büyük bir bölümü gırgır öğrencileridir.

Oğuz Aral'ın doksanların başında karikatür yayıncılığından çekilmesinden sonra türk karikatürü kaç çizer kazandı? Hazretin de dahil olduğu, üye sayısı icra heyeti kadar olan dernekler mi Türk karikatürünü ilerletecek? eğer kendilerinin "Türk karikatürünün gelişiminde benim büyük katkım vardır" diye iddiaları varsa, doğrudur, Oğuz Aral karikatürümüzü geriye taşımıştır. ama bu sava doğru diyebilmemiz için aynalarla aramız iyi olmasa gerek!

Kürşat Coşgun

------------------------------------------------------------------


ERGİN GÜLEN'E BİR BAŞKA TEPKİ DE ÇİZGİ ROMANCI HAKAN ALPİN'DEN GELDİ... ALPİN YOLLADIĞI MEKTUPTA ÖZETLE ŞÖYLE DİYOR:



... Biliyorum, belki (çizgi-romancı olup) karikatürist olmadığımdan konu hakkındaki düşünce ve değerlendirmelerimi yetersiz bulanlar çıkabilir. Ancak sayın Ergin Gülen tarafından Oğuz Aral'a ve türk karikatür ve çizgi sanatları için geride bıraktığı mirasa ve muhteşem açılımlara yönelik yapılan haksızlığı görebilmek için inanın karikatürist olmaya gerek yok. Sayın Gülen, "Gırgır dergisinin satışını sürdürebilmek için çizerleri kendine uydurdu," derken hem rahmetli Oğuz Aral'a hem de onun tedrisatında çocukluktan, gençliğe, gençlikten de ergenliğe ve usta çizerliğe ulaşan /geçen onlarca çizere karşı saygısızlık da ediyor. Sonrasında sarfettiği, "Bu çizerler kendi çizgisinde yürüyebilselerdi," ifadesi de çamın büyüğünü deviriyor. Zira Galip Tekin'den Nuri Kurtcebe'ye, Engin Ergönültaş'tan İrfan Sayar'a, Hasan Kaçan'dan Bülent Arabacıoğlu'na değin hemen her çizerin kendi tarzı henüz Oğuz Aral derginin başındayken oluşmuş ve gelişmişti. Gerek bu saydığım çizer kuşağı, gerekse Avni, Hıbır mizah dergilerinde sonradan bunlara eklenen çizer kuşağı; ve de gerekse Gırgır'dan Limon'a geçenlerin oluşturduğu çizer kuşağının hemen her üyesinin kendine has bir çizim tarzı mevcuttu. Hâlâ da öyle.

Hele sayın Gülen'in, "Semih balcıoğlu, Turhan Selçuk ve Ali ulvi gibi çizerlerin türk karikatürüne kişilik getirdiği," savını; onlardan sonra gelenler ve bu isimler dışında kalanlar 'kişiliksizlik' getirmişmiş gibi okumak zorunda kalmak beni çok rahatsız etti. Gülen'in altını çizdiği bu ifadenin şahsen ben üstünü çizerim... Sayın gülen basına ve basında şu an için çizerlik yapan onlarca karikatüriste, "o kişilik eksik," diyerek laf ederken, bir yandan da bu kişilerin basında çizdikleri muhalif karikatürlerden dolayı mahkemeye verildiğini unutmuş anlaşılan...

Sayın Akdağ Saydut, sayın Ergin Gülen'in nahoş yazısını eleştirirken, "piyasadaki dergilerin tamamı bir gırgır eder mi? niye gırgır'ın mizah anlayışına karşı olanlar ondan daha iyi bir mizah dergisi çıkarmıyorlar," diyerek metnini tamamlamış ve aslında olayın özünü gözler önüne sermiş. Üstelik günün birinde birisi çıkıp da gırgır'dan daha çok satan bir mizah dergisi çıkardığında bu gırgır'ın başarısını asla gölgeleyemeyecektir.

Bu arada sayın Saydut'un mizah dergilerini halka sevdiren ve okutan kişi olan Oğuz Aral'ın başarılı yayıncılığını anlatırken, günümüzün başarılı mizah ve benzeri dergileri çıkartan ardılların başarısının üzerini örtme çabası da beni rahatsız etti. Zira her dönemin kendi iç dinamikleri vardır ve bunlar birbirleriyle kıyaslanınca bazen elmalarla armutların aritmetik hesabına dönüşebilir. bu yaklaşımda da bana göre yıllar öncesinden beri göregeldiğim, mizah dergisi çizerleri ile buralara çiz(e)meyen ve ulusal veya uluslararası yarışmalarda boy gösterenlerin arasındaki hasmane tutumun bir uzantısı var. Halbuki bence hem piyasada hemen hiç olmadığı kadar mizah/çizim dergisi var, hem de yarışmalara katılan çizer sayımız inanılmaz düzeyde fazla. bunun keyfini ve gururunu yaşamak ve yaşatmak varken, iç hesaplaşmalara, hezeyanlara ve diğer işi yapanı küçük görme faaliyetlerine ne gerek var diye düşünmüşümdür hep... Sevgi ve saygılarımla...

Hakan Alpin