YÜZDE 46
RUHUNUN YAZARI
CEVAHİR MERKEZ,
ÜÇÜNCÜ YAZISIYLA
ARAMIZDA...
BORU MU
DEDİNİZ,
YOKSA
MELİH
BEY Mİ?
Merhaba efenim… Ahanda gene buradayım… Son günlerde Ankara’da boru üstüne boru patlıyor… Bazıları diyor ki: “Boru mu bu?” Ben de diyorum ki hayır Melih Gökçek!.. Eeee sevgili Ankara, senin halkında patlama duygusu olmayınca boruların patlayacak elbet!.. Şaka tabii efenim… Şahsen her dönemin başkanı olan Melih beyi pek severim... O bu çatlamış topraklara çok yakışan bir başkandır. 3 dönemdir Melih beyi seçe seçe bir hal olan Ankara’ya ard arda patlayan boru görüntüleri de bence çok yakışıyor. Hatta belediye o borulardan yakında belli başlı yerlere heykeller oluşturmalı ve o heykellere bir güzel tükürmeli diyorum. Heykellerin adını da “BORU MU BU?” koymalı…
Üstelik Melih beyin, “Ananızın yanına gidin” sözü beni çok duygulandırdı. Bakın gene duygulandım. Şimdi Ankara'dan kalkıp, anasının taaa… Yanına gidecek çok sayıda vatandaş olduğu için, bu sözleri gözlerim nemlenerek izledim. Ne güzel buyurmuş Melih bey. Senin yerin ananın yanıdır kardeşim… "Ananı al da git" dedik, yüzde 46.6 verdin, o halde ananın yanına git demek az bile bence... Eee kibar adam bu kadarını demiş. Ananın yanında, ananla 3 dönemdir Melih beye nasıl oy verdiğini konuşmanın keyfi ne müthiş olur yarabbim. Harika bir duygu seli yaşanır. Anan sana sarılır, sen de anana... Borular dayanmaz bu duygu seline…
Ahanda bazı kafirler, patlayan su borularının 20 yıl öncesinden kalma borular olduğunu söylemiş. Bak sen… Yani demek istiyorlar ki Melih bey 13 küsur yıldır, boru filan değiştirmemiş. Peki bunu sorana ben de şunu soruyorum: “Sen değiştirdin miiii?” Neyi deme, ahanda ben de “Boru mu bu?” derim o zaman…Kardeşim sen 13 senede neyini değiştirdin ki, Melih beyimiz değiştirsin? Adama haksızlık yapmayalım beyler.
Üstelik Melih bey ne kadar da haklı. Bütün bu susuzluk, kuraklık allahın işi efenim. Allahın işine belediye karışamaz çünkü yetki alanına girmez!.. Allah şimdi de su kesintisi istiyor!.. Allah Allah deme ey vatandaş, ellerini aşağı doğru tutup başla huşu içinde duayaaaa!.. Hem kardeşim, ahanda nerden bileceksiniz ki, böylesi bir kuraklık olacağını. Yoksa siz bu dünyada mı yaşıyorsunuz?.. Hadi yaaa… İşte sorun orda ya zaten. “Biz, bu dünya ile yetinmediğimiz, aynı zamanda öteki dünya ile de uğraştığımız için bilemedik” diyor bana sorarsanız Melih bey bir yerde. Yani onu demek istiyor adamcağız. Söyletmeyin insanı. Çünkü öteki dünyada böyle şeyler yok. Yani orda kuraklıkmış, susuzlukmuş yok ki, nerden bilsin adamcağız… Orda tam tersi her yerden sular akıyor, şelaleler çağlıyor, muhteşem manzaralı nehirlerin kenarında birbirinden latif hurilerle cennetlik müminler mangal yapıyor mangal!..
Sahi geçen gün fark ettim de, şu yağmur duası yüzde 46.6 ruhu taşıyan sevgili halkıma ne çok yakışıyor yahu… Ne ılımlı İslam günleri bunlar yarabbim… Öylesine doluyum ki, adeta Ankara’daki bir su deposu gibi. Gözlerimdeki göz yaşı boruları patlamak üzere. Üniversite sınavına girecek gençlerin okunmuş kalem taşıdığı, türbeye kalem sürttüğü bir ülkede, elbette yağmur için de o eller aşağıya doğru kalkacak ve dua edecek. Huşu içinde, su içinde, her şey içinde, ılımlı KDV dahil bir toplum.
Pekiii, şu çok çalışkan olduğu söylenen ve şehrine su sıkıntısı bile çektirmeyen Eskişehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen nasıl başardı dersiniz?.. Karınca gibi çalışarak mı dediniz?.. Efenim bakın bu noktada “Karınca duası”nı sakın unutmayın! Sanırım Yılmaz bey de bu çalışkanlığı “Karınca Duası”na borçludur! Karınca kararınca çalışan biri mutlaka bu duayı etmiştir. Melih beyin eline zamanında o “Ağustos Böceği Duası”nı kim verdi, asıl onu arayıp bulmalı, gerçek suçlu zannımca odur!..
KAHROLSUN İNEKLER,
YAŞASIN DEVELER!
Son günlerde İstanbul’u İNEKLER BASTI efenim… İnekliğin lüzumu yok desek de her tarafta karşınıza acayip mi acayip inekler çıkıyor… Neymiş, inek sergisiymiş… İnsan şunu bir “Cevahir Merkez’e sormaz mı” be kardeşim… Bu şehre inek sergisinden çok DEVE SERGİSİ yakışmaz mıydı?.. Geleceği görmekten aciz insanlar ineği seçmiş tabii ki… Ahanda ben olsaydım, şu ineklerin yerine konsept olarak deveyi seçerdim. Neden diye sorun şimdi… Neden? Çünkü bu ülkenin çok yakın geleceğinde ineğin değil devenin yeri önemli olacak. Deve bu ülkenin en önemli hayvanı haline gelecek. Ahanda şuraya yazıyorum, siz de bir yere yazın, not edin, Cevahir Merkez demişti dersiniz, gelecek develerin bu ülkede…
Çünkü efenim, çok ama çok yakında her yer daha da kuruyup, daha da çölleşecek ve çöle dönen Türkiye’nin yeni baş tacı hayvanı DEVE olacak. Ortalıkta artık kedi-köpekten çok deve göreceğiz. İnsanımız bundan sonra kedi, köpek, tavuk, horoz, kuş ,inek, koyun filan yerine ne yapacak deve besleyecek. Örneğin, de
ve güreşleri gelecek için müthiş iyi bir yatırım. Yabancı yatırımcının sanırım yeni gözdesi “Deve Güreşleri” olacak. Borsada artık boğalar değil, develer iş yapacak!.. Her taraf deveyle dolacak. Eeee Ilımlı İslam bir ülkeye de laf aramızda yakışan hayvan devedir deveeee!. Götürenin zaten deve yüküyle götürdüğü bir ülkeye bu manzara inanın çok ama çok yakışacak. Bunu görebildiğim için kendimi şanslı ılımlı İslam kulu sayıyorum. Bu ülkenin ne tarafı doğru ki, her tarafı eğri diyenlere develer en iyi yanıt olacak!.. O günleri ondört gözle bekliyorum. Örneğin deve sahiplerindeki zenginliğin ölçüsü devenin hörgüç sayısı olacak. İki hörgüç de yetmediği için bazı beyaz Türkler üç hörgüçlü, hatta dört hörgüçlü deve sahibi olacaklar…

Yani gelecek develerin efenim… O yüzden böyle inek sergisi filan açmanın herhangi bir anlamı yok. Hem sonra görüyorum ki bazı bilim adamları ve NASA, “Türkiye 2040’ta tamamen çöl olacak” demiş. Kardeşim NASA, sana mı düştü tasa? Hem siz bu ülke insanındaki girişimci ruhu bilmediğiniz için, bu tarihi de tıpkı AB tarihi gibi epeyce uzağa atmışsınız. Oysa benim bildiğim girişimci ve yüzde 46.6 ruhu taşıyan bu toplum 2040’a kadar beklemez, Türkiye çok ama çok daha erken ÇÖLLEŞİR!.. Ahanda gene buraya yazıyorum. Ben de hep buraya yazıyorum yaaa… Bu ülkenin azimli insanı 2040’tan çok daha önce bu ülkeyi çölleştirmeyi başaracaktır!.. Bizde bu güç, bu potansiyel, bu alt yapı vardır. O halde yola devam Türkiyeeee!.. İşte o zaman Nasa’ymış, masaymış görürüz halinizi. Bakalım bize çölleşmede bile bu kadar geç tarih verdiğiniz için o zaman hiç utanmayacak mısınız?..
Çöl sıcakları boşuna mı geliyor yıllardır bu ülkeye…Eeee çok yakında develer tellal, pireler berber olacak, ahanda o vakte dek şimdilik kalın çöl sıcaklarıyla efenim!..