MEDYAKUP YAZIYOR:
"GERÇEK MİTHAT
KÖRLER KİM ACABA?
Hürriyet gazetesi Emin Çölaşan'ı işten atmanın iki-üç öncesinde, onun yerine başka bir muhalif kalemi işe aldı. Yani kendince muhaliflik kalesini yedekledi. Bu kalemin adı: Yılmaz Özdil. Son iki yıldır Sabah'ta yazdığı yazılarla kendisine "muhalif" kalem denmeye başlanan İzmir Kahramanlar çocuğu Yılmaz Özdil. Hürriyet'te yazmaya başladığının dördüncü gününde kamuoyu gazetenin bir numaralı muhalif kalemi Emin Çölaşan'ın, patronu Aydın Doğan tarafından kovulduğunu öğrendi. O gün, bugündür bu yeni muhalif kaleme daha dikkatle bakar oldum ne yalan söyleyeyim. Acaba en azından bir ironi attırıp mevzuya kenardan-köşeden girer mi diye? Ama topa girmeyeceği belli oldu. Yerini aldığı Çölaşan konusunda imalı bir ses bile vermedi. Hürriyet'in pazar ekinde gazetenin baş gözdesi Ayşe Arman hanımefendi kendisiyle bir röportaj yapmış. Her konuya değinen bu ikili, Çölaşan konusunu transit geçmiş tahmin edeceğiniz gibi. Tık yok!.. Röportajın sonunda Ayşe hanım sormuşlar: "Peki sizi niye seviyor insanlar? Onların yerine küfür mü ediyorsunuz, itiraf edemedikleri şeyleri mi itiraf ediyorsunuz? Memnuniyetsizler ordusuna liderlik mi yapıyorsunuz?
Yılmaz bey şöyle yanıt vermiş: "Ben sadece kendimi ortaya koyuyorum. Edebiyattan anlamam, edebiyat sevmem, bilmem, yazı çiziden bile hoşlanmam. Nasıl konuşuyorsam öyle yazıyorum, bu da insanların hoşuna gitti. Görüşlerime katılmayanlar bile ama en azından samimi olduğumu biliyor..."
Yazı-çiziden hoşlanmayan, edebiyat sevmeyen bir muhalif kalem. Bu da güzel. Türkiye'deki milyonlarca insanı anımsatması okurunun çokluğuna işaret olabilir. Peki samimiyet yaşananları tamamen görmezden gelerek bir gazetede yazmayı sürdürmek midir Sn. Özdil? Yılmaz bey bugünkü yazısında da dünkü uçak kaçırma olayına girmiş, uçak korsanlarıyla ilgili bir yazı yazmış. Bu yazının sonunda da bakın şöyle diyor, yeni muhalif kalemimiz:
"Neyse. Dönelim dünkü hadiseye... Kaçırılan yolculardan biri sanatçıydı... Neler 'gördüğünü' anlattı. Kimdi o? Mithat Körler! .."
Yılmaz beyin okunur bir üslubu var doğrusu ama daha muhaliflik yolunun çooook başında olduğu belli. Muhaliflik, birilerinin sandığı gibi üç-beş ateşli yazının sihrine kapılıp gidilecek kadar kolay bir yol değil. Bazen, yeni adım attığı gazetede de, kendisini birinci elden ilgilendiren çok önemli gelişmeleri görmemek de insanı Mithat KÖRLER YAPABİLİR sevgili Yılmaz bey...
HÜRRİYET 44 BİN TİRAJ KAYBETMİŞ!
Sahi bu arada, Hürriyet yazarlarının hem Çölaşan, hem de iktidar konusunda "Mithat Körler"i oynadığı günlerde, henüz öğrendik ki HÜRRİYET'in tirajı Emin Çölaşan sonrasında önce 30, sonra da 44 bin kadar düşmüş... Zaten bu yazıyı da artık Hürrriyet okumayan okurlarımız için yazdım biraz da. Ben de artık almayanlardanım. Zaten çok geç kalınmış bir karardı bu benim için. Yılmaz beyin muhalif yazılarını da şimdilik internetten okumayı yeterli görüyorum. Giderek her anlamda şaşı kalan bir gazete için daha fazla tiraj kaybının yakın olduğunu söylemek de yarar var. Rakipsiz kalıp, tek kale oynayan bir gazeteye tribünde hala seyirci olduğunu anımsatmakta yarar var şu günlerde. O halde sen ey tribündeki arkadaş:"BU KEZ UYUMA VE YAZARLARINA SAHİP ÇIK!.."
Yakup Yazıcı