Zafer Temoçin, Cihan Demirci, Musa Gümüş ve Kürşat Coşgun'un ORHAN ALEV'le ilgili yazdıklarını aşağıda okuyabilirsiniz...
Haberi MİZAHHABER'e karikatürcü Zafer Temoçin ulaştırdı... Orhan Alev'i yitirmiştik. Kendisinin yoğun bakımda olduğu haberini iki gün önce öğrenmiştik henüz. Aklımıza Cihan Demirci'nin "Mizahın Temmuz Hüznü" yazısı düştü. Zira GIRGIR yıllarından bir önemli isim daha 15 Temmuz Pazar günü, öğleden sonra ayrılmıştı aramızdan...
"Gırgır'ı Gırgır yapan ustalardan Orhan Alev'i kaybettik... 3 ay önce kanser tanısıyla ameliyat olan, 3. kemoterapiden sonra vücudununu bağışıklık sistemi çöken Orhan Alev, akciğer yetmezliğinden 15 gündür Marmara Üniversitesi Hastanesi'nin Yoğun bakım ünitesinde tutuluyordu... Cenazesi 16 Temmuz Pazartesi günü ikindi namazından sonra Kartal Camisi'nde toprağa verilecektir... Tüm mizahseverlerin başı sağolsun..."
ORHAN ALEV'İN ÖZGEÇMİŞİ
(İlettikleri bilgiler ve arşiv belgeleri
için, Zafer Temoçin ve Cihan Demirci'ye teşekkür ediyoruz.)
Orhan ALEV, 26 Eylül 1976 tarihli GIRGIR dergisinde, kadronun tanıtıldığı günlerde, ona ayrılan sayfada... Ustası Oğuz ARAL orada onun için şöyle diyor:
"Daha birbuçuk yıl önce Orhan'a hocalık ederken şimdi yazıp-çizdiklerinin en hayran okuru ben oldum... Bugün Gırgır'a en şenlikli esprileri , durgun gibi görünen fakat kahkaha attıran çizgileriyle her hafta büyük güç katan Orhan Alev, bizim takımın en suskun adamıdır... Telgraf çeker gibi konuşur. Yani en uzun cümlesi dört kelimeliktir. O da bindebir konuşacağı tutarsa..."
Orhan Alev, GIRGIR'ın kapak esprilerine de en fazla imza atanlardandı... Bakın yukarda 8 Nisan 1979 tarihli, Gırgır'ın (348. sayısı) kapak esprisi de ona ait. Espri ondan, çizim İlban Ertem'den...
Orhan Alev, Oğuz Aral'ın ölümünün ardından 2004 yılı Ağustos başında Hürriyet gazetesinin ek olarak verdiği "SON GIRGIR" için biraraya gelen Gırgır çalışanları arasındaydı. Bu küçük fotoğrafta, seçmesi biraz zor olsa da, en arkada soldan üçüncü sırada...
MUSA GÜMÜŞ'TEN MESAJ
Uzunca bir süre HIBIR dergisinde birlikte çalışma olanağı bulduğum ve birçok esprisini çizme onuruna eriştiğim, mizah dergileri emektarlarından olan sevgili Orhan ALEV ağabeyi kaybettiğimizi üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Kendisine rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.
Musa GÜMÜŞ
-------------------
KÜRŞAT COŞGUN YAZIYOR:
"Orhan Alev’i de yitirdik"
İki Üşütük’ten biri olarak tanıdım onu ilkin. İkinci Üşütük Altan Erbulak’ı yitirileli handiyse yirmi yıl olmuş. Gırgır’ın efsane günlerinde, iç sayfalarında yayımlanan yarım sayfalık bantta, yaptıkları her işi elini yüzüne bulaştıran iki tip vardı. Her işten anladığını sanan, işten kaytarmak için her numarayı deneyen, çalışmadan zengin olma hayalleri kuran ve her seferinde eli sopalı Uzun’a (Oğuz Aral) enselenen iki sevimli tip. Zaten Uzun dövmese de, onlar birbirlerini döverlerdi. Çünkü her defasında yaptıkları sakarlıklardan dolayı birbirlerini suçlayıp, saçsaça baş başa kavga ederlerdi. İki Üşütük’ü Orhan Alev yazar, Altan Erbulak çizerdi. Naif, sevimli bir banttı. Çaktırmadan Gırgır’ın içinden bilgiler veren, yazar-çizerler hakkında dedikodu yapan, ama en önemlisi iğneyi önce kendine batıran kısa, ama sevimli öykülerdi. Orhan Alev, mizah yaşamına karikatürle başladı; ardından önce derginin espri vericisi, sonra dizi ve çizgiroman senaristi, en sonunda da dergi yöneticisi oldu. Süavi Süalp, İsmet Çelik damarından gelen bir mizah anlayışı vardı. Gırgır, Fırt, Avni, Hıbır gibi dergilerin belkemiği esprileri hep ona aitti. Tv dizilerinden ve Türk filmlerinden tornistan öyküler, uzun soluklu çizgiroman yazarlığı onun Türk mizah tarihinde unutulmayacak yapıtları olarak anılacaktır. Orhan Alev gerçek bir mizah emekçisiydi.
Kürşat COŞGUN