Zeki Sezer'in çizgisiyle Zeki Sezer
Politikacı dediğin mizahçıyı mahkemeye davet eder bizim bildiğimiz. Hakkında dava açar, onu mahkemelerde süründürür ve yıllardır hiç değişmeyen o sevimsiz mizah malzemelerini verir de verir. Bu yüzden mizahçılar da haklı olarak politikacıları pek sevmezler. Nasıl sevsinler ki?.. Hele şu son 5 yıla bir bakın, dava üstüne dava açan öfkesi burnunda bir başbakan portresi!..
İşte böyle bir ortamda MİZAHHABER'e bizi epeyce şaşırtan, ilginç bir davetiye ulaştı. Çünkü bir parti lideri davetiyeye kendini çizmeye çalışmıştı. Olur şey değildi bu yani. DSP Genel başkanı Zeki Sezer, mizahçılara bir kokteyl veriyordu. (Bu arada katılım davetiye ile onu bold harflerle belirtelim) 12 Temmuz akşamı, saat 20'de Beyoğlu-Cezayir'de gerçekleşecek bu kokteyl'de Zeki bey, mizahçılarla kafasındaki çeşitli projeleri paylaşmak, onların görüşlerini almak istiyordu... Okudukça daha da şaşırdık... Oğuz Aral'ın ölüm yıldönümünü "Türkiye Gülme Günü" ilan etmek gibi bir düşüncesinden bahsediyordu Zeki bey davetiyede. Sonra, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz gibi ustaların çocuklara daha iyi tanıtılabilmesinden söz ediyordu. Bu konularda meclisin dikkatini çekmek istiyordu. Böyle şeylerle ilgilenecek bir meclisin hayali bile güzel mi?..
Bunlar mizahçıların pek alışık olmadıkları şeyler olsa gerek. Mizahçı dediğin ya çalıştığı gazeteden kovulur, ya hakkında dava açılır, ya çizecek bir dergi bile bulamaz, şu tek sesli medya ortamında sesini-çizgisini-yazısını duyuracak bir tek yayın bile yoktur, hayatının finalinde de üçotuz paralarla sürünür filan... Siz bakmayın sayıları bir kaç tane olan, trilyonlar kazanan tuzu kuru komedyen ve stand-up'çılara, biz artık onları mizahçı olarak görmüyoruz. Bizim bahsettiklerimiz; karikatürcü ve mizah yazarı olan mizahçılar... Yani bu işin gerçek emekçileri...
İşte böyle... Şu anda seçimde aday bile olmayan, partisi DSP, seçimde CHP ile işbirliği yapan olan Zeki Sezer, mizahçılarla biraraya gelecek, konuşacak, görüşlerini alacak... Acaba mizahçılar bu davete gidecek mi?.. Ne de olsa, izlediğimiz-bildiğimiz kadar çoğu siyasi davetlere pek takılmaz, ürker, uzak durur bu adamların... Şahsen İstanbul'da olmadığımız için, biz gidemeyeceğiz. Ama belki de gidip Zeki beye siz böyle n'apıyorsunuz, mizahçıya davet vermek bir politikacıya yakışır mı, siz zaten pek politikacıya da benzemiyorsunuz demek filan gerek. Hatta daha da ileri gidip, kendi portesini çizdiği davetiyedeki çizgisi hakkında da birşeyler denebilir, biraz daha çalışması lazım gibi, örneğin eller pek olmamış, eli şapkayı tutamamış... :))
Erdem Taner-MİZAHHABER