28 Ekim 2025 Salı

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ MİZAHHABER DEĞER: "CİHAN DEMİRCİ KARİKATÜRÜ"


 Cihan Demirci'nin 1984 yılında yayınlanmış, yani tam 41 yılı devirmiş
bu "hakem karikatürü"nün 2025 yılındaki son duruma göre
güncellenmiş halidir!...

27 Ekim 2025 Pazartesi

CİHAN DEMİRCİ YAZDI: "KARİKATÜRÜMÜZÜN BÜYÜK USTALARINDAN SEMİH BALCIOĞLU'NU 19. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SEVGİYLE ANIYORUM..."

Karikatürümüzün büyük ustalarından biri olan Semih Balcıoğlu'nu bundan 19 yıl önce 27 Ekim 2006 tarihinde yitirmiştik. Ustamızı 19 ölüm yıldönümünde bir kez daha sevgiyle anıyor, onunla ilgili MİZAHHABER'de daha önce yayınlanmış bir yazımı (güncellenmiş olarak) sizlerle paylaşıyorum...


Cihan Demirci, Semih Balcıoğlu'nun anısına yazdı:

"CEMAL NADİR’DEN SEMİH BALCIOĞLU'NA 
ÇİZGİNİN GÜCÜ"

Türk karikatürünün, kendine özgü bir tarz yaratmış, büyük ustalarından biriydi Semih Balcıoğlu... Onu yitirdiğimiz 27 Ekim 2006 tarihinde 78 yaşındaydı ve 63 yıl boyunca, öldüğü ana dek aralıksız çizdi. Tam bir çizgi adamıydı. Hiç ara vermeksizin müthiş bir disiplinle hep çizdi, çizdi, çizdi... Son anına dek çizgiyle yaşadı...

Karikatür de pek çok sanat dalı gibi ustadan-çırağa süren bir güzelliktir. Çok özel bir durum olmazsa, mutlaka kendinize örnek aldığınız bir usta vardır. Bu ustanın size el vermesiyle yetişir, pişer ve sonra da aynı şekilde siz başka birilerine ustalık yaparsınız. 

Şimdilerde bu gelenek epeyce terk edilir gibi gözükse de bence hoş bir gelenektir ve yitirmekte olduğumuz pek çok güzellik gibi acilen korunma altına alınması gerekmektedir!.. 

Semih Balcıoğlu da bu gelenekten yetişmiş bir ustaydı... Onu tanıdığımda 80'li yılların başlarıydı. Gerek Suavi Süalp, gerekse Cemal Nadir kitaplarımı hazırlarken evine giderek onunla uzun söyleşiler yapmış, sayısız gecede, toplantıda, panelde, etkinlikte, içki sofrasında bir arada olmuştum. 

Bana anlattıkları içerisinde Cemal Nadir Güler'in bu anlamda çok özel bir yeri vardı. Çünkü, çağdaş karikatürümüzün en önemli kilometre taşı olan Cemal Nadir Güler usta da, onun ustası olmuştu zamanında.

2002 yılında "Cemal Nadir 100 Yaşında" adlı çalışmam yayınlandığında en çok mutlu olanların başında o geliyordu. Semih Balcıoğlu, Cemal Nadir'i, karikatüre başladığı 1943'te tanımıştı. Henüz 15 yaşındaydı. Karikatürlerini, Cemal Nadir'in yayınladığı "Amcabey" dergisine götürmüştü. Korkarak kapıyı çaldı ve karşısında hayran olduğu, büyük saygı duyduğu Cemal Nadir'i gördü. Karikatürlerini gösterdi. Cemal Nadir onu hiç eleştirmedi, sırtımı sıvazladı ve; "Bana her hafta karikatür getir" dedi... O anı hiçbir zaman unutmamıştı. 


Bana Teşvikiye'deki evinde neredeyse 50 yıl sonra o anı anlatırken, heyecanı belli oluyor, gözleri ışıldıyordu. Semih Balcıoğlu, 1943 yılından 1947 yılına kadar 5 yıla yakın bir süre, Cemal Nadir'e her hafta karikatür götürdü. Kendi deyişiyle "Onun öğrencisi oldu"... Cemal Nadir, Amcabey dergisini kapattıktan sonra bile ona karikatür götürmeye devam etti, Anlattığına göre Cemal Nadir, onunla hiç sıkılmadan oturup saatlerce konuştu, ilgilendi... 

Türk karikatüründe pek çok ilki gerçekleştiren Cemal Nadir Güler'in ömrü pek çok şeye de yetmedi. Tam da öldüğü yıllarda dünya karikatüründe, yepyeni bir hareket ilk tohumlarını veriyordu. Karikatür, bu hareketle birlikte fazlalıklarını atarak, fıkra resimlemesi durumundan uzaklaşıyor, tam anlamıyla çizginin sanatı haline geliyordu.



Cemal Nadir'in ömrünün yetmediği bu noktada, onun öğrencisi olan Semih Balcıoğlu bu yeni dönemin en önemli imzalarından biri oldu. Sonradan adlarına "1950 kuşağı" denilen çizerlerin en öndeki isimlerinden biri olarak, ustası Cemal Nadir'in ona bıraktığı çizgi bayrağını daha da yukarılara taşıdı. Semih Balcıoğlu usta da tıpkı Cemal Nadir gibi yaşamım yitirdiği ana dek aralıksız bir şekilde üretti. 

Türkiye'de bildiğim kadarıyla en fazla albüm yayınlayan karikatür sanatçısı oldu. 1969 yılında arkadaşları Turhan Selçuk ve Ferit Öngören'le birlikte "Karikatürcüler Derneği"ni kurdu ve bir kaç dönem başkanlığını yaptı. Cumhuriyetin 50. ve 75. yıllarında "Türk Karikatürü" antolojisini yayınladı. Desen ustalığında şiirsel bir dil yakaladı. Karikatürü edebiyatla yakınlaştıran, şiirsel tatlara ulaştıran, görselliğin zirvesinde gezdiren, oya gibi işlenmiş karikatürler bıraktı geriye. Ulusal ve uluslararası alanda çıkabileceği zirvelerin en tepesine çıktı.




Semih Balcıoğlu'nun benim için bir başka özel yanını da, babamın sayesinde öğrenmiştim. Kökleri babam gibi Tunceli Çemişgezek olan Semih ağabey de babam gibi bir İstanbul insanıydı ama babası ve ailesi Tunceli'den göçmüştü ve babamın deyişiyle çok uzaktan da olsa bir akrabalık vardı aramızda. 

Babamın gençlik yılları arkadaşlarından biri Semih ağabeyin ağabeyi Şahap Balcıoğlu idi. Babamla onları Caddebostandaki bir söyleşimiz öncesinde tanıştırmıştım.


Usta bir karikatürcü olmanın ötesinde, çevresine sürekli kahkahalar saçan, engin bir bilgi birikimine sahip, renkli bir hayat adamıydı. Birisi kısacık ama dopdolu yaşamış, diğeri 78 yıllık yaşamının her anını üreterek geçirmiş bu iki büyük usta şimdi Zincirlikuyu'da birbirlerine çok yatan yerlerde yatıyor, onları daha da yakınlaştıran mezar taşları, çünkü o taşlar Türk karikatürünün de en önemli kilometre taşlarını oluşturuyor...

Bu yazıyı ilk olarak ölümünün birinci yılında yazmış ve yayınlamıştım, aradan tam 19 yıl geçti... Ne yazık ki bu süreçte basında ve medyada karikatür daha da geri düştü, daha da kan kaybetti ve gazete karikatürcülüğü çok daha kötü bir vaziyete doğru gitti. Mizah dergileri de yaşanan ağır baskı ortamında çok az satar vaziyetten bitiş noktasına geldiler!!!!  Haftalık dergicilik neredeyse tarihe gömüldü.. Albüm yayınlayan var, aylık dergi var ama özgürlük olmadığı için tadı tuzu yok!!!!  

Mizah hayatımızdan giderek uzaklaştı, bu akla ziyan tımarhanede mizah ve karikatür gibi insani ve sanatsal güzellikler bir avuç insanın çabasıyla yaşatılmaya çalışılıyor. 

Semih ağabey ve onun kuşağı bu anlamda bence çok daha şanslıydı, zira o çok daha güzel günlerde çizdi ve üretti ömrü boyunca... Böylesine karanlık günler görmedi... Semih ağabeyi ölümünün 19. yılında bir kez daha sevgiyle anıyorum...

Cihan Demirci - MİZAHHABER 

(Cihan Demirci'nin MİZAHHABER'de 27 Ekim 2007 tarihinde yayınlanmış yazısının güncellenmiş halidir.)


SEMİH BALCIOĞLU'NDAN ANILAR...


23 Ekim 2025 Perşembe

MİZAH TARİHİMİZİN EN ÖZGÜN DERGİLERİNDEN "SALATA"NIN YAYINCISI HAYRİ ÖNDER'İ 16 YIL ÖNCE YİTİRMİŞTİK... CİHAN DEMİRCİ'NİN ARDINDAN YAZDIĞI YAZIYLA ANIYORUZ...

MİZAH TARİHİMİZİN EN ÖZGÜN DERGİLERİNDEN SALATA'NIN YAYINCISI HAYRİ ÖNDER'İ 16 YIL ÖNCE, 23 EKİM 2009'DA YİTİRMİŞTİK...
CİHAN DEMİRCİ'NİN UZUN YILLAR ÖNCE "BİR MİZAH DEHASI SUAVİ SÜALP" ADLI BİYOGRAFİ-ANI VE DÖNEM KİTABINI HAZIRLARKEN YAPTIĞI ARAŞTIRMALAR SONUCUNDA EFSANE MİZAH DERGİSİ GIRGIR'IN HEMEN ÖNCESİNDE ÇIKAN TEK KİŞİLİK DEV KADROYA YANİ SUAVİ SÜALP'E SAHİP "SALATA"NIN GIRGIR'IN ÇIKIŞINA DA İLHAM VERDİĞİNİ ÇOK AZ KİŞİ BİLİR!..
İŞTE O SALATAYI YAZAR-ÇİZER SUAVİ SÜALP'LE ÇIKARAN BALKAN KÖKENLİ YAYINCI HAYRİ ÖNDER SESSİZCE İZMİR'DE VEDA ETMİŞTİ HAYATA...

CİHAN DEMİRCİ'NİN 16 YIL ÖNCE, HAYRİ ÖNDER'İN ARDINDAN 23 EKİM 2009 TARİHİNDE MİZAHHABER'DE KALEME ALDIĞI YAZI İÇİN LİNK ADRESİNE TIKLAYINIZ: https://mizahhaber.blogspot.com/2009/10/cihan-demirci-yaziyor.html


12 Ekim 2025 Pazar

TELEVİZYON TARİHİMİZİN EN CESUR KOMEDİ PROGRAMINA "SİYASİ MİZAH"LA UZUN YILLAR İMZASINI ATMIŞ, CESUR YÜREKLİ MİZAH USTASI LEVENT KIRCA'YI 10. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SEVGİYLE ANIYORUZ...



LEVENT KIRCA... Elbette o öncelikle tiyatro oyuncusudur. Sinema filmi de çevirmiştir ama asıl hayatı tiyatro sahnesidir. 

Ne yazık ki içine düştüğümüz derin çukurda artık böylesine siyasi-toplumsal-eleştirel bir mizah yapmanın olanağı kalmamıştır, bu yüzden Levent Kırca'nın zamanında yaptıklarına duyulan özlem de derindir!.. 

"Olacak O Kadar Televizyonu" ile televizyon tarihimizin en uzun soluklu ve en muhalif mizahına imzasını atan tiyatrocu, komedyen, usta oyuncu Levent Kırca'yı 10. ölüm yıldönümünde Bülent C. Karaköse ve Alinur Akpakkan'ın portre çizgileriyle sevgi ve özlemle anıyoruz...

(MİZAHHABER-Cihan Demirci)

11 Ekim 2025 Cumartesi

7 Ekim 2025 Salı

CİHAN DEMİRCİ YAZDI: "TARKAN'IN YARATICISI ÇİZGİ ROMANCI SEZGİN BURAK HAYATA VEDA EDELİ 47 YIL OLDU!.."


MİZAHHABER - Türk çizgi romanının unutulmaz imzalarından biri olan çizgi roman ustası Sezgin Burak,15 Mayıs 1935 tarihinde Adapazarı'nda doğdu. Çizgi macerasına çok erken başladı, yola önce karikatürle çıktı. 

İlk karikatürleri ilkokul çağlarında Doğan Kardeş dergisinde yayınlandı. Bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, o dönem ki adıyla; Güzel  Sanatlar Akademisine 1952'de girdi. Önce Akbaba mizah dergisinde karikatürler sonra da; Aydabir, Yirminci Asır, Bütün Dünya ve Hafta mecmualarında resimler ve kompozisyonlar yaptı. 

1957 yılında resim ve dekorasyon öğrenimini tamamlayarak Akademi'den mezun oldu. Aynı yıl Cumhuriyet gazetesinde, Fakir Baykurt'un Yunus Nadi ödülü kazanan ünlü romanı,"Yılanların Öcü"nü resimledi. 

1958'de Cumhuriyet'te günlük karikatürler, çeşitli tiyatrolarda sahne dekorları ve aynı gazetede "Alageyik" romanını resimlendirdi. Hayat ve Ses dergilerinde roman ve hikâye resimleri, ayrıca kitap kapakları ve sinema reklamları hazırladı.


1964 yılında Bizimkiler adlı bant karikatür tipini yarattı. Kardeşi Ersin Burak, Sezgin Burak'ın başlattığı Bizimkiler isimli çizgi bandının çizimlerini Sezgin Burak'ın ölümünden sonra devam ettirdi. 1965'te İtalya'da "El Cougar" kahramanını yarattı.

1971 yılında, bu ünlü komik bantı karikatürü yapımcı Lale Oraloğlu tarafından Hüdaverdi-Pırtık film olarak çekildi. 1966'da Milano'da düzenlenen Avrupa Reklam Yarışması'nda iki birincilik aldı.1966'da İtalya'nın Milano şehrinde ünlü çizgi roman kahramanı Tarkan'ın ilk eskizlerini hazırladı.


Tarkan çizgi romanı, 14 Nisan 1967'de Hürriyet gazetesinde günlük olarak yayımlanmaya başladı. Daha sonra Tarkan’ın maceraları, sinemaya da aktarılarak beş adet TARKAN filmi çevrildi. 1968 ve 1969 yıllarında Yaşar Kemal'in İnce Memet romanını, 1970'te ise Ağrı Dağı Efsanesi romanını resimlendirdi. 1976'da Çoban Çantası adlı resimli romanını yarattı. Tarkan'ın maceraları haftalık bağımsız bir dergi olarak da yayınlandı. Akrilik ve yağlı boya resim çalışmaları da yaptı.




SEZGİN BURAK , YARATTIĞI ÇİZGİ KAHRAMANLARLA...

Sezgin Burak usta henüz 43 yaşındayken 7 Ekim 1978 tarihinde, geçirdiği bir bunalım sonrasında Levent'te dördüncü kattan kendini atıp intihar ederek yaşamına talihsiz bir şekilde son verdi!.. Ve aradan tam 47 yıl geçti!..

Sezgin Burak'ın unutulmaz kahramanı Tarkan, 70'li yıllarda büyümüş bizim gibilerin elinden düşmeyen haftalık dergilerden biriydi, hem dergi olarak çıktı hem de sinema filmi olduğu için hafızalara kazındı. Bu filmler hala tv ekranlarında zaman zaman oynar.

"Bizimkiler" adlı unutulmaz çizgi bantı da Hürriyet'te yıllarca yayımlandı. Pek çok gazetede çalıştı, 1967 yılından itibaren hep Hürriyet'te çizdi bu arada 1975 yılının sonlarında yayınlanmaya başlayan Hürriyet gazetesinin çıkardığı Çarşaf mizah dergisinde de yaşamını yitirdiği döneme dek çizdi.

Bugün onun sevgili kardeşi Ersin Burak, çizgi romancı ve ressam olarak ağabeyinin soyadını yaşatmayı sürdürüyor, sergiler açıyor...

Çok erken bir yaşta daha üreteceği pek çok çizgi roman varken yitirdiğimiz Sezgin Burak'ı 47. ölüm yıldönümünde Mizahhaber'de bir kez daha sevgiyle anıyoruz...

(CİHAN DEMİRCİ-MİZAHHABER)



SEZGİN BURAK'IN ÖLÜM HABERİNİ VEREN GAZETE KUPÜRÜ....


#Mizahhaber / KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ...


3 Ekim 2025 Cuma

CAN BAYTAK KARİKATÜRÜ...


 KARİKATÜR: CAN BAYTAK

"EFSANE MİZAH DERGİSİ GIRGIR" VE OĞUZ ARAL USTA, GÖRSEL BİR SÖYLEŞİYLE FOÇA'DA ANILDI!..

Tarih: 2 Ekim 2025 Perşembe... Foça'da kapalı bir hava... Yağmur damlaları arada bir düşüyor... Açık havada yıllar öncesine, o güzelim günlere doğru mizah dolu bir yolculuk daha başlıyor... 

Cihan Demirci, ilk kez 24 Aralık 2022'de 6. İzmir Mizah Festivali'nde, ikinci kez de geçen yıl 28 Eylül 2024'te Kadıköy'deki 5. Kadıköy Çizgi Festivali'nde gerçekleştirdiği "Efsane Mizah Dergisi Gırgır ve Oğuz Aral" başlıklı görsel sunumlu-belgesel söyleşisini daha da geliştirilmiş haliyle, Foça'nın Temmuz ayından beri kültürel etkinliklere de sahip çıkan yeni mekanı Surdibi Dosthane'de gerçekleştirdi. Foça'da yaşayan duyarlı, ilgili mizah ve kültür-sanat dostları bu etkinlikte de Cihan Demirci'yi yalnız bırakmadılar. 




Temmuz ayı başlarında açılan Surdibi Dosthane'de, Cihan Demirci tarafından daha önce Temmuz ve Ağustos ayında; Aziz Nesin, Tarık Dursun K. ve Muzaffer İzgü anısına yapılan anma söyleşilerini gerçekleşmişti... 2 Ekim 2025 akşamı da, hem Oğuz Aral'ın hayatını hem de Gırgır'ın 17 yıl süren ama ne yazık ki kötü biten o benzersiz hikayesini bir arada anlattığı bu görsel söyleşi de çoğu unutulmuş, ya da bilinmeyen, saklanmış bilgilerle dolu tarihi bir yolculuk yaşandı.


Aslında Gırgır'ın ve Oğuz Aral'ın hikayesi ülkemizin de neden bugünlere yani derin bir çukurun içine düştüğünün de hikayesidir. Mizah tarihimiz bize bu ülkenin gerçek yüzünü en doğru ve en sağlam şekilde anlatır.

Bir eleştiri sanatı olan mizah aynı zamanda yanlışlara karşı doğruların yanında olan müthiş bir mücadele alanıdır. Yağmur damlalarının görsel söyleşinin başlamasıyla kesildiği 1 saat 40 dakikanın sonunda bu söyleşiyi izleyen dostların gözleri ışıldıyordu. Çünkü Türkiye'nin 70'lerine, 80'lerine yapılan bu yolculukta, izleyenler yitirdiklerini anımsarken, o eski güzelim günlere de geri dönmüş oldular... Söyleşinin tek eksiği ne yazık ki fotoğraf ve video, Cihan Demirci söyleşiye kendini kaptırmışım ki, başlarken hep izleyicileri oturduğu yerden çekerdi, onu da atlam, elde ne yazık ki sadece bir iki fotoğraf var, çünkü fotoğraf ve video çeken arkadaşlar bu kez gelemediler ama Gırgır'ın serüvenine meraklı olanlar Cihan Demirci'nin  "Damdaki Mizahçı" Youtube Kanalına girerek Gırgır üzerine orada var olan başka videoları da izleyebilirler...