Cevat Kurtuluş... Bir özel yüz, bir özel insan!.. Sessizce gideli tam 32 yıl geçmiş aradan... Onu 6 Eylül 1992'de, 70 yaşındayken yitirmiştik onu... Ölüm yıldönümlerinde bile pek anımsanmasa da hala ekranlarda dönen filmleriyle, sinema tarihimizin tozlu sayfaları arasında asla unutulmayacak bir yüz ve bir mimik ustası... Gerçek bir Yeşilçam emekçisi... Çocukluk yıllarımın o unutulmaz, içimizi ısıtan, yüzümüzü güldüren, sevimli ve naif komedyenlerinden biri...
Cevat Kurtuluş, 1922 Ankara doğumludur. Gençlik yıllarında Ankara'da Opera Korosunda çalışarak adım atmış sanat hayatına. Ardından 40'lı yıllarda gazinolarda özellikle "taklit" ağırlıklı şovlarla komedyenlik yapmış. 1947'de İstanbul'a gelerek Yeşilçam'a adım atmış, özellikle 60'lı ve 70'li yıllarda film üzerine film çevirmiş, dönemin kalabalık kadrolu komedilerinde karşımıza genellikle o unutulmaz tiplemesi "Aptal Uşak" rolüyle çıkmış.
Cevat Kurtuluş o müthiş yüzü ve mimikleriyle bizi güldürse de aslında bence müthiş hüzünlü bir yüze sahipti, mizahla-komediyle uğraşan pek çok kişi gibi sanırım çok da neşeli bir hayatı olmadı. Zira yaşamını zar-zor sürdüren tam bir sinema emekçisiydi. Müthiş naif bir insandı. Cevat ağabeyle 80'li yılların başlarında tanışmıştım.
Cevat Kurtuluş o müthiş yüzü ve mimikleriyle bizi güldürse de aslında bence müthiş hüzünlü bir yüze sahipti, mizahla-komediyle uğraşan pek çok kişi gibi sanırım çok da neşeli bir hayatı olmadı. Zira yaşamını zar-zor sürdüren tam bir sinema emekçisiydi. Müthiş naif bir insandı. Cevat ağabeyle 80'li yılların başlarında tanışmıştım.
O dönemin hemen öncesinde, 70'li yılların sonlarında Öztürk Serengil'in sunduğu "Gülünüz Güldürünüz" adlı taklitlere dayalı komedi programında yer almıştı.
Bundan yıllar önce Beşiktaş Belediyesinin Abbasağa Parkında düzenlediği "Ustalara Saygı" gecelerinden birinde "Yeşilçamın Neşe Kaynakları" başlığı altında Yeşilçam komedyenlerini anı ve anekdotlarla anarken onu da anmıştık...
Ama benim onunla unutmadığım bir anım var. 80'li yılların ortaları filan olmalı. İstiklal Caddesinden çıkmadığımız günler, zaten oralara yakın bir işyerinde çalışıyorum. Tam da Sinema-TV'ye öğrenci olarak girdiğim dönemler. İstiklal'de bir gün koştururken Cevat ağabeyle karşılaştım, dalgın mı dalgın bir halde yürüyordu.
Aslında onunla komedi filmleri üzerine hazırlamayı düşündüğüm bir okul ödevi için konuşmak da istiyordum. Merhabalaştık. Derken Cevat Kurtuluş'a, bir ara buluşup özellikle Yeşilçamın 60'lı, 70'li yıllarını konuşacağımız bir söyleşiden bahsettim. Çok hoşuna gitti ve haberleşmek için benim telefonumu almak istedi. "Tabii" dedim, tam numarayı vereceğim.
Cevat Kurtuluş, pardösüsünün iç cebine eline soktu ve o dönemler on parçalık çikolataların içinden çıkan kocaman bir kartonu cebinden zorlukla çıkardı. Şaşırmıştım... Sonra dikkat edince, cebe bile zorlukla giren bu büyük çikolata kartonunun üzerinde pek çok kişinin adının ve telefonunun yazılı olduğunu gördüm ve güldüm. Telefon defteri büyükçe bir çikolata kartonuydu anlayacağınız!..
Büyük olasılıkla "Alem adamsın Cevat ağabey" dedim ve karşılıklı gülüştük. Numaramı o kartonda boş bulduğu bir yere yazdı ve gene pardösüsünün iç cebine zorlukla soktu. Biz ne yazık ki daha sonra buluşamadık ve zaten bir kaç yıl sonra da onu yitirdik ama bu anıyı unutamam.
Ne zaman yolum İstiklal'e düşse, Beyoğlu çikolatası diye ünlenen çocukluğumun o "Besler" çikolatasının benzerinden bir parça alsam, gözüm vitrindeki büyük 10'luk paketlere takılır ve Cevat ağabeyin iç cebindeki o telefon kartonu aklıma gelir, gülümserim...
Cevat Kurtuluş bu ülkenin çilesini çekmiş pek çok emekçi yeteneği gibi yeterince değerlendirilememiş bir mimik ustası komedyendir ve 32 yıldır Feriköy Mezarlığında sessizce yatmaktadır...
Cevat Kurtuluş bu ülkenin çilesini çekmiş pek çok emekçi yeteneği gibi yeterince değerlendirilememiş bir mimik ustası komedyendir ve 32 yıldır Feriköy Mezarlığında sessizce yatmaktadır...
Yüzümüzü güldürmüş bu güzel yüreğe, ölümünün 32. yılında mimikler dolusu sevgilerimle...