Ferruh ağabey kendi kuşağı çizerler içersinde bile bir başka duruşa sahipti... Çizgiyi onun kadar ekonomik kullanan pek fazla çıkmadı 50 kuşağı arasından...Bence en önemli yanlarının başında toplumsal duyarlılığı, çok okuyan, çok takip eden, çok araştıran bir yapıya sahip olması gelirdi ki, bu açıkcası günümüzde pek az çizerde bulunan bir özellik haline geldi!.. Ferruh ağabeyle yaptığınız ayaküstü ve kısacık bir sohbette bile bu saydıklarımı hemen hissederdiniz...
Onunla gerçek anlamda dostluğumuz 1983 yılında başlamıştı... Güldürü Üretim Merkezi’nde çalışırken yaptığımız “Pazartesi Toplantıları”na bir pazartesi günü de Ferruh Doğan katılmıştı... Ferruh ağabeyle ilk kez o toplantıda tanışmış ve söyleşi sonrasında elimde heyecanla tuttuğum “Politika” isimli kitabını ona imzalatmıştım... Çizgiyi de, sözü de ekonomik kullanmayan bir Gırgır öğrencisi olduğum için o gün Ferruh Doğan’ın yanına biraz ürkek yaklaşmıştım açıkçası... Ama kurduğum diyalog sonrasında bu ürkeklikten eser kalmamıştı... Ferruh ağabeyle daha sonraları pek çok kez ayaküstü muhabbetlerimiz oldu... Bu muhabbetlerde yaptıklarımı ciddi olarak izleyen, bana yaptıklarımla ilgili mesleki sorular soran kısacası mesleğine müthiş saygısı olan bir ustayı görmekten hep gurur ve onur duydum...
Onunla gerçek anlamda dostluğumuz 1983 yılında başlamıştı... Güldürü Üretim Merkezi’nde çalışırken yaptığımız “Pazartesi Toplantıları”na bir pazartesi günü de Ferruh Doğan katılmıştı... Ferruh ağabeyle ilk kez o toplantıda tanışmış ve söyleşi sonrasında elimde heyecanla tuttuğum “Politika” isimli kitabını ona imzalatmıştım... Çizgiyi de, sözü de ekonomik kullanmayan bir Gırgır öğrencisi olduğum için o gün Ferruh Doğan’ın yanına biraz ürkek yaklaşmıştım açıkçası... Ama kurduğum diyalog sonrasında bu ürkeklikten eser kalmamıştı... Ferruh ağabeyle daha sonraları pek çok kez ayaküstü muhabbetlerimiz oldu... Bu muhabbetlerde yaptıklarımı ciddi olarak izleyen, bana yaptıklarımla ilgili mesleki sorular soran kısacası mesleğine müthiş saygısı olan bir ustayı görmekten hep gurur ve onur duydum...
Yandaki 17 Şubat 2007 tarihli fotoğrafta Cihan Demirci ile Ferit Öngören Karikatürcüler Derneğindeki bir toplantıda görülüyor. Karikatür tarihine hep yanlı bakıp, sevdiği ve yakınlık duyduğu karikatürcüleri öne çıkarıp, uzak durduklarını, sevmediklerini yok sayan, karikatüre hep çıkar açısından bakan bir başka hakim anlayışın karşısında Ferit Öngören'in o yapmacıksız, yalın ve geniş açılı bakışı ve anlayışı karikatür ve mizah tarihimize sağlıklı bakışın da ipuçlarını verir bize.
Ferruh Doğan ağabey de, Ferit Öngören ağabey de yakından tanıyıp, sohbetlerini paylaşma olanağı bulduğum ustalardandı, aynı yıl doğmuş bu iki önemli usta, 10 yıl arayla bu kez de aynı gün veda ettiler dünyaya, ikisini de bir kez daha sevgi ve özlemle anıyorum...
Cihan Demirci- MİZAHHABER
Cihan Demirci- MİZAHHABER
FERRUH DOĞAN'DAN ÇİZGİLER...
SEMİH POROY'UN ÇİZGİSİYLE FERRUH DOĞAN
CİHAN DEMİRCİ'NİN ÇİZGİSİYLE FERRUH DOĞAN
NECATİ ABACI'NIN ÇİZGİSİYLE FERRUH DOĞAN
FERRUH DOĞAN'I TANIYALIM...
1932'de İstanbul2da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki öğrenimini son sınıfta bıraktı.İlk karikatürü 1945 yılında Şaka dergisinde yayımlandı. Doğan Kardeş, Pazar Postası, hafta, yeditepe, 41 buçuk, Dolmuş, Kim, Tef, Taş, Taş-Karikatür, Akbaba ve Ant dergileriyle Cumhuriyet, Milliyet, Yeni İstanbul, Vatan, Akşam, Dünya ve Ulus gazetelerinde çalıştı. Özgür İnsan ve Toplum, İstanbul Ekspres gazetelirnede çizdi. Asrileşen Köy ve Çizgili Dünya isimli albümlerini yayımladı. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve sendikasının gazete resmi ve karikatürü dallarında birinçilik ve ikincilik ödüllerini, İtalya’da Bordighera ve Marostica’da, Üsküp’te, Belçika’da çeşitli birincilik, üçüncülük ve jüri özel ödüllerini aldı. Sanatçının Tolentino’da (İtalya) Uluslararası Mizah Müzesi’nde bir karikatürü bulunmaktadır. Ferruh Doğan 9 Haziran 2000 tarihinde aramızdan ayrıldı.
FERİT ÖNGÖREN'DEN ÇİZGİLER...
HALİL İ. YILDIRIM'IN ÇİZGİSİYLE FERİT ÖNGÖREN
FERİT ÖNGÖREN'İ TANIYALIM
1932’de Diyarbakır’da doğan Öngören, 1958’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Avukatlık mesleğinin yanı sıra yazar, karikatürcü ve ressam olarak eserler verdi. 1969 yılında Turhan Selçuk ve Semih Balcıoğlu ile birlikte Karikatürcüler Derneği’nin kurulmasına öncülük etti. 1966’da Lastik-İş Sendikası’nın yayın organı Lastik-İş’i çıkardı. Filiz, a, Yelken, Köprü, Ataç, Değişim, Şiir Sanatı, Yeni a gibi dergilerde yazdı. İlkçağlardan günümüze değin Anadolu şiirinin evrimini inceleyen araştırması Soyut dergisinde yayımlandı. Akbaba, Dolmuş, Tef, Gırgır gibi mizah dergiciliği tarihinde önemli yeri olan pek çok dergide eserleri yayımlanan Öngören, Vatan, Akşam, Günaydın, Gün, Sabah, Bugün, Meydan gibi gazetelerde yazdı. Karikatürcüler Derneği’ni kurduktan sonra Karikatür Müzesi’nin kurulması ve Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması’nın başlamasında da önemli katkılarda bulundu. Öngören, İstanbul'la ilgili çizgilerini "Nesneler" adlı kitabında topladı. "Cumhuriyet Dönemi Türk Mizahı ve Hicvi" adlı kitabında ise araştırmacı ve tarihçi kimliğiyle karikatür ve mizah tarihimizi anlattı...(MİZAHHABER)