8 Mart 2010 Pazartesi

ÖMÜR EYÜP
KURUM
8 MART
KORTEJİNDEN
BİLDİRİYOR...
Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlanacak “emekçisi” atılmış olarak. (Tüketim toplumu fahri sponsoru kapitalizmin katkılarıyla) Tarladaki, fabrikadaki kutlar mı bilmem ama kulak memesinden-basur memesine slikonlular kutlayacak en magazininden ve dahi sarışınından.

Bende bir kortej aktarmak istiyorum sizlere. En afilisinden, en çoşkulusundan:

Erkek egemen toplumun en önünde; çiçeklerini sulayarak geçen KAMER’in en genci öncülük yapıyordu resmi geçite. Kardan Kadın yapıp, erimeden tecavüze yeltenen COŞKUNLAR MAN’kenlerin hemen arkasında yer aldı.

Sabah Şekerleri’nin, Seda Sayan’ın bilumum benzerlerinin veli nimeti ev kızlarımız çiçekler attı, mahellenin hanzolarına.

Acaba kızlardan mı yoksa futboldan mı hoşlanıyorlar dediğim mahluklar “futbol oynayan kızlarla” geçidi hareketlendirdiler.

Kuşum Aydın matinesinden dağılan grup ; göbeklerinde yazılı muskalara rağmen, göbek ata ata korteji şenlendirdiler. Fatih Ürek ve Papatya Semra Yenge ise birlikte yürüdüler “First Lady”cesine.

Kadınlara yolda fıstık diye laf atıp, evde hanımlarını ezen zontalar “fıstık ezmesi” ikilemleriyle tesbih çekip, bıyık bükerek salındılar.

Şişme kadının bekaretini bozan arkadaşını doğrayan ve vitrindeki mankene tecavüz eden manyakalar costukça coştu, güzergah boyunca koştu.

Kadının saçı uzun, aklı kısa diyenler, beyinlerinden çok kullandıkları şeyleri için “önemi olan işlevi” deyip “salladılar” mendillerini.

Mark Twain’in: "Evlilik orkestrasında müzikten anlamamakla beraber ikinci keman rolünü mükemmel oynar" dediği kocalar ise geçit resminde “kaz yürüyüşü” yaptılar.

“Bekaret dokununca solan ve göz yaşları ile ıslatılınca bile canlanmayan bir çiçektir.” Diyen Hooper şahıs ve yandaşları yürürken, onu kolay yutulur yenir burger menüsü sananlarda aralarındaydı.

Peşlerinde aksayarak yürüyen, topuktan vurulmuş medyatiklerimiz dikkat çekti.

“Kocaya göre bağla başını

Harcına göre pişir aşını” pankartının açanlar yeni gelin mahçupluğunda sessizce, kadınlar hamamı sakinlerinin önünde yer aldılar.

İki adım gerilerinde enternasyonelden kovulan, sosyalden zayıf alan demokratlar kara çarşaflarıyla renklendirdiler korteji.

Bu kortej sürüp gitti festival havasında.Hatta şevke gelen bazı lavuklar, kutlama yapıp havaya ateş açarken, süperman’i ağır yaraladılar.

Yürüyenlerin hiçbiri 9 Aralık 1934 tarihli “Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun” 10 ve 11 . maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki kanun ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığından habersizdi.

(Yada haberleri vardı oyüzden kaderciliği seçmişlerdi)

1870’lerde ilköğrenim, 1908’de orta öğretim ve 1915’te lise öğrenimi yapma hakkı kazandıkları halde çoğu niye okutulmadığını bimiyordu.

(Yada üç kuruşa kocaya ,yada nefesi kuvvetli hocaya okutulduklarını biliyorlardı)

Nigar Hanım, Leyla Hanım gibi ozan ve yazarlardan, romancı Fatma Aliye Hanım’dan, gazeteci Samiye Hanım’dan, ilk kadın millet vekili Nakiye Elgün’den haberleri yoktu.

(Oysa hepsi Esra Ceyhan’ı, falcı Rezzan Kiraz’ı, Aşçı Emine Beder’i v.b lerini tanıyordu)

İlk kadın film oyuncaları Bedia Muvahhit veNeyyire Neyyir (Ertuğrul) Hanımlar bile bu “Ateşten Gömleğe” şaştı kaldılar.

“Afife Hanım ,Jale ismiyle Apollon Tiyatrosunda sahneye çıktığında polis işe karışmıştı. Dar-ül Bedaiye’de Müslüman kadınların çalıştırılmaması resmi yoldan bildirildiği halde Afife Şaziye (Moral) bir temsilden dolayı mahkemeye verildi.” yazan bildirileri attı Sabiha Gökçen uçağından kalabalığa.Görmedi kalabalık onları Hülya ile Gülben’in ben dahayım kavgasını izlemekten.

Sadece Ömür vardı kortejin en ardında yalın yürek, rahmetli annesinin, ablalarının ve tatlıcık gülümseyen eşinin fedakarlıklarını bilen.

AlterLATİF YAZAR
ÖMÜR EYÜP KURUM