BALONDAN YAZARLARIN CİRİT ATTIĞI GÜNÜMÜZDE O
GERÇEK BİR BALON YAZARI:
GERÇEK BİR BALON YAZARI:
ORHAN ÖNAL

Onunla uzun zamandır röportaj yapacağım, araya pek çok şey girince hep erteledim. Sonunda seller giden bir günde Kadıköy’deki buluşma mekanım Akdeniz Kafe’de buluşuyoruz Orhan ağabeyle… Karşımda 80 yaşında bir tarih… Orhan Önal… Semih Balcıoğlu’nun “Türk Karikatürü” kitabının ilk iki basımındaki özgeçmişinde doğum tarihi “1936” yazıyor, Karikatürcüler Derneğinin sitesindeki özgeçmişte ise “1930”… Söze bu tarihlerden hangisi doğru Orhan abi“ diyerek başlıyorum. Orhan Önal gülümseyerek “1930” diyor ve ekliyor…
- Sıfırı altı gibi gördü herhalde, ben aceleyle yazmıştım, sıfır altı sanılmış 1936 çıkmış o kitapta, doğrusu 1930…
- Karikatür çizerek başlamışsın bu serüvene, epey geriye gidersek başladığın döneme dair neler diyeceksin...
- Sıfırı altı gibi gördü herhalde, ben aceleyle yazmıştım, sıfır altı sanılmış 1936 çıkmış o kitapta, doğrusu 1930…
- Karikatür çizerek başlamışsın bu serüvene, epey geriye gidersek başladığın döneme dair neler diyeceksin...
- Ama sanırım senin karikatürcülüğünün öncesinde kısa süreli bir yazarlık döneminde olmuş… Bunu ben de şimdi öğrendim. Bu yazarlık, sonradan gelecek balon yazarlığı değil üstelik…

- Çizerliğinde kaç yıl geride kalmış oluyor?..
- 57-58’lerde çizmeye başladığıma göre 52 sene olmuş.

- Çizerlikte 52 yıl demiştin. Demek ki balon yazarlığında da 45 yıl geride kalmış… Sonrası nasıl gelişti?

- Bir dönem Milliyet’te de epeyce balon yazdın bildiğim kadar…
- O yıllarda, yani 1977-78 yıllarında önce iki tam sayfa, sonra bir, sonra da yarım sayfa mizah vardı Milliyet’te…

- Çalışmadığın gazete azdır. Diğerlerinden bahsedelim…

- Şöyle diyebilir miyiz, karikatürden çok balon yazarlığı ile hayatını kazanmaya başladın. Bu işi yaparak yaşayan çok az insan çıktı. Benim bildiklerim bir dönem balon yazarı olan Rıza Külegeç var ki, Gırgır’da ve Hıbır’da balon yazdıktan sonra bu işi bıraktı şimdi Bodrum’da kafe işletiyor. Şu anda senin dışında devam eden size göre daha genç kuşak diyebileceğimiz sevgili Şevki Sayışman kardeşimiz var. Ferdi Sayışmanın oğlu. Leman’dan başlayarak günümüz dergilerinin çoğunun balonlarını o yazdı, yazıyor…
- Çizgi bantların, karikatürün basında eski hızı olmadığı için sanırım sonrasında bu işin de üretimi azaldı. Sen şu anda da balon yazarlığını hala sürdürüyorsun bildiğim kadar…
- Bir ara Takvim’de çalıştım, bir ara Posta’da haftalık çizdim. Sonra bütün bantları aniden çıkardı bu gazete. Şu anda Radikal'de sürüyor. Halen Radikal’de 3 tane çizgi bantın balonlarını yazıyorum. Cathy , Garfield, önce Cumhuriyette yazıyordum sonra oraya geçti bu bant. Bir de Dilbert var.


- Bildiğim kadar teknoloji balona da girdi. Son yıllarda balon yazıları için de şablon yazı karakterleri kullanıyorlar yani günümüzde balonu elle yazdıran çok az kaldı değil mi?..
-Sence bilgisayarın yazı karakterleri karikatüre ya da çizgi banta gidiyor mu?..

- Sevgili Orhan ağabey, dediğin gibi, balonculukta 45 yıl geçmiş. Bebelere balon da değil bu. Yüzlerce, binlerce, onbinlerce balon yazdın. Balon yazarlığıyla ilgili seni güldüren bir anı var mı aklında?..
- En hoşuma giden anı şu. Bir gün Cağaloğlu’nda Milliyet Çocuk’ta çalışırken Tarık Dursun K. var müdürümüz… O da çok meraklı bir insandı. Tarık Dursun’la yemekten sonra dışarı çıktık dolaşıyoruz, baktık karşıdan Yaşar Kemal geliyor… Tarık Dursun; “Yaşar, bak sana bir yazar tanıtıcam dedi ve şöyle devam etti: “Bak Yaşar, bu Ortadoğunun ve Balkanların en büyük balon yazarı Orhan Önal...” Adam da öylece bakakaldı. Matrak bir andı.
- Balon yazarların sürekli çoğaldığı günümüzde sen gerçek bir balon yazarısın…. Bu durum sende ne gibi duygular uyandırıyor?..

- Karikatürcülüğünde 52 yıl geride kalmış… Karikatürün şu anki durumu hakkında neler düşünüyorsun?..
- Karikatüre eski ilgi yok. Şimdi karikatürler gazetelerde suya sabuna dokunmuyor. Çok küçük kullanıyorlar. Pul gibi. Sabah gazetesinde Salih Memecan’ın karikatür yazılarını da ilk zamanlar ben yazmıştım. Dediğim gibi karikatürün eski tadı yok. Karikatür çizgisi de bir tuhaf oldu. Adam olduğu yerde çivili bir sürü laf ediyor. Bir kafa koyuyor, bir sürü laf ediyor. Lafa dayalı karikatür yapıyorlar. Ama gençlerin hoşuna gidiyor bu tür çizgiler. Gırgır zamanında bir ustalık vardı, şimdi iş kolaylaştı. Sonuçta her işte bir bozulma var. Diyeceğim o ki karikatür çok ucuzladı. Postaya çiziyordum haber bile vermeden kaldırmışlar, çıkmadı. Habertürk’e gittim kimseyle konuşamadım bile. Spor servisi şefi var. Spor karikatürü çizdim, kalsın bizde dedi. Fatih Altaylı bir zamanlar beraber maç seyrettiğimiz bir adamdı, çok işlerim var dedi bir ara karşılaştık.
- Orhan abi, sen Menderes zamanında da çizdin. Menderes dönemindeki baskı ortamını düşünecek olursan, bugün yaşanan baskı ortamı daha mı kötü sence ne dersin?...
- Aynı gibi bir şey. O zaman karikatür ön plandaydı en azından. O zamanda içeri atıyorlardı. İstanbul Ekspreste çiziyordum, muhalif bir gazeteydi. Orda biraz tehlikeli bir karikatür çizdiğimde başımıza iş çıkarma derlerdi, koymazlardı. Korkarlardı. Bugün bu durum daha arttı sanırım.

Orhan Önal'ın arşivinden 1969 yılında, Karikatürcüler Derneğinin kuruluş döneminden kalma bir fotoğraf...Kendisi en sol ayakta duran Bedri Koraman'ın hemen yanında.
- İnternet yoluyla elime geçen bir kaç fotoğraf var… Karikatürcüler Derneğinin 1969’daki kuruluş dönemlerinden… Derneğin ilk genel kurulundan bir fotoğraf. Orda sen de varsın. Karikatürcüler Derneğinin kuruluşundaki ilk üyelerdensin, neler diyeceksin o günlere dair?..
- Ben o fotoğrafı Semih Poroy’a vermiştim zamanında. Fotokopi çektirip herkese dağıttı sağolsun. Orjinali bende onun. Ordakilerin çoğu ölmüş durumda. 9-10 tanesi ölmüş. 40 sene evveldi. Cumhuriyet’te oturuyordum. Orda; “Karikatürcüler Derneği kurulacakmış gelir misin” dediler. O sırada Aydın Aliustaoğlu da vardı yanımda, onunla birlikte gittik. Çok kişi değildik. Yirmi kişi filandık sanırım. Başta da Ratip Tahir Burak vardı. Milletvekilliği de yapmıştı. Orda bir konuşma yaptı, nutuk çekti bize. 1970… Resimler çekildi. Sonra görüş ayrılığı nedeniyle ayrılanlar oldu, Ratip Tahir de bir hafta sonra istifasını vermiş. Niye olduğunu bilmiyorum ama kuruluş çalışmalarında varken üye bile olmadan ayrıldı.

İşte Orhan Önal'n bahsettiği fotoğraf.. 1970 yılında Karikatürcüler Derneğinin ilk genel kurulundan, artık çoğu aramızda olmayan çizerler... Orhan Önal en soldaki gözlüklü...Daha kimler yok ki...
- 52 yılı aşan çizerlik, 45 yıldır süren balon yazarlığı…Hem çizer, hem yazar… Ben de senin gibi yazarlıkla-çizerlik arasında kalmış, ikisini birden yapan biri olarak sormak istiyorum, ikisinin arasında kalmak zorluk yarattı mı?..
- Yaratmaz mı? Diyeceğim ben balon yazarlığı ile çizerlik arasında kaldım. Balon yazarlığı giderek ağır basınca bu durum çizerliğime zarar verdi diyebilirim…


Gene Yorgan mizah dergisinden bir anı... 16 Haziran 1993 tarihli bu fotoğrafta Orhan Önal en önde çömelmiş halde görülüyor... En solda Cihan Demirci, en sağda ise Sunder Erdoğan...
Sevgili Orhan Önal’la seller giden bir Aralık günü öğleden sonrasında Kadıköy’de birkaç saat konuştuk… Kah güldük, kah hüzünlendik. Karşımda 80'ine yürüyen merdiven dayamış bir delikanlı vardı. Ortaya bu röportaj çıktı… Orhan Önal 2010 yılında 80 yaşında… Üretmeye, koşturmaya devam ediyor… Kendini genç gören pek çok yazar-çizerden çok daha fazla hareket içersinde. Hala çizgi bantların balonlarını yazıyor… Ne zaman bir baloncu görsem aklıma hep o gelir benim. Hani baloncunun tüm balonlarını satın alıp sonra da onları gökyüzüne bırakan insanlar vardır ya, Orhan abinin bunca yıldır yazdığı karikatür ve çizgi bant balonlarını alıp sonra da öylece gökyüzüne bıraksak gökyüzü ne renkli olur diye düşünürüm bazen.
Heyecanla anlattı bana eski günleri. Onunla tanışmamızın üzerinden 28 yıl geçmiş ama sanki dün gibi konuşuyoruz Güneş gazetesi günlerini. Üreten insanın ayakta kalacağının güzel bir örneği o. Başlıkta da dediğim gibi balondan yazarların ortalığı sardığı günümüzde sevgili Orhan Önal ağabey, gerçek bir balon yazarı olarak onlardan ayrılıyor ve kulvarında tek başına koşuyor adeta… NİCE BALONLARA, NİCE ÇİZGİLERE SEVGİLİ ORHAN ÖNAL…
CİHAN DEMİRCİ
CİHAN DEMİRCİ